> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Düşman güçlerini dağıtma girişimleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşman güçlerini dağıtma girişimleri  (Okunma Sayısı 1005 defa)
25 Nisan 2011, 11:43:56
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 25 Nisan 2011, 11:43:56 »



Düşman Güçlerini Dağıtma Girişimleri

Bir aralık Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), Hayberlilere dı­şarıdan gelerek destek veren Gatafanlıları ikna edip savaştan vazge­çirmeyi deneyecekti. Bunun için ashabından Sa'd İbn Ubade'yi, daha önce aralarında anlaşma bulunan Gatafanlıların kumandanı Uyeyne İbn Hısn'a gönderdi. Kalenin yakınına kadar yaklaşan Hz. Sa'd:

- Uyeyne İbn Hısn'la konuşmak istiyorum, diye seslendi. Belli ki bir mesaj getirmişti. Ancak bu sesleniş, kale içinde yeni bir ihtila­fın ortaya çıkmasını netice verecekti; zira Uyeyne kapıları açma ni­yetini izhar edince ona itiraz eden kumandan Merhab:

İbn Mesleme'yi değirmen taşıyla yaralayıp da ölümüne sebep olan kişinin, Kina­ne İbn Ebi'l-Hukayk olduğu da söylenmektedir. Bkz. Vakıdi, Megazi, ı/658; İbn Hacer, el-İsabe, 3/70; İbn Kayyım, Zadu'l-Mead, 3/283

269 Allah Resı1lü (s.a.s.) Hz . .Amir'i, Mahmud İbn Mesleme ile birlikte Red'deki bir mağaraya gömecekti. Bkz. Vakıdi, Megazi, ı/658

- Kalemizin bozuk ve zayıf yerlerini görür; onu içeri alma, sen onun yanına git, diyor ve Allah Resülü'nün elçisini içeri almamakta ısrar ediyordu. Halbuki Uyeyne, tam tersini düşünüyordu. Ona göre elçi içeri girmeli ve kalelerin ne kadar sağlam ve sarp olduğunu, ka­ledeki askerlerin sayısının da çokluğunu görüp gitmeliydi!

Sonuçta Merhab'ın dediği oldu ve Uyeyne İbn Hısn, kale dışına çıkarak Hz. Sa'd'ın bulunduğu yere geldi:

- Resülullah (sal1allahu aleyhi ve sellem) beni sana gönderdi, diye başladı sözlerine Hz. Sa'd. Ardından da, Allah Resülü'nün şu mesa­jını iletti ona:

- Yüce Allah Bana, müjdesini verip Hayber fethini vaadetti; siz­ler geri dönüp gidiniz. Şayet bunu yaparsanız, Hayberlilere galebe çaldığımızda buranın bir yıllık hurma geliri sizin olsun!

Uyeyne'nin sulha yanaşma niyeti yoktu; Hendek günü de aynı şeyi yapmıştı. Herhangi bir şey karşılığında müttefiklerini yalnız bı­rakmayacaklarını ifade ediyor ve Hayberlilerin güçlerinden bahisler açarak kendilerinin zaten galip gelerek benzeri nimetleri elde ede­ceklerini söylüyordu. Uzun uzadıya konuştular ama sonuç alınama­dı. Sonucun olmadığı yerde ısrarın da bir manası yoktu ve Hz. Sa'd ayrılırken ona dönüp şu ihtarda bulunacaktı:

- Şüphesiz ki ben bilir ve sana da bildiririm ki sen, bugün sana teklif ettiğimiz şu şeyleri bir gün dilenmek zorunda kalacaksın; ancak o gün de biz sana, kılıçtan başka bir şekilde karşılık verme­yeceğiz!

Beni Nadir ve Beni Kurayzahlarla yaşanılan hadiseleri hatırlattı ona; şayet ilk teklifleri kabul etmiş olsalardı bugün başlarına gelen­lerden masün kalacaklardı! Ancak onlar da şiddeti tercih etmişler­di ve bunun neticesinde ise kaybedenler hep, şiddeti tercih edenler olmuştu!

Bu bir talepti ve kabul görmeyince Hz. Sa'd, doğruca Allah Re­sülü'nün yanına gelecek, Uyeyne'nin verdiği tepkileri anlatacak ve kanaatini ortaya koyacaktı:

- Ya Resülullahl Şüphe yok ki Yüce Allah, Sana olan vaadini ye­rine getirip inayetini ulaştıracaktır; öyleyse Sen, şu çöl Arap'ına bir tek hurma bile verme! Zaten ya Resülullahl Onlar, kendilerine kılıç-

ların yöneldiğini görünce, daha önce Hendek'te olduğu gibi arkala­rını dönecek ve yurtlarına kaçacaklardırl-??

Güneş bir miktar zevale kaymıştı; Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabına dönüp:

- Sancağınızı alıp Gatafanlıların bulundukları Naim kalesinin yanında sabahlayacaksınız, diyerek, teklifi kabul etmeyen Gatafanlı­ların bulunduğu kalelerin üzerine yürümeleri talimatını verdi.

Stratejideki bu değişikliği onlar da görüyorlardı; kalelerin dı­şında yeni bir hareketlilik başlamış ve bu hareketlilik, çok geçmeden Naim kalesine doğru akar olmuştu. Hele karşılarına kadar gelip de sancağı oraya diktiklerinde yüreklerinin yağı erimiş ve geceyi büyük bir korku ve panik içinde geçirmişlerdi. Üstelik sabaha karşı ve ge­cenin karanlığında tanımadıkları bir ses kendilerine:

- Ey Gatafan cemaati, diye sesleniyordu. Etraflarına bakınsalar da bu sesin sahibini bulamayacaklardı; pürtelaş:

- Hayfa'da bulunan ev halkınız! Ev halkınız perişan oldu!

İmdat! İmdat! Arkanızda ne dere kaldı ne de mal; imdat, diye bağı­rıp sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordu.

Yarın karşılaşmaları muhtemel sıkıntı ve acılara şimdi bir de aile ve mal korkusu ilave edilmiş, dünya nimetlerini elde edebilmek için geldikleri Hayber'de canlarını tehlikeye attıkları gibi şimdi bir de evlad ü iyallerini yitirmişlerdi! Kol ve kanatları kırılıvermişti! Ne savaşacak cesaretleri, ne de ayakta duracak mecalleri kalmıştı ve hemen yurtlarına geri dönme kararı alıp kalelerini terk etmeye başladılar.

Elbette o gece, yüreğine kor düşenler sadece Gatafanlılar değil­di; Hayberliler de perişan ve bin pişman olmuşlardı. Onların bırakıp gittiklerinin haberi Ketibe kalesinde bulunan Kinane İbn Ebi'l-Hu­kayk'a ulaştığında o, yanında bulunanlara şunları söyleyecekti:

- Biz, şu çöl Araplarıyla ne zaman bir araya geldik de fayda gördük ki! Ne zaman onların yanına gidip de yardım talep etmiş­sek, her defasında bizi aldatıp vaadettikleri yardımı yapmadılar!

270 o gün Gatafanlılara yapılan benzeri bir teklifin, Beni Fezarelere de yapıldığı, ancak onlann da buna sıcak bakmadıklan anlatılmaktadır, Bkz, İbn Kayyım, Za­du'l-Mead, 3/29ı; Salihi, Siibülii'l-Hiida ve'r-Reşad, 5/ı37

Vanahi de şayet onlar, işin başından bize yardım edeceklerine dair vaatte bulunmuş olmasalardı, Muhammed'le savaş yolunu tercih etmezdik! Keşke Sellam'ı dinleyip de şu çöl Araplarını yardıma ça­ğırmasaydık! Çünkü o bize, onları çok denediğini ve her defasında yalnız bırakıldığını söyleyerek bu işten vazgeçirmek istemişti de biz onu dinlemedik!

Hayber'de çözülme başlamıştı; artık her Hayberlinin dilin­de hep, Gatafanlıların geri dönüş ve ihanetleri vardı. Arkalanndan ağızlanna geleni söyleyip dinliyorlardı!

Beri tarafta ise, Allah Resülü ile ashab-ı kiram, kalenin önünde gelişmeleri takip ediyordu. Her ihtimale karşı geceleri de aralannda anlaşmış nöbet tutuyorlardı; Hz. Ömer'in nöbetine denk gelen bir geceydi ve bir aralık kalelerden birisinden bir karartının kendilerine doğru geldiğini ve:

- Eğer bana eman verirseniz, yanınıza geleyim, diyerek eman dilediğini gördüler.

- Sen kimsin, diye seslendiler.

- Yahudilerden bir adamım, diyordu gelen şahıs. Eman isteye-

ne eman verilirdi ve gelen Yahudi'ye kucak açılmıştı. Adının Simôk olduğunu söyleyen bu adam, kendisinin ısrarla Allah Resülii'ne gö­türülmesini istiyordu. Belli ki O'na diyeceği bir şeyler vardı ve alıp onu Efendimiz'in yanına getirdiler. Bu esnada Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), namaz kılıyordu; namazını bitirip de duruma muttali olunca Simak'e döndü:

- Sen kimsin ve geride ne haberler var, diye sordu. O da:

- Ya Eba'l-Kasım, dedi önce. Ardından da:

- Sana kalelerde olan gizli ve önemli bilgileri vermem şartıyla

bana ve aileme eman verir misin, diye sordu.

- Evet, diye cevap verdi Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern).

Zaten bu bilgileri vermese de genel uygulaması, kendisinden eman dileyen herkese kucak açma şeklindeydi. Bunun üzerine Simak, kimin nereden nereye gittiğine, içinde bulunduklan korku ve panik halini, silah ve erzaklarını nerelerde sakladıklarıne, yer altına giz­ledikleri sığınaklarına, mancınık ve debbabe-?' denilen aletlerinin

271 Debbabe, kalelerin duvarlanyla surlan delip içeri girebilmek için duvarın dibine

kalenin nerelerinde gizlendiğine ve sağlam kalelerin nasıl elde edi­lebileceğine dair daha birçok bilgi verdi. Tek derdi, çocuklarıyla ha­nımını da alarak hayatta kalabilmekti. ikide bir konuyu buraya ge­tiriyor ve Efendimiz'in sözünde durmasını istiyordu. Allah Resülü de, kendisine bu kadar önemli bilgileri getirip veren Simak'i, ebedi hayatını da kazanması için İslam'a davet etti. Ancak o henüz buna hazır değildi ve:

- Bana birkaç gün mühlet ver, diyerek süre talebinde bulunacak ve Resülullah de ona, mühlet verecekti.v"

Nihayet bir gün Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabına dönecekve:

- Yarın sancağı öyle birisine vereceğim ki, o Allah'ı Allah da onu sever, buyurarak Hayber'in bir gün sonra fethedileceğinin müjdesi­ni verecekti. ifadelerindeki ayrıntı, her sahabinin dikkatini çekmişti; Resülullah'ın şehadeti vardı ve buna göre Hayber'i fethedecek olan kumandan, Allah'ı seven ve Allah'ın da kendisini sevdiği önemli bir isimdi. Rıza-yı ilahiden başka makam arzusu olmayan ashab için bu, elde edilmesi gereken en önemli makamdı ve her biri de, ertesi günkü sancağın kendisine verilmesini bekler olmuştu. Bir gün sonra gerçekleşecek fetihten dolayı gönüllerde ayrı bir huzur vardı ve ge­ceyi yine evrad ü ezkar ile geçirmişlerdi.

Yine sabah olmuş ve namazın ardından Efendiler Efendisi as­habına dönmüş, ashabına vaaz ü nasihatte bulunduktan sonra san­cağın kendisine getirilmesini istemişti. Ashab-ı kiram ise, huzurda saf tutmuş getirilecek sancağın kime verileceğini merak ediyordu!

Derken Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern): - Ali nerede, diye sordu.

- Ya Resülullah! Ali'nin gözleri ağrıyar!

yaklaştırılan büyük bir aracın adıydı. Yukandan gelebilecek ok, mızrak ve kızgın yağlara karşı üstü kapalı olan bu aracın içine yerleştirilen askerler, ellerindeki malzemelerle kale duvarlanndaki taşlan söker ve diğer arkadaşlanyla birlikte içeri girebilmek için burada delikler açarlardı.

272 Vatih ve Stilalim kaleleri de fethedilince, Hayber kaleleri hakkında bilgi verip de işi kolaylaştıran bu şahsa hanımı Nüfeyle teslim edilece...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşman güçlerini dağıtma girişimleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 09:34:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşman güçlerini dağıtma girişimleri rüya tabiri,Düşman güçlerini dağıtma girişimleri mekke canlı, Düşman güçlerini dağıtma girişimleri kabe canlı yayın, Düşman güçlerini dağıtma girişimleri Üç boyutlu kuran oku Düşman güçlerini dağıtma girişimleri kuran ı kerim, Düşman güçlerini dağıtma girişimleri peygamber kıssaları,Düşman güçlerini dağıtma girişimleri ilitam ders soruları, Düşman güçlerini dağıtma girişimleriönlisans arapça,
Logged
17 Nisan 2019, 13:50:55
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 17 Nisan 2019, 13:50:55 »

Esselamü aleyküm Rabbim bizleri gerektiğinde zalimlere karşı İslam için cihad eden kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Nisan 2019, 16:16:13
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 17 Nisan 2019, 16:16:13 »

Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardeşimizden....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes