> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Ebu Cehilin sonu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebu Cehilin sonu  (Okunma Sayısı 3169 defa)
01 Mayıs 2011, 18:52:59
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Mayıs 2011, 18:52:59 »



Ebu Cehil'in Sonu

Ön saflarda savaşan Abdurrahman İbn Avfın yanına bir ara­lık Erisar'dan iki delikanlı geldi. Bunlar, Muôz İbn Amr İbn Cemidi ve Muôz İbn Afrô. adındaki iki Ensar idi. Bıyıkları yeni terlemiş bu gençler, kervanı takip için Medine'den yola çıkarken, belli ki geri dönmekten son anda kurtulmuş ve buraya kadar gelebilmişlerdi.

Hatta sağ ve sol tarafına gelen bu iki delikanlıyı gören Hz. Ab­durrahman, bunlar yerine yanında daha tecrübeli insanların olması temennisinde bulunacaktı. Ancak onların derdi, kendisiyle birlikte savaşmak değildi; birisi usulca yanına yaklaşacak ve yanındaki ar­kadaşına da duyurmamak için sesini biraz da kısarak fısıltı halinde ona şunu soracaktı:

- Ey amca! Sen Ebu Cehil'i tanıyor musun?

- Evet, tanıyorum, dedi Abdurrahman İbn Avfve sordu:

- Peki, senin Ebu Cehil'le ne işin var ey kardeşimin oğlu?

- Resülullah'a küfrettiğini duydum; nefsim yed-i kudretinde

olana and olsun ki, şayet onu görürsem, gölgem gölgesinden ayrıl­madan önce mutlaka onu öldüreceğim!

O, Abdurrahman İbn Avfa bunları söylerken diğer delikanlı da arkadan eteğinden çekiyor ve o da, benzeri şeyler söyleyip gizlice Ebu Cehil'i soruyordu. Abdurrahman İbn Avf, bu iki delikanlıların hal ve istekleri karşısında şaşkınlığını gizleyememişti ama yine de:

- İşte, sizin bana sorduğunuz adam şu, diyecek ve karşısında şiir mınldanarak savaşan Ebu Cehil'i gösterecekti.

Daha o, parmağını kaldınp da işaret eder etmez her iki genç, yaydan fırlayan ok misali Ebu Cehil'in olduğu yere doğru koşmaya başlamışlardı. Abdurrahman İbn Avi, arkadan gençleri hayranlıkla seyre dalrmştı. İnsanlar:

- Bugün Ebu Cehil'in yanına kimse yaklaşamaz, diyorlardı ama gençler çoktan Ebu Cehil'in yanına sokulmuşlardı bile onların git­mesiyle Ebu Cehil'in yere serilmesi arasında çok az bir zaman geç­mişti; Her ikisi birden saldırmış ve inen kılıç darbeleriyle Ebu Cehil yere serilmiş can çekişiyordu.

Sevinçle huzura geldiler; onlar için bir Allah düşmanı daha dev­rilmişti ya, bundan daha büyük bir müjde olamazdı. Şimdi bu müj­deyi Allah Resülü ile de paylaşma zamanıydı ve ümmetin firavunu Ebu Cehil'i öldürdüklerini söylüyorlardı. Onların heyecanlarına ayrı bir değer veren Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Peki, onu hanginiz öldürdü, diye sordu. Her ikisi de:

- Onu ben öldürdüm, diyordu. Bu sefer de onlara:

- Kılıçlarınızdaki kanı sildiniz mi, diye sordu.
- Hayır, ya Resülullah, dediler. Bu arada kılıçlarını da çıkarmış, her birisi de, Ebu Cehil'i kendisinin öldürdüğünü ispat için onları Efendimiz'e göstermeye çalışıyorlardı. Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), her iki kılıca da dikkatlice baktı ve:

- Onu ikiniz öldürmüşsünüz, buyurdu.

Muaz İbn Afra küfür ordusunu İslam' a karşı kışkırtıp da Bedir' e kadar getiren böylesine önemli bir adamı öldürmüş olmanın hazzıy­la huzurdan aynlırken, kolundaki kılıç darbesini fark etmişti. Kan kaybediyordu. Meğer, Ebu Cehil'e kılıç sallarken onun oğlu İkrime de, Muaz'ı hedeflemiş ve koluna bir kılıç darbesi indirmişti.

