> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Yeni bir medeniyetin inşası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yeni bir medeniyetin inşası  (Okunma Sayısı 659 defa)
02 Mayıs 2011, 15:44:48
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 02 Mayıs 2011, 15:44:48 »



YENİ BİR MEDENİYETİN İNŞASI ~

Artık, Mekke bir mihrap, Medine de bir minber olmuş; Hatib-i Ekmel ü Etemm'ine kavuşmanın tadını çıkanyor; Hz . .Adem'den bu yana yolların birleştiği yerde yeni bir medeni­yet inşa ediliyordu. Zaten, Mekke'de bir birikim vardı ve o, bütünüyle buraya akıp gelmişti; şimdi ise, bu temel üzerine her gün yeni yeni ayetler geliyor, nebevi hitabetle insanlar her geçen gün yeni şeyler öğreniyorlardı. İman adına önemli bir kıvam yakalanmış, artık fertler, bunun üzerine bina edilecek kulluk beklentisine girmişlerdi.

Sosyal ilişkiler baştan aşağıya yeniden gözden geçiriliyor ve insanı bağlar üzerinde yeniden atkılarla İslam'ın solmaz ve renk atmaz atlası dokunuyordu. Bir gün yanına bir sahabe yaklaşıyor ve:

- İslam'da hangi iş daha hayırlı, diye soruyordu. Gelen cevap:

- Yemek yedirmen ve bildiğin ve bilmediğin herkese se­lam vermen,615 şeklinde oluyordu. Demek ki bu medeniyet, 'verme, beklentisiz olma ve insanlar üzerinde güven telkin

615 Buhari, Sahih, 1/13 (12)

etme' üzerine inşa edilecekti. Ancak, bunlann hiçbiri asıl he­def değildi; asıl hedef, Allah'ın da hoşnut olacağı gerçek bir Müslüman modelini ortaya koyarak rıza ufkunu yakalamaktı. Cehalet döneminden kalan bütün kınntılan bir kenara atıp yok edecek bir hamleydi bu.

- Komşusu, şerrinden emin olmayan kimse cennete gi­remez,616 buyuruyordu. Elbette cennet, bizatihi hedef değildi; ama, cennete götüren yol, nzayı da kazandıracak yoldu. De­mek ki, bu nzaya talip olan insan, büyük bir aile gibi komşu­luk ilişkilerinde, onlan kucaklayıp ihtiyaçlannı gidermede ka­yıtsız kalmamalıydı. O'na göre, komşusu açhkla kıvnm kıvnm sancılar içinde ıstırap çekerken, yanıbaşındaki bir mü'minin, karnını doyurması iman adına büyük bir eksiklikti.s'?

- Müslüman, diğer insanların el ve dilinden emin olduğu insandır.s'" buyuruyordu Efendiler Efendisi! Zaten, can düş­manlanın kendisine 'Emın' ünvanını vermesini ve ona sınırsız güvenmesini sağlayan da o değil miydi? O emniyet ki, hayatı­na kastedenlerin bile vicdanlannda rahatsızlık duymalannı; acımasızca üzerine gidildiği dönemlerde sahip çıkma hissiyle yanına yaklaşmalannı netice veriyordu. Demek ki emniyet, kobralan ehilleştirecek, kurtlan da kuzu bekçisi haline geti­recek önemli bir iksirdi. Ve şimdi bunu Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), bizzat ashabından istiyordu.

"Sizden birisi, kendisi için istediğini kardeşi için de iste­medikçe, kemal noktada imana ulaşamazl'P'? cümlesi de O'na aitti. Demek ki imanda, her bir mü'min için idealolan bir de kemal nokta vardı! Ve bu kemal noktaya ulaşmanın en kestir­me yollanndan birisi, ücrette gerilerin de gerisine kayarak ga­nimet paylaşımında arkadaşlannı kendisine tercih etmekten

616 İbn Hibban, Sahih, 2/264 (510)

617 Bkz. Buhari, Sahih, 5/2240 (5673); Mişkatü'l-Mesabih, 2/424 618 Buhari, Sahih, 1/12 (10)

619 Buhari, Sahih, 1/14 (13)

geçiyordu. Bunun adı, tefôni idi ve İbrahimvan bir geleneğin ürünüydü.

Aynı mihraptan yankılanan bir başka ses, bütün mü'min­leri tek bir insana benzetiyor ve dünyanın neresine bir ateş dü­şerse düşsün bunun, her bir mü'mini yakacağını anlatıyordu. Öyleyse, dünyanın neresinde olursa olsun, bir Müslüman'ın başına gelen olumsuzluğa kimse kayıtsız kalmamalı ve onun için, elinden gelen ne varsa, onu yapma ve yaraya merhem olma yanşına girmeliydi. Binayı oluşturan tuğlalar gibi bir vahdet görüntüsü olmalıydı ki, neticede ortaya muhkem bir bina modeli çıksın!620

Bunlar, müspeti ikame adına ortaya konulan hamlelerdi.

Bir de bunun, diğer tarafı vardı; artık, düşmanlığın köküne kez­zap dökülecek ve en büyük düşman olarak o telakki edilecekti. Kimseye arka dönülmeyecek ve ihtiyacı olan herkesin yardı­mına koşulacak, mü'min kardeşinin elde ettiği güzellikler, bı­rakın haset ve kıskançlıkla karşılanmayı, birer iftihar vesilesi olacak ve insanlar, gerçek manada kardeş olacaklardı. Böylesi­ne sağlam bir kardeşlik de, sebebi ne olursa olsun, Müslüman kardeşiyle üç günden fazla mükaleme-i kelamı kabullenmiyor, bütün küskünlükleri muhabbet meşcereliğine dönüştürüyor­du. Bunu ifade ederken Allah Resülü (sallallalıu aleyhi ve sellern), maksadını şu beliğ mesajın kalıplanna dökmüştü:

- Sakın, birbirinize buğzetmeyin; hasetten de uzak durun ve birbirinize sırt dönmeyin! Ey Allah'ın kullan! Kardeş olun. Bir Müslüman'ın. diğer kardeşiyle üç günden fazla konuşma­ması, asla helal değildir.?"

Zaten Müslüman, diğer Müslüman'ın kardeşiydi; ona ne zulmedebilir ne de onu zulmün kucağına atabilirdi. Bir kardeş olarak, herhangi bir Müslüman'ın yardımına koştuğu sürece

620 Bkz. Müslirn, Sahih, 4/2000 (2586) 621 Bkz. Buhari, Sahih, 5/2253 (5717)

Allah da onun yardımına koşar, önemli bir ihtiyacını giderir­di. Demek ki böyle bir hareket, sıkıntıların giderilerek huzur içinde bir hayat yaşayabilmek için Allah'a sunulmuş en bü­yük dua anlamına geliyordu. Bir de işin, ahiret yurduna bakan yönü vardı; burada bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını gide­rip sıkıntısını izale eden için Allah (celle celaluhü), yannki ahiret yurdunda ve en çok ihtiyaç hissettiği bir anda sıkıntılannı gi­dererek sahil-i selamete ulaştıracak ve insanlann, sıkıntıdan gırtlaklanna kadar ter döktükleri o demde onlara rahat bir nefes aldıracaktı. Burada affetmek, orada affedilmeyi; burada setretmek de orada setredilmeyi gerektiriyordu ve bunun için bir mü'min, diğer kardeşlerinin kusurunu görmezden gele­cek ve nazarını hep kendi kusurunun üzerinde dolaştıracaktı. Başkasına savcı gibi muamele etme yerine, savcılık gömleği­ni, kendisini nazara aldığında giyecek; Müslüman kardeşinin hep avukatlığını yapmayı bir ahlak haline getirecekti. Çünkü Efendiler Efendisi:

- Müslüman, diğer Müslüman'ın kardeşidir; ne ona zul­meder, ne de ona yapılan zulme razı olur! Sizlerden kim, kar­deşinin ihtiyacını gidermek için yola koyulursa, Allah da onun ihtiyacını giderir; kim de, bir Müslüman'ın sıkıntısını gider­meye matuf bir yola girerse, Allah da ahiret gününde onun sıkıntısını giderir; Müslüman'ın ayıplannı görmezden gelenin de Allah, kıyamet gününde ayıplannı örter, kimseyi ona mut­tali kılmaz.v" buyuruyordu.

Yeryüzünde bulunanlara merhametle yaklaşıp herkesi ve her şeyi şefkatle kucaklamak, semadan da rahmet meltemle­rinin esmesi adına en büyük davetiye demekti. 623 Yanm bir

622 Bkz. Buhari,Sahih, 2/862(2310)

623 Bkz. Beled, 90/12-18 "Sarp yokuş, bilir misin nedir? Sarp yokuş; bir köleyi, bir esiri hürriyetine kavuşturmaktır. Kıtlık zamanında yemek yedirmektir. Yakınlığı olan bir yetimi ya da yeri yatak, (göğü yorgan yapan, barınacak hiç­bir yeri olmayan) fakiri doyurmaktır. Hem sarp yokuş; Gönülden iman edip,

hurma bile olsa, mü'min kardeşine onu takdim etmek, cehen­nem ateşinden korunmanın önemli bir yoluydu. Şayet, yanm hunnayı da bulamayacak kimseler var ise bunlar da, muha­taplannı tatlı dil ve mütebessim bir çehreyle karşılamak sure­tiyle aynı kazançtan istifade edebileceklerdi.v-

Diğer yandan, bir beşer olarak insanın karşı1aşabileceği en küçük meseleler ele alınıyor ve teker teker çözülüyordu: zira din, insanın her türlü ihtiyacını giderecek mahiyette çö­zümler içeriyordu. Yeme ve içmeden oturup kalkmaya, çar­şı-pazardan aile içi münasebetlere ve sosyal hayatta birlikte yaşama kurallannı belirlemeden ferdin topluma karşı görev­lerini uygulanır hale getirmeye kadar hemen her meselede adımlar atılıyor ve her yönüyle orijinal yepyeni bir medeniyet inşa ediliyordu. Hatta bu durum, diğer Medinelilerce tenkit edilecek ve:

- Sizin peygamberiniz, tuvaletinizi nasıl yapacağınıza kadar hemen her şeyi size öğretiyor, diyerek garipsenecekti. Böyle bir tepkiyle karşılaşan Selman-ı Farisi. dönüşümün de fiili örneğini verireesine bu adama şöyle cevap verecekti:

- Evet, elbette öğretecek! Hatta bunun ötesinde daha çok şey öğretecek! ihtiyacımızı giderirken kıbleye dönmememiz gerektiğini, sağ elimizle istincada bulunmamamızı ve bunu yaparken en azından üç farklı taş kullanıp, kemik ve kurumuş hayvan dışkısına bulaşmamamız gerektiğini de öğrctecckl'<

Zira O (sallallahu aleyhi ve sellem), bir peygamberdi; ümmeti arasında evindeki baba konumundaydı ve yeni yetişen cema­atinin, her türlü işlerinde onlara rehberlik yapacaktı.

Kısaca mü' min, adım atıp yürüyen, nefes alıp konuşan ve

birbirlerine sabır ve şefkat dersi vermek, sabır ve şefkat örneği olmaktır. İşte hesap defterleri sağ ellerine verilecek olanlar bunlardır." Ayrıca bkz. Ebü Da­vüd, 4/285 (4941); Tirmizi, Sünen, 4/323 (1924)

624 Buhari, Sahih, 3/1316 (3400) 625 Müslim, Sahih, 1/223 (262)

nabız olup toplumda atan bir Kur'an haline geliyordu. Bun­dan böyle her bir sahabenin konuşmaları Kur'ani ve adımları da Muhammedi idi. Zaten mü'min olmak, önemli bir tercihti ve bu tercihle birlikte insan, onun içeriğini bütünüyle kabul­lenmiş oluyor, gereklerini yerine getirme konusunda da Allah ve Resülü'ne söz veriyordu. Bir mü'min için söz, senetten de öte bir değer ifade ediyordu; verdikleri sözü yerine getirınede ise, sahabenin önünde yürüyebilecek bir başka topluluk gös­termeye imkan yoktu. Efendiler Efendisi, Medine minberinde oturmuş, peygamberlerden sonra yeryüzündeki en faziletli cemaati oluşturuyordu. Belli ki artık, Hira'da başlayan de­ğişim, beklenen mayayı tutmuş ve eskiye ait cehalet edalı ne kadar problem varsa hepsini değiştirmeye başlamıştı. Ve bu değişim, sadece belli bir coğrafyaya has değildi; bu değişimle birlikte, ahengini kaybetmiş bütün evler yeniden şenlenmeli, dünyanın sadece bir yüzüne değil, bütününe birden huzur gel­meliydi. Çünkü bu değişimin rehberi, bütün alernlere rahmet olarak gönderilmiş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yeni bir medeniyetin inşası
« Posted on: 30 Nisan 2024, 17:42:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yeni bir medeniyetin inşası rüya tabiri,Yeni bir medeniyetin inşası mekke canlı, Yeni bir medeniyetin inşası kabe canlı yayın, Yeni bir medeniyetin inşası Üç boyutlu kuran oku Yeni bir medeniyetin inşası kuran ı kerim, Yeni bir medeniyetin inşası peygamber kıssaları,Yeni bir medeniyetin inşası ilitam ders soruları, Yeni bir medeniyetin inşasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes