๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 04 Mayıs 2011, 15:55:44



Konu Başlığı: Mina daki ses ve Efendimizin tavrı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 04 Mayıs 2011, 15:55:44
Mina'daki Ses ve Efendimiz'in Tavrı

Artık iş nihayete ermişti ve Efendimiz'i Medine'ye davet edenler, maksatlanna ulaşmış olmanın sevinciyle geri dönü­yorlardı. Bundan sonrası için onlar, memleketlerine gelecek; muhacirleri beklerneye koyulacak ve onlara burada nasıl sa­hip çıkabileceklerini düşünmeye başlayacaklardı.

Bu sırada Mina'da:

- Ey Cebacib ahalisi, diye bir ses duyuldu. Mekkelilere sesleniyordu. "Muhammed ve O'nunla birlikte hareket eden şu mezmum sabiler, sizin için harp etmek üzere el sıkışıp an­laştılar, diye yüksek sesle bağırıyordu. Bunun üzerine Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Şüphesiz bu, .Akabe'nin şeytanı Ezebb'dir, buyurdu. Ar­kasından da:

- Vallahi de ey Allah düşmanı! Sana da zaman ayıracak, seninle de meşgulolacağım, dedi. Sonra da ümmetine döne-

456 Bkz. İbn Hişarn, Sire, 2/287 vd.

457 Bkz. İbn Hişam, Sire, 2/287 vd. Mahmud el-Mısri, Siratü'r-Resül, Daru't­Takva, 2002, s. 179 vd.

rek, herkesin hemen akşam konakladığı yere geri dönmesini emretti. Efendimiz'in bir nebze de olsa telaşını gören Abbas İbn Ubade, yine öne çıktı ve Ensar görevinin bu andan itiba­ren başladığını gösterireesine şunları söyledi:

- Seni Hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki ya Resü­lallah! Şayet dilersen, sabahın ilk ışıklarıyla beraber Mina'ya yönelir ve karşı gelenin işini bitiririz.

Rahmet peygamberi, gelişmelerin rüzgarina kapılarak ha­reket etmiyor ve emr-i ilahı olmadan adım atmıyordu. Onun için Hz. Abbas'a yöneldi ve önce:

- Bunun için bize izin yok; buna memur değiliz, dedi. Ar­dından da hepsine hitap ederek:

- Haydi, Allah'ın izni ve bereketiyle kendi beldenize geri dönün, buyurdu.ss"

Bir gece içinde bu kadar hadise yaşanmıştı; ama Mekke­liler'in ruhu bile duymamıştı. Zaten duymamaları da gereki­yordu. Onun için mesele, oldukça dikkatle gerçekleşmiş ve başkalarının muttali olmaması için azami gayret gösterilmiş­ti. Aksi halde, zaten saldırmak için bir bahane arayan Kureyş, yeniden önlerine çıkar ve farkına vardıkları stratejiyi uygula­malarına asla müsaade etmezdi.