๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 26 Nisan 2011, 14:34:51



Konu Başlığı: Rıdvan Beyatı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Nisan 2011, 14:34:51
Rıdvan Beyatı

Hz. Osman ve on sahabenin şehit ediliş haberi ulaşır ulaşmaz Allah Resnlü (sallallahu aleyhi ve sellern):

- Herhalde Kureyş'le savaşmadan buradan ayrılmayacağız, di­yerek ashabını beyata çağırdı. Kendileri de, Beni Mazin İbn Neccar­ların evlerinin bulunduğu yere doğru gelmiş ve buradaki bir ağacın altında durup oturmuştu:

- Allah (celle celaluhü) Bana, beyat yapmayı emrediyor, diyordu.

Efendiler Efendisi'nin talebini bir an önce yerine getirebilmek için münadiler etrafa dönmüş:

- Ey insanlar! Haydi beyata, haydi beyata, diye nida ediyorlar­dı. "Ruhu'l-Kudüs gelmiş; Allah'ın adıyla çabuk olmaya bakın!"

Bunun üzerine ashab-ı kiram hazretleri, birbirleriyle yarışırca­sına Allah Resülü'nün yanına gelip teker teker Resülullah'a beyat et­meye başladılar; hayatlarını ortaya koyuyor ve ne pahasına olursa olsun savaş meydanından geri durmayacaklarını söyleyip müşrik­lerin de hakkından geleceklerine dair söz veriyorlardı. Beyat devam ederken ashabdan Nu'môn İbn Mukarrin Allah Resülü'nün başın­da durmuş, üzerine gelen dalları aralayarak insanların rahat hareket etmeleri için yardımcı oluyordu.

Elini ilk uzatan, Ebu Sinan el-Esedi:

- Elini uzat ya Resülullah, Sana beyat edeceğim, demişti. Bunun üzerine Resı1lullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:

- Bana ne üzerine beyat edeceksin, diye sordu. Büyük bir tesli­miyetle Ebu Sinan:

- Sen neyi istiyorsan, onun üzerine, diye cevapladı. Bir adım daha atarak Resül-ii Kibriya Hazretleri:

- Peki, Ben neyi istiyorum, diye tekrar sordu. Ebu Sinan şunları söyledi:

- Kılıcımla Senin önünde dikilecek ve Allah (celle celaluhü) bize üstünlük vereceği veya O'nun uğruna şehit olacağım ana kadar vu­ruşacağım!

Bundan sonra herkes geliyor ve Ebu Sinan gibi elini uzatıp Allah Resülü'ne beyat ediyordu. Bir noktaya gelince Efendiler Efendisi, elinin birisini yukarıya doğru kaldırdı ve onu diğer eliyle tutarak:

- Allah'ım! Şüphesiz ki Osman, Senin ve Resülü'nün bir işini takip için gitmişti, diye Allah'a niyazda bulundu. Ardından da, elinin birini Hz. Osman'ın eli, diğerini de kendi eli olarak kabul edip gıya-

bında onun adına beyatını kabul ettiğini ifade etti. Aynı zamanda ashabına dönmüş ve onları:

- Sizler, yeryüzünün en hayırlılarısınız, diye müjdeliyor, ağacın altında Resülullah'a beyat edenlere cehennem ateşinin dokunınaya­cağını söylüyordu.

Hudeybiye'ye kadar gelenler arasından sadece Cedd İbn Kays beyat etmemişti; içindeki nifakı atamamış ve devesinin altına adeta yapışırcasına gizlenerek, beyat etmemek için kimseye gözükmerneye çalışıyordu.

Allah Resülü dahil herkes, güç bela bulabildikleri silahlarını da kuşanmışlardı. Ortada güç dengesi yoktu ama ashab-ı kiramın, her şeyin üstesinden gelebilecek bir imanı vardı. Hatta Ümmü Ümôra, çadır direği olarak kullanılan bir sınğın ucuna bıçak bağlamış ve her­hangi bir tehlike anında bununla kendisini korumayı hedeflemişti.

O ana kadar geceleri ateş yakmayı uygun bulmayan Allalı Resü­lü (sallallahu aleyhi ve sellern), iş bu noktaya geldikten sonra ateş yakmak isteyenlere müsaade edecek ve:

- Ateş yakın ve yiyecek hazırlayın; çünkü bundan sonra hiç kimse, sevap yönüyle sizin yaptıklarınızın zerresine bile ulaşamaz, buyuracaktı.v"

Süheyl İbn Amr, Huveytıb İbn Abdiluzza, Mikrez İbn Hafs ve etrafta bulunan Kureyşliler, olup bitenleri büyük bir dikkatle sey­rediyorlardı. Açıkçası gözleri korkmuştu; ölüme bu kadar açık yü­reklilikle ve koşarak giden insanlarla baş etmenin imkanı olamazdı! Onlar için bu insanların bir benzerini görmenin imkanı yoktu; zira mücerret kan bağı veya kabile taassubuyla ifade edilebilecek cinsten bir bağlılık değildi bu! .Adeta ashab, birbirleriyle anlaşmışçasına ve lisan-ı halleriyle Mekke müşriklerine, bir lidere nasıl saygı gösteril­mesi gerektiğini, O'nun emirlerini yerine getirme konusunda nasıl duyarlı olunabileceğini ve iş ciddiye bindiği zaman da maddi mane­vi nasıl bir fedakarlıkta bulunulabileceğini fiilen gösterme yarışına

235 Hadisteki ifade, "Sizden sonra hiçbir kavim, sizin ne sa'yinize ne de müddünü­ze ulaşabilir." şeklindedir ki biz, daha kolayanlaşılması için yukandaki ifadeyi tercih ettik. Bkz. Ahmed b. Hanbel, Miisned, 3/26 (11224); Hakim, Müstedrek, 3/38 (4336); İbn Ebi Şeybe, Musannef, 7/386 (36853)

girmişlerdi! Kureyş'in o güne kadar ne gördüğü ne de duyduğu fazi­letlerdi bunlar! Onun için elçiler, ne yapıp edip mutlaka bir anlaşma yolunun bulunması gerektiğini düşünüyor ve kendi aralarında, en az zayiada bu işin içinden nasıl sıynlacaklarının hesabını yapmaya çoktan başlamış bulunuyorlardı.

Çok geçmeden yeni bir haber gelecek ve mü'minler, Hz. Os­man'la diğer sahabelerin şehit edildiği haberinin mesnedsiz olduğu müjdesiyle sevineceklerdi.


Konu Başlığı: Ynt: Rıdvan Beyatı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Nisan 2019, 14:32:33
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Rıdvan Beyatı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 23 Nisan 2019, 17:19:29
Aleyküm selâm Hz Osman ve on kişinin şehid edildiği haberi gelince Efendimiz Kureşylileri beyata çağırmış herkes koşarak gelmiştir


Konu Başlığı: Ynt: Rıdvan Beyatı
Gönderen: Ceren üzerinde 23 Nisan 2019, 21:43:45
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri her daima peygamber efendimizin yolunda giden kullardan eylesin inşallah. ..