๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Mayıs 2011, 15:42:18



Konu Başlığı: Önemli bir tembih
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Mayıs 2011, 15:42:18
Önemli Bir Tembih

Hicret çok önemliydi, ama o sadece Allah nzası için ya­pılmalıydı. Böylesine önemli bir hadisede, niyetteki hulusiyet ayrı bir hususiyet arz ediyordu. Medine'de daha rahat bir ha­yat, ticari imkan, saliha bir kadınla evlilik veya daha başka bir gaye için yola çıkılacaksa, daha işin başındayken herkes bil­meliydi ki, böyle bir hicretin sevabı olmazdı ve bu yoldaki bir insan, sadece hedeflediği şeyi elde ederdi.

465 Bkz. İbn Hişam, Sire, 2/298:299; İbnu'l-Kayyim, Zadii'l-Mead, 3/40, 52; Mübarekfüri, er-Rahiku'l-Mahtüm, s. 142 vd.

Aynı zamanda sahabe arasından birinin, Ümmü Kays adındaki bir kadınla evlenmek için Medine'ye gideceğine dair bilgiler geliyordu.s'" Şüphesiz ki bu zat da mü'mindi; ama böylesine bir yolda niyeti bozmamak gerekiyordu; kalpteki ibre, sürekli nzayı göstermeli ve onda asla bir sapmayaşan­mamalıydı.

Çünkü bu yol, bundan önceki peygamberler dahil bütün salih kimselerin yoluydu; cihadın ayrı bir buuduydu ve seva­bını da kimsenin kestirmesine imkan yoktu. Öyleyse, daha işin başındayken herkese iyi bir tembihte bulunmak gereki­yordu. İşte tam bu sırada Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), şöyle buyurdu:

- Şüphesiz ameller, başka değil sadece niyetlere göre değer kazanır; herkesin niyeti ne ise, eline geçecek de odur. Kimin hicreti, Allah ve Resülü'nün nza ve hoşnutluğunu elde etmek içinse, onun hicreti, Allah ve Resülü'ne müteveccih sa­yılır. Kim de, nail olacağı bir dünya veya nikahlanacağı bir ka­dından ötürü hicret ediyorsa, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.467

Hicret Sancılan

Artık, yeni bir süreç yaşanıyordu. Kısa zaman içinde, gi­debilen herkes yola koyulacak ve yeni bir beldeye, dolayısıyla da yeni bir dünyaya ulaşmış olacaktı. Ancak bu, öyle sanıldığı gibi kolayolmayacaktı.

Elbette Kureyş açısından bu, rahat kabullenilebilecek bir durum değildi; haberini aldıklan bu meselenin önünü kesmek için her türlü tedbire başvuracak ve avuçlannın içindeki Müs­lümanların, başka bir beldeye yerleşerek kontrolden çıkmala­nna müsaade etmeyeceklerdi. Zaten, daha önce yaşanan iki

466 Kastallfull, İrş3.dü's-San, ı/55 467 Buhaıi. Sahih, ı/3 (ı)

Habeşistan hicretinde etkin olamadıklarına yanıyorlar ve her haliıkarda İslam'ın, başka bir dünyaya yayılmasının önüne geçmek için ellerinden geleni yapmak istiyorlardı.

Bunun için yolları tutmuş, karşılaştıkları insanları geri çevirmeye çalışıyorlardı. Kimini yalpalayıp hapsediyor, çeşit çeşit işkenceler karşısında mihnet yudumlatırken bir yandan da Müslümanlığından vazgeçirmek için baskı yapıyorlardı. Hatta işi daha da ileri götüren ve Medine'ye adım atmak üzere olanları bile arkadan takip edip geri getirenler vardı. Kısaca Mekke kafir ve zalimleri, küfür ve zulümlerinin gereğini ku­sursuz yerine getiriyor; böylelikle cehennemin de lüzumsuz olmadığını ortaya koymuş oluyorlardı.