Ebu Cehil devrilmişti ama hala yaşıyordu. Artık savaş bitmişti Efendimiz'in talimatıyla sahabe, savaş meydanında dolaşıp da neti­ceyi görmek istiyordu. Hatta Ebü Cehil'in de ölüler arasında olup ol­madığını Efendimiz özellikle sormuş ve tanıyamazlarsa bacağındaki bir yarayı tarif ederek ona bakmalarını tembih etmişti. Zira Hira'da­ki vuslat öncesinde, Abdullah İbn Cüd'an'ın hanesinde bulundukları bir sırada Ebü Cehil oyunbozanlık yapmış ve Efendimiz de onu yere çalıvermişti. İşte bu hadise sonrasında Ebü Cehil'in dizinde yara oluşmuştu. Bugün Allah Resülü aynı yaranın izini hatırlatıyordu.

Abdullah İbn Mes'üd, Ebü Cehil'i fark ettiğinde Ebü Cehil'in ölümüne ramak kalmıştı. Yüzünü demir miğferle kapatmış, kılıcını da dizi üzerine koymuştu. Hareket edecek hali yoktu ve yüzü yere bakıyordu. Ancak, hala yaşıyordu. Önce, kılıcını kaldırıp işini bitir­mek istedi; ancak bu, onun için kolay bir ölümdü. Ebü Cehil, hezi­meti iliklerine kadar yaşamalıydı. Bir de, yıllar önce kendisine karşı savurduğu tehditleri hatırladı. Mekke'nin o sıkıntılı günlerinde:

- Seni mutlaka öldüreceğim, diye İbn Mes'üd'u tehdit etmiş­ti. Hatta o zamanlar İbn Mes'üd bir rüya görmüş ve bu rüyasını da, Ebu Cehil'i kendisinin öldüreceği şeklinde yorumlamıştı. Onun için iyice yanına yaklaştı ve ayağını Ebu Cehil'in başına hafifçe dokun­durarak:

- Seni rezil ve rüsva eden Allah'a hamd olsun ey Allah düşmanı!

Şimdi aklın başına geldi mi, diye seslendi.

Ebü Cehil, hala eski Ebü Cehil'di. Ne yenilgiyi bir türlü kabul­lenmek istiyor ne de küfründen taviz veriyordu. İbn Mes'üd'un bu sözlerine karşılık şunları söyleyecekti:

- Niye rezil ve rüsva olayım ki! Neticede bir adamı öldürmüş oluyorsunuz! Beni öldüren bir baldırı çıplaktan dolayı mı rezil ola­yım!

Ebü Cehil'in derdi başkaydı; çünkü aklı, hala savaştaydı. Bir macera uğruna Bedir'e kadar getirdiği ordunun durumunu öğren­mek istiyordu ve güçlükle sordu:

- Sen esas bana söyle; kim galip geldi?

- Zafer, Allah ve Resülü'nün, diye haykırdı İbn Mes'üd,

Ebü Cehil'i öldüren bu haberdi. Kin ve nefretinden zerre kadar taviz vermeyen bu adam, İbn Mes'üd'a acı acı baktı. Küfrün tükeni­şiydi bu bakışlar aynı zamanda. Ancak kibir ve gururundan da taviz vermek istemiyordu. Bu haldeyken bile İbn Mes'üd'u küçümsüyor ve içinde bulunduğu konumu kabullenmek istemiyordu. Onu hala koyun çobanı olarak görüyordu; halbuki koyun gütmenin ayıpla­nacak bir yanı olamazdı. Hem, her peygamberin koyun güttüğünü bizzat Efendiler Efendisi beyan buyurmuştu. Evet, İbn Mes'üd da koyun gütmüştü ama esasında Ebü Cehil'in maksadı, giderayak İbn Mes'üd'a hakaret etmekti. Bu bardağı taşıran son damla olmuş ve kaçınılmaz sonunu kendisi hazırlamıştı.

Ve ... Yılların vebalini üzerinde taşıyan Ebü Cehil'e son darbe­yi indirdi İbn Mes'üd, Küfür adına önemli bir kale daha yıkılmıştı. Onun ölümü, aynı zamanda Bedir'in dönüm noktasını ifade ediyor­du. Zira zaten onun zorlamasıyla Bedir'e gelen müşrikler, onun da öldüğünü duyar duymaz kaçmaya başlamışlardı.

Efendimiz'e bu müjdeyle gelen İbn Mes'fıd:

- Ya Resfılullah, diye seslenecek ve Ebfı Cehil'in ölüm haberini

verecekti. Haberi duyar duymaz Efendimiz, önce: - La ilahe illallah, dedi. Arkasından da sordu:

- Gerçekten öldürülmüş mü?

- Evet, deyince, önce secdeye kapandı ve ardından da, iki rekat

namaz kılıp:

- İslam'ı ve Müslümanlan aziz kılan Allah'a hamd olsun, bu­yurdu.

Artık, hakla batılın arası iyice belirginleşip müşrikler kaçmaya

başlayınca Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), kılıcını çekecek ve onları arkadan takip etmeye başlayacaktı. Bu takip sırasında yine:

- Onların toplu kuvvetleri bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.w mealindeki ayet i tekrar edip duruyordu. Bu ayet, bundan beş yıl önce Mekke'de inmişti ve o gün bugündür saha­be, müşrik ordusunun hezimet yaşayıp da kaçacağı günü bekliyor­du. Bedir günü olup da müşrikleri kaçarken gören ve bu kaçışı takip ederken de Allah Resülü'nün bu ayeti okuduğuna şahit olan sahabe­nin, söz konusu ayetin daha o günden Bedir müjdesini verdiğinde şüphesi kalmamıştı.

Artık Bedir meydanında, bir kenarda bağlanıp bekleyen esirler­le cansız yatan müşrik bedenlerden başka Kureyş ordusundan her­hangi bir unsur kalmamış. Bir grup sahabe, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte esirleri teftiş ediyor. Bu esnada sahabe arasın­dan birisi ileri atılacak ve sıranın, şimdi de kaçan kervana geldiğini söyleyecekti. Bunu, Efendimiz'in amcası Hz. Abbas da duymuştu ve hemen sesini yükseltti:

- Hayır, bu Sana helal olmaz!

Herkes şaşırmıştı. Olacak şey değildi; bir adam hem esir olacak hem de kendilerini esir alanlara akıl öğretecektil Efendiler Efendisi de sordu:

- Peki, niye?

- Çünkü, Allah (celle celaluhü) Sana, iki topluluktan birisini vaa-

dediyor şimdi de onlardan birisini Sana vermiş bulunuyor!

Gerçekten doğruydu; Allah (celle celaluhü), Bedir zaferini bir ihsan olarak lütfettiğine göre bir de kervanın peşine düşerek hırs göster­mek olmazdı ve Hz. Abbas'a dönen Efendimiz:

- Doğru söylüyorsun, buyurdu.

Bu arada, Allah'ın kendilerine balışettiği zaferi, şiirin kalıpla­rına döküyor ve Hz. Ebu Bekir ile karşılıklı olarak sevincini payla­şıyordu. Bir aralık yanına, Taif dönüşünde kendisine eman veren Mut'im İbn Adiyy'in oğlu Cübeyr gelecek ve onları affetmesi için ta­lepte bulunacaktı. Resülullah'ı düşündürüp maziye götüren bir ta­lepti bu ve bir müddet sonra şunları söylemeye başladı:

54 Kamer, 54/45

- Şayet, Mut'im İbn Adiyy bugün yaşıyor olsaydı ve şu esirler konusunda Benimle konuşmuş olsaydı, sırf onun hatırı için bunları serbest bırakırdım!

Vefa insanıydı ve O'nunla birlikte o günleri yaşayanlar, Mut'­im İbn Adiyy'in üç yıl süren boykotun kaldırılmasındaki rolünü dü­şünüyor, Taif dönüşünde ortaya koyduğu kahramanlığı hatırlamaya çalışıyorlardı; zira Mut'im, her iki kritik noktada da önemli roller üstlenmiş ve Allah Resülü ve mü'minler yanında yer alarak zulüm adına karanlık bir dönemin daha kapanmasına vesile olrnuştul-"

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebu Cehilin sonu
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:13:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebu Cehilin sonu rüya tabiri,Ebu Cehilin sonu mekke canlı, Ebu Cehilin sonu kabe canlı yayın, Ebu Cehilin sonu Üç boyutlu kuran oku Ebu Cehilin sonu kuran ı kerim, Ebu Cehilin sonu peygamber kıssaları,Ebu Cehilin sonu ilitam ders soruları, Ebu Cehilin sonuönlisans arapça,
Logged
26 Nisan 2019, 14:13:00
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 26 Nisan 2019, 14:13:00 »

Esselamu aleykum. Peygamber efendimize ve sahabelerine zulüm eden azabindan çektiren ebu cehil sonsuz bir cehennem azabına mahkum olmuştur.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

27 Nisan 2019, 12:30:35
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 27 Nisan 2019, 12:30:35 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Nisan 2019, 00:18:57
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 28 Nisan 2019, 00:18:57 »

Aleyküm selâm Ebu Cehil İslamiyet e her zaman karşı olmuştur cehennem ehlidir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes