Eğitimde dayatmalar bitsin

Eğitimde dayatmalar bitsin

Yeni Eğitim öğretim yılının başlaması dolayısıyla bir açıklama yapan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci sınıflarla başladıağını hatırlatarak, yeni dönemde “eğitim katile, eğitimciler ise saygı beklemektedir” görüşü dile getirildi. Türkiye eğitimde yıllarca kaliteyi değil, ideolojik dayatmaları, baskı ve zulümleri konuştuğu açıklanan açıklamada şöyle denildi: “Üniversite kapılarındaki gözyaşları ve turnikelere sıkıştırılan özgürlükler yeni YÖK yönetiminin özgürlükçü uygulamaları ile üniversite kapılarında son buldu. Hukukî dayanaktan yoksun yasak ve dayatmalar, bazı yönetmelikler dolayısıyla çalışanlara uygulanmaya devam edilmektedir. ’Kamusal Alan’ yalanı insan onurunun önüne dikilmekte ve kamu çalışanları inancının gereği olan en demokratik hakkını kullanamamaktadır. Yeni eğitim-öğretim yılında insanları tek tipleştiren, onurunu hiçe sayan, karma eğitim mecburiyeti dâhil bütün antidemokratik dayatmalar son bulmalı, meşrû talepler yerine getirilmeli ve insanı merkeze alan yaklaşımların hayata geçirilmesine ve eğitimin sivilleştirilmesine devam edilmelidir.”
Yeni eğitim sisteminde zorunluluk dolayısıyla okula gidecek öğrenci sayısında ciddî oranda artış olduğu, 2012 yılında ilâveten üretilen 20 bin 500 derslik, İstanbul’un bazı ilçeleri başta olmak üzere özellikle bazı bölgelerde sınıf mevcutlarının 50’nin üzerine çıkmasını engelleyemeyeceği bildirildi. Açıklamada, 2012-2013 eğitim-öğretim yılı derslik ihtiyacındaki artış dolayısıyla sıkıntılı geçeceği vurgulandı.

ÖĞRETMENLER, AİLE BÜTÜNLÜĞÜ İSTİYOR
Öğretmenlerin il içi, il dışı isteğe bağlı yer değiştirmeleri ile özür grubu atamalarında yaşanan sorunların henüz aile bütünlüğünün sağlanamadığı, bu durumda 7 bini sınıf öğretmeni olmak üzere 11 bin öğretmen bulunduğu vurgulandı. Açıklamada, “Tayin dönemlerinin kurgulanmasından önce, alan değişikliği gibi bir kısım adımların zamanında atılmaması nedeniyle normlarda yaşanan daralma, öğretmenlerin tayin taleplerinde hareket alanını daraltmıştır. Özellikle sınıf öğretmenlerinin il dışı tayin taleplerinde 7 il, özür grubu tayin taleplerinde ise 10 ilin açılması, il emri hakkının verilmemesi nedeniyle anayasal zorunluluk olan aile bütünlüğü hâlâ sağlanamamıştır. Yeni eğitim-öğretim yılının aile bütünlüğü sağlanamayan öğretmenlere zehir olmaması için bir an önce öğretmen tayinleri yapılmalı, aile bütünlükleri sağlanmalı, il emri uygulanmalı ve il dışı isteğe bağlı atamalarda tayin olamayan öğretmenleri de rahatlatmak adına becayişin yolu açılmalıdır” denildi. Katsayı ve başörtüsü gibi konularda bilimsel gerçeklikten uzak bağnaz yaptırımlara son veren yeni anlayışın devamı olarak YÖK’ün, yeni eğitim yılında YÖK Reformu’nu gündemine alması gerektiği de ifade edildi.
FATİH KARAGÖZ-ANKARA

Özür grubunda dram artarak devam ediyor

Memur-Sen Ankara İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa Kır, özür grubu atamalarında öğretmen fazlalığı gerekçesiyle istediği ile atanamayan sınıf öğretmenlerinin dramı artarak devam ettiğini belirterek, “Gerek eş durumu, gerekse diğer özür grubu tayinlerine getirilen bu kısıtlamalar her şeyden önce insanî gerekçeler açısından büyük bir haksızlıktır” dedi. Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu meseleye hem çözüm bulmadığını hem de çözüm olarak sendikalardan gelen her öneriyi elinin tersiyle ittiğini söyleyen Mustafa Kır, “Bakanlık özür grubu atamalarında yaşanacak dramı görmezlikten, bilmezlikten ve duymazlıktan gelmiştir. Oysaki bu gün bu sebeple çok öğretmen eşlerinden ve çocuklarından ayrı kalmıştır. Annelerinden babalarından ayrı kalan çocukların, çocuklarından ayrı kalan anne ve babaların psikolojisi bozulmuştur. Bu yüzden sadece parçalanmış aileler oluşmamış aynı zamanda yuvası yıkılmış aileler de oluşmuştur” dedi. Kır, “MEB İnatlaşma değil, istişare yolunu seçmelidir” diye konuştu.

Recep Gören
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın