๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Nisan 2011, 10:58:28



Konu Başlığı: Tebük ten ayrılış
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Nisan 2011, 10:58:28
Tebük'ten Ayrılış

Yaklaşık yirmi gündür ikamet edilen Tebük'ten ayrılma vakti gelmişti; ancak ne Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellernj'jn ne de as­habın elinde azık adına bir şey kalmıştı! Medine'ye geri dönme kara­rı alındığına göre yakın zamanda bir savaş ihtimali de yoktu ve bunu fırsat bilen ashab, huzura gelerek şöyle dedi:

- Ya Resülullah, diyorlardı. Bize izin versen de, develerimizi kesip hem yiyecek ihtiyacımızı karşılasak hem de yağlarından isti­fade etsek!

Talep de kendilerinden geldiğine göre makul görünüyordu ve bir kısmı itibariyle çoktan kesim işine başlamışlardı bile ... Bunu gören Hz. Ömer, onlara kesim işine bir miktar ara vermelerini söy­leyip bir çırpıda Allah Resülü'nün yanına geldi:

- Ya Resülullah, diyordu. Yüklerini taşıdıkları develerini kesip de yemeleri konusundaki izni insanlara siz mi verdiniz!

Ne böyle bir izinde problem vardı ne de herkesin sahip olduğu develeri kesmesinde! Ancak yarınları omuzlayacak olan Hz. Ömer'in gerekçesi çok farklıydı. Onun bu telaşını gören Allah Resülü (sallalla­hu aleyhi ve sellern):

36ı Efendimiz'in, Tebük'ten daha ileriye gitmemesinde Şam cihetinde yaşanan taun hadiselerinin de etkili olduğu ifade edilmektedir. Hatta konuyla ilgili olarak, "Bir yerde taun olur ve siz de orada bulunursanız, sakın oradan dışarı çıkmayın; bu sırada siz bajka bir yerde bulunuyorsanız, bu durumda da sakın oraya ginneyin!" uyansının Tebük günlerinde yapıldığı bildirilmektedir. Bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/373 (23214); Taberani, Mu'cemu'l-Kebir, 18/15 (21); Salihi, Sübiilii'l-Hiida ve'r-Reşad,5/462

- Açlık konusunda yaşadıkları sıkıntıları Bana gelip şikayet edercesine anlattılar. Ben de, geride kalanlara nöbetleşe binmeleri şartıyla ve yük için ayrılanlardan olmak üzere her bir grubun birer ikişer deve kesmesine izin verdim; zaten insanlar da evlerine dönü­yorlar, diye cevapladı Hz. Ömer'i. Bunun üzerine Hz. Ömer bir adım daha atarak:

- Yil Resülullah, dedi. İnsanların elinde ihtiyat açısından bir miktar azık bulunması her zaman daha hayırlıdır; çünkü bugünler­de develer iyice zayıf düştüler! Fakat, yil Resülullah, onların azıkla­rından artan kısımlarını talep et ve onların hepsi bir araya getirilsin; sonra da Sen, Hudeybiye'den dönerken olduğu gibi yine bereket için Allah'a dua et; o zaman Sana icabet ettiği gibi Allah'ın böyle bir tale­be yine bereket ihsan edeceği umulur!

İhtiyatlı bir yaklaşımdı ve Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), bu talebe de olumlu yaklaşmıştı. Şimdi sıra, insanlara bunun duyurul­masına gelmişti. Tebük'te bir münadi sesleniyor ve herkesin, elinde azık adına ne varsa onu Resülullah'ın yanına getirmesini ilan edi­yordu!

Çok geçmeden herkes, eline ne geçmişse getirmeye başlayacak ve ortada biriken üç öbek yiyecek, otuz bin kişilik ordunun tamamı­nı doyurmaya yetecekti. Aynı yolculuk esnasında defalarca su mu­cizesine şahit olacaklar ve yorgun develerin de Allah Resülü'nün duasındaki bereket vesilesiyle en hızlı binekler haline geldiğini gö­receklerdi.