> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Medine vebası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medine vebası  (Okunma Sayısı 1042 defa)
02 Mayıs 2011, 15:52:53
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 02 Mayıs 2011, 15:52:53 »



Medine Vebası

Mekke'den gelen muhacirler, Medine'nin havasına alış­makta güçlük yaşarken bir de hastalık baş göstermiş ve bazı muhacirler ağır hasta olmuşlardı. Hatta, hayatlannı ortaya koyarak kılmaya azmettikleri namazlannı bile oturarak kıl­mak zorunda kalmış, Mekke müşriklerinin şiddetli baskıla­nna rağmen taviz vermedikleri namazlannı, ayakta kılamaz

600 Bu anlayışlannda, daha önce Şevval ayında y,aşanan büyük taun hadisesinin de etkili olmuş olabileceği de muhtemeldir. Bu anlayışın yanlış olduğunu or­taya koyabilmek için Aişe validemiz, "Bizden daha mutlu hangi evlilik vardı ki?" demekte ve kendi hallerinin bu anlayışı fiilen tekzibettiğini ortaya koy­maktadır. Bkz. Müslim, Sahih, 2/1039 (ı423); Tirmizi, Sünen, 3/401 (1093); Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 6/54 (24317)

olmuşlardı. Onlan bu haldeyken gören Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Şunu iyi bilin ki, oturarak namaz kılan kimse, ayakta namaz kılanın aldığı sevabın yansını alır, buyuracak ve yine de ayakta kılmalan yönünde teşvikte bulunacaktı.'?'

Hasta olanlar arasında Hz. Ebu Bekir'le Hz. Bilal ve .Amir İbn Füheyre de vardı. Üçü de aynı mekanı paylaşmış, hastalık süreçlerini beraberce, hasret gidererek geçirmeye çalışıyor­lardı.

Henüz, hicap ayetleri inmemişti. Hz. Aişe validemiz bir gün, babasını ziyarete gelmiş ve:

- Ey babacığım! Kendini nasıl buluyorsun? Nasılsın, diye halini sormuştu. Gerçi, içinde bulunduklan durum, nasıl ol­duklannı gayet net anlatıyordu; zira, sıtma tutmuş gibi ateşler içinde kıvranıyor, Mekke özlemini dile getirerek sayıklıyorlar­dı. Biraz dikkat edince, babası Hz. Ebu Bekir'in şunlan söyle­diğine şahit oldu:

- Evinde ve ailesi içinde sabahlayan herkese ölüm, ayak­kabısının bağından daha yakındır!

Babasının halini soruyordu; ama o ne kendisini tanımış ne de dediklerini duymuştu. Kendi kendine:

- Vanahi de babam, ne dediğini bilmiyor, diyerek .Amir İbn Füheyre'ye döndü ve aynı soruyu bu sefer de ona sordu: - Kendini nasıl hissediyorsun ey Amir, nasılsın?

O da, kendinde değildi; bağ ve bahçelerden bahisler açı­yor, dünya gözüyle yeniden görerneden ölümle tanıştığından bahsediyordu.

- Vallahi, .Amir de ne dediğinin farkında değil, dedi. Hem babası Hz. Ebu Bekir'den hem de onun hizmetçisi

601 Bkz. İbn Kesir, el-Bidaye, 3/224

.Amir İbn Füheyre'den cevap alamayan Hz. Aişe, ardından bir ümit deyip Hz. Bilal' e yöneldi. Ancak, onun hali, daha çetin görünüyordu; hummamn şiddetinden yere uzanmış, başını zoraki kaldırmaya çalışıyor ve şöyle mınldamyordu:

- Vah bana ve ne yazık ki, acaba ben, etrafımda İzhir ve Celil otlan olduğu halde bir kez daha falan vadide geceleyebi­lir miyim? Acaba yeniden Micenne suyunun başına gelip de pınarlanndan içip, Şame ve Tafil dağlanm görebilir miyim, diye iç geçiriyordu.

Hüzün dolu bir manzaraydı; belli ki, dağ ve taşında hatı­ralan olan bir beldenin, kendi memleketlerinin hasreti kavu­ruyordu yüreklerini ... Dağlanndaki hava, çiçeklerindeki koku, pınarlanndaki serinlik ve hatta otlanndaki sadelik bile burun­lannda tüter olmuş; hastalığın da tesiriyle geldikleri beldeye olan hasretleri bir kat daha artmıştı.

