> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Kabeye giriş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kabeye giriş  (Okunma Sayısı 2299 defa)
23 Nisan 2011, 15:29:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Nisan 2011, 15:29:47 »



Kabe'ye Giriş

Artık ortalık durulmuştu; MekkeIiIerde derin bir sessizlik M­kimdi. Allah Resülü, çadırında gusül abdesti aldı ve Allah'ın lutfet­tiği bu neticeye bir şükür ifadesi olarak önce sekiz rekat namaz kıldı ve ardından da devesini getirmelerini emretti. Kasva, çadırın kapısı­na kadar getirilmişti ama Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), zırhıyla miğferini de giymek için yeniden çadınna dönecektil Şimdi silahını da kuşanmış, tam tekmil Kabe'ye yürüyordu!

Bu sırada ashab, Handerne ile Hacün arasında gidip geliyor ve Allah Resnlü için güvenli bir yololuşturmaya çalışıyordu. Kabe, bay­rama hazırlanıyordu!

Yolda giderken çocuklar iki tarafa diziImiş Allah Resnlü'ne se­vinç gösterisinde bulunuyorlardı; bilhassa kız çocuklar, başlarındaki

bağları çözmüşler ve ellerine aldıkları örtüleriyle yanlarından geçen atların yiizlerine doğru sallıyorlardı.

Artık Allah Resülü'nün hedefinde Kabe vardı; Resülullah (sal­lallahu aleyhi ve sellern), ehlullah tarafından ikizi olarak telakki edilen mekana doğru ilerliyordu! Bu sırada yolları, Hz. Halid ile birleşmiş­ti; ona:

- Ben, savaşmaktan nehyettiğim halde sen niye kılıç kullandın, diye çıkışıyordu.

- çatışmayı önce onlar çıkardılar, diye başladı sözlerine Hz.

Halid. Bize ok yağdırıp kılıç çektiler! Halbuki ben, mümkün oldu­ğunca çatışmadan uzak durmaya çalışıyordum; onları, insanların girdiği dine İslam'a davet ettim ama onlar, bunu reddettiler. Bu du­rumda onlarla çarpışmaktan başka çare bulamadım; zaten bu çar­pışmada Yüce Allah da bizi muzaffer kıldı ve onlar dört bir yana ka­çışıverdiler, ya Resülullahl

Bu sefer de Allah Resülü ona:

- Öyleyse onları takipten vazgeç, buyurdu. Sonra da ashabına:

- Silahlarınızı bırakın, diye seslendi. Bu genel tamimden sade-

ce, kendilerine saldırıp da yirmi üç Huzaalıyı öldüren Beni Bekr'lere karşı Huzaalıların istisna olduğunu bildiriyor ve onların da ikindi vaktine kadar zamanlarının olduğunu ilan ediyordu.

Derken Medine'deki minber Mekke'deki mihrapla buluşmuş ve Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellem) de Kabe'ye gelmişti. Resülullah, onu görür görmez, önce elindeki bastonuyla uzaktan selamladı ve ardından da tekbir getirmeye başladı. Efendiler Efendisi'nin tekbi­rini duyan herkes, avazı çıktığı kadar tekbir getiriyordu; O kadar ki, Mekke'de yer yerinden oynuyordu. Bu sırada dağ başlarına çıkıp da kaçan müşrikler, Kabe'deki bu tekbir sesleriyle irkilecek ve duyup gördükleri bu manzara karşısında oldukça etkileneceklerdi. Her geçen dakika, merakları daha da artıyordu ve gelişmeleri daha ya­kından takip etmeyi can ii gönülden istiyorlardı! Sonun da Allah Re­sülü (sallallahu aleyhi ve sellem), mübarek parmağını dudaklarına götü­rerek:

- Susunuz, diyecekti. Zira şimdi tavaf başlıyacaktı. Kasva'nın yularını Muhammed İbn Mesleme tutmuş, Resülullah devesinin üzerinde tavafa başlıyordu! Önce Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sel-

lem), Hacer-i Esved'in yanına geldi ve yine onu uzaktan istilam ettik­ten sonra da tavafa başladı.

O gün, Kabe'nin etrafında, her biri kurşunla kaplanmış üç yüz atmış tane put vardı. Müşrikler, kurbanlarını gelip bunların yanında keser, ihtiyaçları olduğunda bu putların önünde diz çökerek talep­lerini dile getirirlerdi, Kabe artık İslam'la bütünleştiğine göre onun, en büyükleri sırasıyla Hübel, İsaf ve Naile diye adlandınlan bu put­lardan da temizlenmesi gerekiyordu. Nitekim Allah Resı1lü (sallallahu aleyhi ve sellern), her birinin yanından elinde tuttuğu yayıyla geçerken işaret ediyor, işaret ettiği put da yüz üstü yere düşüyordu. Bunu ya­parken de:

- Artık hak geldi ve batıl da zail oldu; zaten batıl zail olmaya mahkümdur.s" mealindeki ayeti okuyordu.

Her şavtta Hacer-i Esved'i selamlıyordu ve nihayet Kahe'yi yedi kez tavaf etmişti. Devesinden inecekti; orada Kasva'yı yaklaş­tınp da üstüne basarak inebileceği bir yer bulamamıştı ve elleriyle ashabı O'nun inmesine yardım ediyorlardı. Bineğinden iner inmez Makam-ı İbrahim'e doğru yöneldi; zırhıyla miğferi hala üzerin­deydi; mübarek başlarına sardığı sarık da omuzlarından aşağıya doğru sarkmış vaziyetteydi. Burada iki rekat namaz kıldı ve sonra da Zemzem'in olduğu yere doğru hareket etti.

- Şayet Abdulmuttaliboğulları Bana baskın gelecek olmasalar­dı, ondan bir kova su çekerdim, diyordu. Bunun üzerine Hz. Abbas, 316 hemen bir kova Zemzem çıkarıp Allah Resülü'ne ikram etti; ondan içiyor ve abdest alıyordu. Bu sırada ashab, Efendimiz'in etrafında halkalanmış, abdest suyundan bir parça alabilmek için birbirleriyle yarışıyorlar; onu yüzlerine gözlerine sürerek teberrükte bulunuyor­lardı.

Daha sonra da Resülullah Hubel'in parçalanmasını emretti; Mekkelilerin 'ilah' diyerek önünde el pençe divan durdukları Hübel artık, tuz buz olmuş bir taş yığınından ibaretti. Şimdi de yanına Hz.

315 İsra,17/81

316 Efendimiz'e Zemzem ikram eden şahsın, Efendimiz'in bir diğer amcası Haris İbn Abdilmutlalib olduğu da anlatılmaktadır, Bkz. Vakıdi, Megazl, 1/833; Salihi, SÜ­bülü'l-Hüda ve'r-Reşad, 5/235

Ali'yi çağırıyordu; bir çırpıda gelip huzurda emrini bekleyen Hz. Ali'ye:

- Yere çömel, diye seslendi. Resülullah'ın emri hemen yerine getirilmeliydi ve Hz. Ali de, Allah Resülü'nün tarif ettiği şekilde yere çömeldi. Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Ali'nin omzuna çıkı­yordu! Sonra ona:

- Haydi, ayağa kalk, buyurdu. Daha Hz. Ali ayağa kalkmaya baş­lamıştı ki, nebevi şefkat buna müsaade etmedi ve bu sefer de ona:

- Otur, diye emretti. Hz. Ali yeniden yere çömelip oturmuştu.

Bu sefer Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), bizzat kendileri yere çömeldi ve Hz. Ali'ye:

- Ali! Şimdi sen Benim omzuma çık, dedi. Bu da bir emirdi ve Hz. Ali artık, Allah Resülii'nün omuzlarındaydı; onu yukarıya, Kabe­'nin üstüne doğru kaldırıyordu! Sanki Hz. Ali kendisini, eliyle sema­lara ve hatta ötesine ulaşacakmış gibi hissediyordu!

Nihayet Hz. Ali'yi Kabe'nin üstüne çıkarmış ve bir kenara çeki­lerek:

- Onların oraya koydukları büyük putu aşağıya at, diyerek orada bulunan putları temizlemesini emretmişti. Ancak Efendi­miz'in gösterdiği bakır put, demirlerle Kabe'nin üstüne çakılıp iyice tutturulmuştu; bir türlü hareket etmiyordu. Bu sefer Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Hz. Ali'ye nasıl yapacağım hareketleriyle de tarif ederek:

- Onu böyle söküp at, buyurdu. Bu noktadan sonra putu söküp atmak, Hz. Ali için çok daha kolaydı!

Şimdi Kabe, asli haline dönme yoluna girmişti ve burada ibade­tin nasıl yapılması gerektiğini fiilen gösteren Allah Resülü, artık bir kenara çekilmiş oturuyor, her ihtimale karşı Hz. Ebu Bekir de O'nun başında kılıcıyla nöbet tutuyordu.

Bütün bunları pür dikkat seyreden Mekkeliler, büyük bir şaş­kınlık içindeydi. Bir taraftan:

- Bu zamana kadar bizler, böylesine el üstünde tutulan bir melik ne gördük, ne de duyduk, diyorlar, diğer yandan da, bunu yapanları akılsızlıkla suçluyorlardı.

Bir aralık Efendimiz'in gözü, yakınında duran Ebu Süfyan'a ta­kıldı ve ona şöyle seslendi:

- Sen Hind'e, "Sen bu işin, gerçektenAllah tarafindan olduğu­nu düşünüyor musun?" diye sordun; o da, "Evet, gerçekten de bun­lar Allah tarafindan, diye cevapladı." G öyle değil mi?

Gerçekten de öyle olmuştu; Hind de, üst üste yaşadığı bu şok­ların neticesinde aklını başına toplayıp yumuşamış ve kocası Ebu Süfyan gibi teslim olmaya karar vermişti. Hatta bir aralık, evlerin­de bulunan ve gelip de üzerine mendiller bağladıkları putun yama­cına geçmiş ve elindeki keserle ona vurarak bugüne kadar kendi­lerini nasılolup da aldattıklarını sormaya başladı. Bütün bunları, fırsat buldukça kendi aralarında konuşup duruyorlardı ama bunu, bir Hind bir de Ebu Süfyan biliyordu! Sanki Efendiler Efendisi, Ebu Süfyan'ın kemal noktasında bir imana ulaşması için onu yakın taki­be almıştı ve nefes alıp verişlerinden bile haberdar olduğunu göste­riyordu. Ebu Süfyan:

- Ben şehadet ederim ki Sen, Allah'ın kulu ve Resülü'sün, diye seslendi önce. Ardından da, "Adına yemin edilene and olsun ki, benim bu sözümü, bir Allah ve bir de Hind duymuştu." diyebildi.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kabeye giriş
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:07:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kabeye giriş rüya tabiri,Kabeye giriş mekke canlı, Kabeye giriş kabe canlı yayın, Kabeye giriş Üç boyutlu kuran oku Kabeye giriş kuran ı kerim, Kabeye giriş peygamber kıssaları,Kabeye giriş ilitam ders soruları, Kabeye girişönlisans arapça,
Logged
23 Nisan 2019, 13:13:58
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 23 Nisan 2019, 13:13:58 »

Esselamü aleyküm Rabbim İslam nişanesi olan kutsal mekanlarımızı zalimin zulmüyle baş başa bırakma Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Nisan 2019, 17:23:01
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #2 : 23 Nisan 2019, 17:23:01 »

Aleyküm selâm Efendimiz tüm engellere rağmen Kâbe ve girebilmiştir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Nisan 2019, 21:41:03
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 23 Nisan 2019, 21:41:03 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes