> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Muhasaranın kaldırılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muhasaranın kaldırılması  (Okunma Sayısı 900 defa)
19 Nisan 2011, 12:03:14
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Nisan 2011, 12:03:14 »



Muhasaranın Kaldırılması

Kuşatmanın üzerinden yirmi333 günden fazla zaman geçmişti ve bir gün Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabına döniip de rii-

333 Taif kuşatmasının on küsur, on beş ve yirmi gün ile yirmi küsur, otuz veya kırk gece devam ettiğine dair farklı bilgilere de rastlanmaktadır. Muhtemelen bu fark­lılık Taif'in, Mekke'nin fethi ve Huneyn'in devamı olmasından ve bunlan ifade

yasını anlatırken, kendisine içi süt dolu bir kabın hediye edildiğini, ancak onu bir horozun gagaladığını, daha sonra da onun döküldüğü­nü gördüğünü aktanyordu. Belli ki, kasenin içindeki sütü bütünüyle dökmemek için daha hassas davranmak gerekiyordu. Risaletin kırk küsur parçasından birini ifade eden sadık rüyalar, Allah Resülü (sal­lallahu aleyhi ve sellem) açısından elbette çok ayn bir mana ihtiva edi­yordu. Allah Resülii de mutlaka mesajını almıştı ve stratejisini ona göre yeniden belirleme yoluna gidecekti. Ancak bunun için ashabını da işin içine çekmek gerekiyordu ve bir aralık Hz. Ebu Bekir'e döne­rek ondan, gördüğü rüyayı yorumlamasını istemişti.

- Bugün Senin, Taif konusunda maksadına nail olabileceği­ni sanmıyorum, diye cevaplıyordu Hz. Ebu Bekir. Bunun üzerine Fahr-i Kainat Efendimiz de:

- Ben de, diye mukabelede bulundu. Ben de bunun olacağını sanmıyorum!

Ardından Nevfel İbn Muaviye'ye döndü ve:

- Ya Nevfel! Kuşatmayı devam ettirip ettirmeme konusunda ne düşünüyorsun, diye sordu. Belli ki, mesajını alan Resül-ü Kibriya Hazretleri, konuyu yeniden istişareye açıyordu! Nevfel:

- Ya Resülullah, diye başladı sözlerine. Onlar şu anda, inine sı­kışmış tilki gibiler; şayet üzerine gidersen onu yakalarsın; bırakıp da geri dönersen onun sana verebileceği bir zarar da söz konusu ola­maz!

Bu arada Osman İbn Maz'ün'un hanımı Havle Binti Hakim, Allah Resülü'ne gelmiş ve Taif'in fethi müyesser olduğunda kendisi­ne Bddiye Binti Gayldn veya Fôria Binti Akıl'in mücevherlerini ver­mesini talep etmişti; zira dillere destan bir mücevherata sahiplerdi ve bir kadın olarak Hz. Havle de, şöhretini duyduğu bu mücevher­lere sahip olmak istiyordu! Bunun üzerine Efendimiz (sallallalıu aleyhi ve selle m) ona:

- Sakif üzerine gidip de kalelerini fethetme konusunda bize izin verilmemiş se ne olacak ey Havle, diye sormuştu. O da şaşırmıştı; bir taraftan kuşatma devam ediyor, diğer yandan da Resülullah (sallal-

edenlerin her birinin, sadece kendi katıldığı kadanyla müşalıedelerini anlatma­sından kaynaklanmaktadır. Bkz. Salihi, Siibülii'l-Hüda ve'r-Reşad, 5/388

lahu aleyhi ve sellern), bu kuşatma konusunda izn-i ilahinin olmadığı­m söylüyordu! Dışan çıkar çıkmaz hemen Hz. Ömer'in yanına gelip duyduklanm ona anlattı. Hz. Ömer'in de kafası kanşnuştı; bir çırpı­da Efendimiz'in yamna geldi ve:

- Ya Resülullah, dedi. Havle'nin anlattıklan da ne öyle? Bunlan ona, Senin söylediğini zannediyor!

- Evet, diye cevapladı Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern). Onu Ben söyledim!

- Yani onlara karşı savaşmaya izin yok mu, diye yeniden sordu Hz. Ömer. Resülullah (sallallalıu aleyhi ve sellern):

- Hayır, diyordu. Bunun üzerine Hz. Ömer:

- Öyleyse, geri dönmek için insanlara sesleneyim mi, diye izin

istedi. Buna da:

- Evet, diye mukabele ediyordu Allah Resülü.

Henüz kimsenin muttali olamadığı bir iş dönüyordu ve Efen­diler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına, sabahın erken saat­leriyle birlikte muhasaramn kaldırılacağını ve geri çekileceklerini bildiriyordu. Bu hal, bazılanna çok ağır gelmişti; yüze yüze ucuna kadar gelmişlerdi ama şimdi hiç sebepsiz yere kuşatmayı kaldıracak ve elleri boş döneceklerdi! Bazıları:

- Yani burayı fethetmeden geri mi gideceğiz, diye soruyor ve Taifi fethetmeden geri gitmeyeceklerini söylüyorlardı.P' Buna rağ­men Allah Resülü (sallallalıu aleyhi ve sellern), ashabına binek develeri­ni bırakmamalanm ve sabahın erken saatlerinde geri döneceklerini ilan etmeye devam ediyordu.

Sabah olup da devesine bindiğinde Efendimiz'İn yamna yakla-

334 Hatta, "Burayı ftthetmedengeri donmeyiz" diyen bir gruba Allah Resülü (s.a.s.), "0'­leyse haydi savaşzn!" buyuracak ve onlar da büyük bir hevesle fetih gayreti içine gireceklerdi. Ancak mesele, hiç de bekledikleri gibi çıkmamıştı; Sakifliler de şiddetle kendilerini müdafaa ediyor ve üzerlerine gelenlere ağır zayiat verdiri­yorlardı. Bunu gören Efendimiz (s.a.s.) tebessüm edecek ve kuşatmayı kaldırma talebini yenileyecekti. Bunun üzerine kuşatmanın devamı istikametinde fikir beyan edenler de bu fikirlerinden vazgeçmiş ve Resülullah'ın davetine hızla ica­bet eder olmuşlardı. Bkz. Buhari, Sahih, 4/1572 (4070), 5/2259 (5736), 6/2719 (7042); Müslim, Sahih, 3/1402 (1778); Said b. Mansür, Siinen, 2/360 (2863); İbn Ebi Şeybe, Musannef, 7/410 (36952)

şan Hz. Cabir gibi insanlar, günlerdir kendilerine acı çektiren ve as­habdan bazılarının da şehit335 olmasına sebebiyet veren Sakif halkı için kendisinden beddua etmesini talep edecek, ancak Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu taleplere de müspet cevap vermeyecek­ti. Aksine Taif kalelerine doğru yönelen Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem) ellerini açacak ve:

- Allah'ım! Sakiflilere de hidayet nasip et ve onların geçim sı­kıntılarını da başlarından gider; onları da aramıza getir, diye daha düne kadar savaştığı insanlara dua edecekti. Ashabından da şunları söylemelerini istiyordu:

- O Allah ki, kendisinden başka ilah yoktur ve şeriki de söz ko­nusu olamaz; vaadini yerine getirmiş ve verdiği sözü gerçekleştir­miş, kuluna da yardım ederek ordusunu aziz kılıp karşı duran Ahzab ordusunu da tek başına hezimete uğratmıştır!

Yola koyulup da Ci'rane'ye doğru ilerlerken de onlardan:

- Şimdi bizler dönüyoruz; inşallah bizler tevbe edicileriz ve Rabbimize kullukla te menna durur, hamd ile de iki büklüm oluruz, diye niyazda bulunmalarını isteyecekti.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muhasaranın kaldırılması
« Posted on: 29 Mart 2024, 00:41:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muhasaranın kaldırılması rüya tabiri,Muhasaranın kaldırılması mekke canlı, Muhasaranın kaldırılması kabe canlı yayın, Muhasaranın kaldırılması Üç boyutlu kuran oku Muhasaranın kaldırılması kuran ı kerim, Muhasaranın kaldırılması peygamber kıssaları,Muhasaranın kaldırılması ilitam ders soruları, Muhasaranın kaldırılmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes