> Forum > ๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ > Eğitim Dünyası >  Akademisyenliğe rağbet yok
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Akademisyenliğe rağbet yok  (Okunma Sayısı 598 defa)
18 Eylül 2012, 13:23:45
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 18 Eylül 2012, 13:23:45 »




 Akademisyenler karaborsaya düştü


Sayıları her geçen gün artan üniversiteler, önemli bir eksikliği de beraberinde getirdi. YÖK verilerine göre 170 üniversitenin, acil 30 bin akademisyene ihtiyacı var. Yeni üniversiteler, fakülte açmak için hoca bulamazken öğretim üyesi yetiştirme sistemi, ihtiyacı karşılayacak seviyede değil. En çok eksik ise tıp, hukuk ve sosyal bilimlerde.

Yükseköğrenime sınavsız geçiş için okul sayısını artırmayı hedefleyen Türkiye'de son 6 yılda 85 üniversite kuruldu. Yükseköğretim Kurulu verilerine göre 68'i vakıf, 102'si devlet üniversitesi olmak üzere 170 kurumun, acil olarak 30 bin akademisyene ihtiyacı var. OECD ortalamasını yakalamak içinse 110 bin eleman gerekli. Akademisyen eksikliği had safhada iken öğretim üyesi yetiştirme sistemindeki aksaklıklar, sıkıntının katlanmasına sebep oluyor. Doktora programlarındaki ideolojik ve keyfî uygulamalar, akademisyen yetişmesinin önündeki en önemli engel olarak dikkat çekiyor. 4 yıl olan doktora programlarının süresi, danışman hocaların da etkisiyle 7-8 yıla çıkıyor. Bazı hocaların, öğrenciyle şahsi anlaşmazlığa düşmesi yüzünden doktora eğitim süresi 10 yıla kadar uzayabiliyor.

İstanbul'da yaşanan bir olay, sıkıntının boyutlarını gözler önüne seriyor. Devlete bağlı vakıf tarafından kurulan bir üniversite, dekan olarak görevlendireceği profesör bulamadığı için iktisadi ve idari bilimler fakültesi açma başvurusunda bulunamadı.

Akademik alanda en çok şikâyet edilen dönem doktora yeterlilik süreci. Öğrenciler, bu dönemde hocaların kendilerini bırakmak için adeta bahane aradığını düşünüyor. Anadolu Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışan kadın doktora öğrencilerinden İ.G. de bunlardan biri. Evli olan İ.G., geçtiğimiz yıl hamile kalınca olanlar olmuş. Hocası A.G., "Sen nasıl hamile kalırsın? Bana sordun mu?" şeklinde azarlanınca neye uğradığını şaşırmış. Üstelik ceza olarak 1 yıl boyunca aldığı bütün derslerden bırakılmış. Halen doktorasının 5. yılında olan İ.G., bir an önce eğitimini bitirmek istediğini söylüyor.

Doktoraya devam eden bir başka erkek öğrenci de yüksek lisans eğitimi sırasında aynı keyfî tepkiyle karşılaşan T.L. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki tez hocasına nişan davetiyesini götürmek için gittiğinde neye uğradığını şaşırmış. Zira hocası M.D.'den, "Sen galiba bu eğitimi ciddiye almıyorsun. Nişanlanmak için bize danıştın mı?" şeklinde fırça yemiş. Akademisyenlik için en önemli aşama olan doktora programlarına başvuran aday sayısı her geçen yıl artıyor. Ancak eğitim sürecindeki keyfi uygulamalar, mezun sayısını düşürüyor. 2011'de 42 bin 938 doktora öğrencisinden 4 bin 638'i mezun olurken 2012'de rakam, 61 bin 488 öğrenciden 4 bin 617'ye düşmüş. Doktoranın zorluğu nedeniyle birçok arkadaşının eğitimi yarıda bırakmak zorunda kaldığını belirten yükseköğretim araştırmacısı Yar. Doç. Dr. Bekir Gür, "Bu sürecin gözden geçirilmesi şart." diyor.

En çok eksik tıp, hukuk ve sosyal bilimlerde

Akademisyen eksikliğinin sebeplerinden biri de son yıllarda sayıları hızla artan vakıf üniversitelerinin, devletten personel transfer etmesi. Üniversiteler, özellikle laboratuvar, teknik ve bilimsel altyapı yatırımı gerektirmeyen sosyal bölümler açıyor ve bu alandaki akademisyenleri topluyor. Bu nedenle en çok akademisyen eksikliği, sosyal ve toplum bilimleri gibi alanlarda yaşanıyor. Bu sebeple devlet üniversitelerinde özellikle doktoranın az olduğu hukuk gibi alanlarda ciddi açık oluşmuş durumda. Hukuk fakültelerinin yanında tıpta da aynı durum söz konusu.

Yurtdışına gönderilen ve yurda dönen öğrencilerin uzun yıllar zorunlu hizmete tabi tutulması da sıkıntı oluşturan konulardan. Zira yükseköğretimdeki hareketlilik az. YÖK tarafından akademisyen eksikliğini gidermesi için başlatılan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programları'nda (ÖYP) da aynı sorun var. Bu programlar nedeniyle akademisyenlerin kariyerini başladığı şehirde bitirmek zorunda kaldığını belirten yükseköğretim uzmanı Prof. Dr. Talip Küçükcan, yurtiçinde farklı üniversitelere misafir öğretim elemanı olarak gitmek isteyen akademisyenler için başlatılan Mevlânâ ve Farabi programlarının da yetersiz olduğuna dikkat çekiyor.

Yetiştirme programı yeniden ele alınmalı

Akademisyen yetiştirme meselesinin şimdiye kadar yeterince ele alınamadığına dikkat çeken Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, "Halbuki ilköğretim ve lisede öğretmen eksikliğinden önce üniversitedeki akademisyen eksikliği kapatılmalı. Çünkü ilk ve ortaöğretimin öğretmen kaynağı da üniversite." tespitinde bulunuyor. Konunun, önümüzdeki günlerde gündeme gelecek yeni YÖK Yasası kapsamında tartışılarak şekilleneceğini belirten Tekalan'a göre bu yasada konu detaylı şekilde incelenip yeniden planlanmalı. Yurtdışına giden öğrencilerin Türkiye'ye getirilmesi gerektiğini kaydeden Uluslararası Antalya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Asyalı da daha önce yurtdışına çıkan her 10 öğrenciden 7'sinin orada kaldığını ve 3'ünün döndüğünü ifade etti: "Şimdi bu oranı tersine çevirme zamanı geldi. Yurtdışına çıkan her 10 doktora adayından 7'si dönmeli."

Akademisyenliğe rağbet yok

Akademisyen ihtiyacını karşılamak için kurulan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programları'nın (ÖYP), başarılı gençler için çekiciliği yok. Ümit vaat eden gençlerin akademisyenliği seçmediğine işaret eden Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Sürmen, "Profesör bulmakta gerçekten zorlanıyoruz. Akademisyenler karaborsada. Öğretim elemanı profili zayıf üniversitelerin sayısı her geçen gün artıyor: "Mevcut sistemde 'kervan yolda düzülür' anlayışı hakim. Ama bunun için 20 yıla ihtiyaç var. Peki 20 yılda kaç nesil heba olacak? Bu üniversitelerden mezun gençler vasıfsız ve mesleksiz olarak hayata atılacak."

zaman

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Akademisyenliğe rağbet yok
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:15:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Akademisyenliğe rağbet yok rüya tabiri, Akademisyenliğe rağbet yok mekke canlı, Akademisyenliğe rağbet yok kabe canlı yayın, Akademisyenliğe rağbet yok Üç boyutlu kuran oku Akademisyenliğe rağbet yok kuran ı kerim, Akademisyenliğe rağbet yok peygamber kıssaları, Akademisyenliğe rağbet yok ilitam ders soruları, Akademisyenliğe rağbet yokönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes