๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Eğitim Dünyası => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 14 Mart 2016, 13:08:48



Konu Başlığı: Ayasofya'nın ikinci katındaki o yazı
Gönderen: Sefil üzerinde 14 Mart 2016, 13:08:48
Ayasofya'nın ikinci katındaki o yazı

(http://d.risalehaber.com/news/198582.jpg)

Ayasofya Camii’nin ikinci katında, pek çoğumuzun fark ettiği, ilk başta çatlak zannedilen fakat zamanla bir Viking komutanına ait olduğu öğrenilen yazı ve anlamı.

"Halvdan buradaydı"

Tüm antik çağ boyunca yapılmış olan ibadethanelerin en görkemli ve uzun ömürlülerinden kabul edilen İstanbul Ayasofya Camii'nde, "Hünkar Mahfeline" çıkarken görülen bazı garip çizikler uzun yıllar kimsenin dikkatini çekmemiş, bunlar doğal çatlaklar sanılmıştı…

Ancak yapılan incelemede bu çiziklerin aslında eski Viking yazısı olduğu anlaşıldı… Gerçek şuydu ki; 9.Yüzyılda Ayasofya’yı ziyaret eden ve çok etkilenen Viking Komutanı Halvdan, bu çiziklerle kalıcı bir kitabe oluşturmuştu. Yazıda ”Halvdan buradaydı” yazılıydı… bu da kuşkusuz Ayasofya’daki sayısız gizem ve ilginç olaya sıradan bir örnek.

Peki ”Halvdan" kimdir?

Norveç’e bağlı ve Kuzey Kutup dairesinin yaklaşık 200 kilometre yukarısında, yani neredeyse kuzey kutbunda Lotofen denilen bir takımada vardır. Bu takımada da bir Viking kabilesi yaşar. Kabilenin adı reis Olav Tvennubrini’dir. Bu kabilenin de Halvdan adında bir başkomutanı vardır. Halvdan, genç ve bekardır. aynı zamanda da korkusuz bir başkomutandır.

bir gün Miklagard’a uzanacak uzun bir yolculuk yapar. Vikingler Miklagard derler bildikleri en büyük şehre... ve bildikleri en büyük şehirde malumunuz İstanbul’dur. Halvdan İstanbul’un çarşılarından, milyona varan insan kalabalığından çok etkilenir. Şehrin o dillere destan mabedi olan Ayasofya’yı ziyaret etmek ister. Ayasofya’yı başka bir şekilde ziyaret etmesi mümkün olmadığından bir ayine katılır. Hristiyan olmadığından da  ayin sırasında canı sıkılır ve muhtemelen cebinden çakısını çıkarır, gizli kapaklı bir şeyler kazır.

Bizans Vikingçe’den hiçbirşey anlamadığı ve yazıyı basit çiziklere benzettiğinden, çiziklere dokunmaz. Gün gelir Ayasofya Osmanlı’nın olur. Osmanlı da bu çizikleri bir yazıya değilde doğal koşullarda oluşmuş çiziklere benzettiğinden, o da dokunmaz. Böylece yazı günümüze kadar gelir. Hemde gizli kapaklı bir yerde değil, çok göz önünde bir yerde, ikinci katın mermer korkuluğunun tam üzerinde!

Yazıda ne mi yazıyor? Adam pes dedirtecek bir şey yapmış. En büyük mabede sadece adını kazımış.


Ekşi şeyler