Konu Başlığı: Mekke ye yöneliş Gönderen: Safiye Gül üzerinde 09 Mayıs 2011, 15:32:17 Mekke'ye Yöneliş Artık, Nur dağında buluşan iki Nur, bundan sonra sıklıkla bir araya gelme vaadiyle birbirinden aynImış ve Allah'ın Resülü (sallallabu aleyhi ve sellern), karşılaştığı yeni haberle birlikte hızla Mekke'ye yönelmişti. Kendisine yüklenen misyonun ağırlığıyla iki büklüm ve Hira'da yaşadığı vuslatın hazzıyla kalbi duracak gibi oluyordu. Zira bütün bedenini, vahyin ağırlığı kaplamıştı. Bu esnada, semada bir sesin yankılandığına şahit oldu: - Ya Muhammed! Sen, Allah'ın Resülü'sün, ben de Cibril! Mübarek başını semaya kaldırdığında. bütün ihtişamıyla karşısında Cebrail duruyor ve aynı şeyi tekrar ediyordu: - Ya Muhammed! Sen, Allah'ın Resülü'sün, ben de Cibril! Adeta, olduğu yere çakılıp kalmıştı Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem); ne bir adım ileri atabiliyor ne de geri dönüp gidebiliyordu. Öylece bir müddet bekledikten sonra nihayet başını hareket ettirmeye başlamıştı. O da ne? Yöneldiği her bir yanda aynı manzara vardı! Her bir cihetteki ufku bütünüyle Cibril-i Emin kaplamış öylece duruyordu. Beri tarafta Hz. Hatice, geri dönüşü gecikince endişelenmiş ve bir haber getirmeleri için yine arkasından adamlarını göndermişti. Hira'ya gittiğini bildikleri için onlar da, tabii olarak buraya yönelmiş, ama bir sonuç elde edememişlerdi. Derken, hayret ve dehşet anları sona ermiş ve Efendiler Efendisi, yeniden Mekke'ye yönelmişti. O ne gariplik ki, yolda yürürken dört bir yandan: - Allah'ın selamı Senin üzerine olsun ya Resülallah, diye sesler geliyordu. Bu seslerin geldiği cihete yöneliyordu, ama hiç kimseyi göremiyordu. Çok geçmeden anladı ki, karşılaştığı her bir ağaç ve taş, O'nun önünde temenna duruyor ve kendisine selam verip açıkça risaletini tasdik ediyordu. 131 Heyecanla evine döndü ve: - Beni örtün! Beni örtün, diye vefalı eşinden üstünü örtme sini istedi.l32 Daha sonra da mübarek başını Hatice validemizin dizine koydu. Dikkatlice gelişmeleri izleyen metanetli kadın, şefkat dolu sesle: 131 İbn Hacer, İsabe, 7/601; Miinavi, Feyzü'l-Kadir, 3/19 132 Buhari, Sahih, 4/1874 (4638) - Ey Eba Kasım! Nerelerdeydin? Allah'a yemin olsun ki, ardından adamlanmı gönderdim, Mekke'de bakmadık yer bırakmadılar; ama Senden bir haberle geri dönemediler, diye Efendisi'ne olan muhabbetini dile getiriyordu. Bir aralık Efendiler Efendisi: - Kendimden korkuyorum ey Hatice! Bir zarann gelmesinden endişeleniyorum, deyince, yine aynı teselli kaynağı olan kerim eş devreye girdi: - Asla endişe edip korkma! Allah, Seni asla zayi etmez, muhafaza eder, dedi önce. Ardından da: - Çünkü Sen, akrabalannı görüp gözetir, düşkünlerin elinden tutar ve ihtiyacı olanlan da giydirirsin. Aynı zamanda Senin misafirin hiç eksik olmaz, her hareketinle Sen, sürekli Hakk'ın peşindesin ve yine Sen, bütünüyle hayır yollanna kendini adamış birisin.P'' Toplumda oluşabilecek bu türlü boşlukları doldurup eksiklikleri gidermeyi kendine vazife edinmiş Birini, işin Sahibi yalnız bırakır mıydı hiç!.. Aslında bu haliyle Hz. Hatice, her bir Müslüman kadın için örnek alınacak bir tavır sergiliyor ve dünya adına hayırda en öne geçmenin bir modelini koyuyordu ortaya. Tabii ya, Allah için en sıkıntılı günlerde rüştünü ispat edenleri O, hiç yalnız bırakır mıydı? Ve çok geçmeden Allah Resülü, başından geçenleri anlattı O'na, ilk olarak. Tecrübe, metanet ve sabır insanı Hz. Hatice, tevekkülü tam bir insandı ve gayet metindi, Başkalarının kendisinden emniyet dilendiği bir Emin'in sahipsiz olmadığını zaten biliyordu. Kendisinden beklenen metaneti ortaya koyacak ve destek olması gereken bir zamanda, Minatın iftihar ettiği Yüce Kamet'i yalnız bırakmayıp O'na destek olacaktı: - Müjdeler olsun sana ey amcamın oğlu, diye başladı sözlerine. Ardından da: 133 Buhôri, Sahih, ı/4 (3) - Bulunduğun yerde sebat et ve kararlı ol! Hatice'nin nefsi elinde olana yemin olsun ki Sen, bu ümmetin beklenen Nebi'sisin, dedi. Zira ona göre zaten bu, beklenen bir sonuçtu ve hiç tereddütsüz hemen oracıkta, imanla tasdik etti O'nu ve O'na birlikte gelenleri!..134 Ardından da, üzerini örtlüğü Resülullah'ı hanelerinde Rabb-i Ranimiyle birlikte yalnız bırakıp bir başka kapıya yöneldi. |