Onlan böyle görüp de sözlerine şahit olan Aişe validemiz, gelip Resülullah'a durumu haber vermişti. Her meselenin hal­li, ancak böylelikle mümkün olabilirdi çünkü ... Şöyle diyordu: - Sanki onlar, şiddetli ateşten akıllanm kaybetmiş gibiler ve farkında olmadan konuşuyorlar!

Efendiler Efendisi, çok üzülmüştü. Ellerini semaya kaldır­dı ve önce, Muhacirin'in bu hale gelmesine sebep olanlar için:

- Allah'ım! Utbe İbn Rebia'yı, Şeybe İbn Rebia'yı ve Ümeyye İbn Halefi Sana havale ediyorum; onlar, nasıl ki bizi, kendi memleketimizden çıkanp da bu vebalı yere gelme­ye zorlamışlarsa Sen de onlann hakkından gel, diye yalvardı Rabbine.

Bu, işin bir yamydı. Sonra da döndü; ümmeti için isteme­ye başladı. Şöyle diyordu:

- Allah'ım! Bize, en az Mekke'yi sevdirdiğin kadar daha fazlasıyla Medine'yi de sevdir! Bu beldeyi sıhhat yurdu yap ve

ölçü/tartılarma bereket ihsan et! Sonra da bu hastalığı al ve Cuhfe taraftanna doğru savuruver! 602

Allah'ın en sevgili kulu O'ndan bir şey ister de Allah (celle celaluhü), O'nun bu isteğini kabul etmez miydi hiç? O gece Allah Resülü (sa11allahu aleyhi ve sellern), yatağına uzandığında, bir rüya gördü. Saçı-başı dağınık siyah bir kadın, Medine'den çıkıp Mehey'a da denilen Cuhfe'ye doğru gidiyordu. Belli ki, Medi­ne' deki bu hastalık, bundan böyle şehri terk edecek ve Cuhfe taraftannda kendini gösterecekti. Zaten o günden sonra da Muhacirler, şiddetli ateşten kurtulmuş ve onlann Medine'de kalmayla ilgili herhangi bir problemleri kalmamıştı.v'"

Ancak, herkes Hz. Ebu Bekir ve Hz. BiHH gibi irade sahi­bi değildi. Yine, benzeri bir hastalığa yakalanan A'rabi geldi huzura:

- Ya Muhammed! Benim beyatımı kaldırıp geçersiz kıl! Hitabındaki sertlik, sonucun ne olacağını ortaya koyar mahiyetteydi. Ardından talep ettiği şey ise, aklı başında biri­sinin, asla 'evet' demeyeceği bir durumdu. Efendimiz (salla11alıu aleyhi ve sellem), kendi iradesiyle çıkmaza sürüklenmeyi tercih eden bu insana:

- Hayır, bunu yapamam, diye cevap verdi. Zira, Efendi­miz'le burada bağlannı koparan, öbür tarafta kurtuluşa eremezdi. O (sa11allahu a1eyhi ve sellem) ise, ümmetinden bir tek insanın bile zayi olmasını istemiyordu. Ancak adam ısrar edi­yordu. İkinci, üçüncü derken, istediği cevabı Allah Resülü'n­den alamayınca, selam ve sabahsız Medine'yi terk edip geldiği yere gitti. Bunu duyunca Efendiler Efendisi:

- Şüphesiz ki Medine, ateşin gümüşteki kir ve pası temiz­lediği gibi kendi kir ve pasını temizliyor, buyurdular.s'<

602 Buhari, Sahih, 2/667 (1790)

603 Bkz. Buhari, SaJıih, 5/2148 (5353)

604 Bkz. Müslirn, Sahih, 2/1006 (1382-1384)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medine vebası
« Posted on: 19 Nisan 2024, 14:02:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medine vebası rüya tabiri,Medine vebası mekke canlı, Medine vebası kabe canlı yayın, Medine vebası Üç boyutlu kuran oku Medine vebası kuran ı kerim, Medine vebası peygamber kıssaları,Medine vebası ilitam ders soruları, Medine vebasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes