> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Medine den hareket
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medine den hareket  (Okunma Sayısı 758 defa)
02 Mayıs 2011, 11:59:03
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 02 Mayıs 2011, 11:59:03 »



Medine'den Hareket

Hedefte kervan olduğu için, henüz yola çıkmaya hazır olma­yıp da mazeret beyan edenler, bu yolculuktan istisna tutulmaktay­dı. Bundan dolayı da kimse kınanmayacaktı. İlk günlerden bu yana Efendimiz'den hiç ayrılmayan damat Hz. Osman da, mazeret beyan edip bu harekette yer alamayanlar arasındaydı; zira hanımı, Efendi­miz'in de kızı Rukiyye Validemizi şiddetli bir hastalık tutmuştu. Ba­kımı için Hz. Osman'ın yanında kalması gerekiyordu.

İbadetler ve Rabbe kulluk konusunda son derece duyarlı olan Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), bu süre içinde Medine'de bulu­namayacağı için namazıarı Abdullah İbn Ümmü MektUm'un kıldır­masını talep etmişti.

Önceki seriyye ve gazvelerde Erisar yer almazken bu çıkışta Mu­hacir ve Ensar ayrımı yapılmaması dikkat çekiyordu.F' Zira, bu sefer

22 Buhari, Sahih, 4/ı456 (3739); İbnü'l-Esir, Usiidii'l-Ğabe, 4/287. o gün Umeyr, on altı yaşındaydı.

23 Bu hadise, Efendimiz'in insanlara muamelede muhatapların hislerine dikkat

durum çok nazik görünüyordu. Mesele, sadece M uhacirleri değil, Ensar başta olmak üzere bütün Medine'yi ilgilendiriyordu. Çünkü, Ebu Süfyan'ın kervanı, Medine'ye saIdıracak Mekke ordusunun alt yapısını oluşturuyordu.

Bu arada, henüz Müslüman olmadığı halde Efendimiz'le birlik­te olmak isteyenler de vardı. Hubeyb İbn İsôf, bunlardan birisiydi; güçlü ve savaş tekniğini iyi bilen bir adamdı. Ancak bu, öncelikle Kureyş ile Efendimiz arasındaki bir meseleydi. Gerçi, Medineli müş­riklerle de bir güvenlik anlaşması yapılmış ve şehri birlikte savun­ma sözü verilmişti. Ancak, müşriklerin de katılmasını gerektirecek böyle bir tehlike henüz yoktu. Bir de, muharebede muhaberenin çok ayrı bir önemi vardı; elde edilecek önemli bir haber, savaşların sey­rini değiştirecek bir güç demekti. Öyleyse, gelişmelerden başkalarını da haberdar edebilme ihtimali olanların, böylesine kritik bir kervanı takip için çıkılan yolda İslam ordusu içinde yer alması uygun değil­di. Onun için Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bu tür insanları geri çevirecek ve kendisiyle birlikte yola, sadece Muhacir ve Erisar çıka­caktı.s-

Bu arada Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), yayaların başına Kays İbn Ebi Sa'sa'a'yı görevlendirip ona Sükya denilen mevkiden ayrılır ayrılmaz askerleri saymasını emredecekti. O da, emri yerine getirecek ve EbU Inebe kuyusunun başında saydığı ashabın sayısını üç yüz on üç olarak Efendimiz'e rapor edecekti. Bu haber, Efendi­miz'i çok sevindirmiş ve beşaşet ifade eden bir ses tonuyla şunları söyleyecekti:

ettiğinin bir göstergesidir. Şöyle ki; Ensar, Akabe'de söz verirken, O'nu koruya­cağını ifade etmişti etmesine ama bu korumanın, Medine dışında da geçerli olup olmadığına dair sarih bir beyan olmamıştı. Onun için, Bedir'e kadar gerçekleşen yirmi civanndaki yıldınm hareketlerinde Ensar'dan herhangi bir talepte bulu­nulmamıştı. Ancak, şimdiki durum çok farklıydı; zira Kureyş, sadece Efendimiz ve Muhacirleri değil bütün Medine'yi tehdit etmeye başlamış ve bu tehditlerini fiilen icra için de, düğmeye basmıştı. Öyleyse mesele, hicret sonrasında gerçekle­şen anlaşma çerçevesinde ele alınması gereken bir durum arz ediyordu.

24 Hubeyb İbn İsaf, geri gelecek ve Müslüman olduğunu ikrar edip yine de bu sa­vaşta Efendimiz'den ayrılmayacaktı. Bkz. İbn Abdilberr, İstiab. 2/443; Salihi, Sübülü'l-Hüda ve'r-Reşad, 4/23; Süheyli, Ravdü'l-Ünf, 2/300

- Talfit'un ashabı kadarl'"

Derken, bir pazar akşamı Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), Sükya denilen yerden yola çıktı. Yanlannda sadece iki tane at, yet­miş tane de deve vardı. Nöbetleşe binerek yol alıyorlardı. Efendiler Efendisi de ashabından farklı değildi; aynı deveye Hz. Ali ve Ebu Lü­bôbe ile nöbetleşe biniyordu. Hz. Ali ve Ebu Lübabe:

- Sen bin ya Resülullahl Biz, Seninle birlikte yürürüz, diyerek kendi sıralarını vermek için ısrar etmişlerdi ama O (sallallahu aleyhi ve sellern):

- Ne sizler yürüme konusunda benden daha güçlüsünüz, ne de Ben, vadedilen miikafata sizlerden daha az ihtiyaç duyuyorum, diye­rek bu teklifi geri çevirmişti.

Reonô. denilen yere geldiklerinede Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), EbU Liibôbe İbn Abdülmünzir'i Medine'ye geri gönderecek ve herhangi bir boşluğa meydan vermemek için onu Medine'de, yerine vekil tayin edecekti. Ebu Lübabe, Medine'ye geri dönerken boynu bükük aynlacaktı; ayrılmadan önce de, üzerindeki zırhı Efendiler Efendisi'ne bırakacak ve hüzün dolu adımlarla geri dönecekti.

Yola çıkmadaki ana hedef Kureyş'in kervanını takip olsa da, atı­lan her adımda ashab, yeni ve orijinal stratejilerle karşılaşıyordu. Zira kervanın geçeceği güzergaha doğru yürürken Efendimiz (sallalla­hu aleyhi ve sellern), Besbes İbn Amr ve Adiyy İbn Ebi'z-Zağbô.'yı öncü kuvvet olarak gönderecek ve onlar da, tarif edelen mekana ulaşıp ge­lişmelerden Efendimiz ve ashabım haberdar edeceklerdi.

Aynı zamanda, kendisiyle beraber bu sefere çıkanlara şöyle dua ediyordu:

   25         Taberi. Tarih, 2/26; Salihi, Siibiilii'l-Hüda ve'r-Reşad, 4/2S Bedir'de bulunup bu­lunmadıkları ihtilaflı olanlarla birlikte bu sayı değişkenlik göstermekte ve on dört, on beş ve on yedi olarak da telaffuz edilmektedir. Orduyu sayma işinin iki defa yapıldığı da gelen bilgiler arasındadır. Bkz. İbn Hişam, Sire, 2/333; İbn Kesir, el­Bidaye ve'n-Nihaye, 3/383. Bedir'de bulunan ashabın, takriben 3/S'i Ensar, 2/S'i ise Muhacirlerden oluşmaktaydı. Aynı zamanda bu sayı, Efendimiz'in (s.a.s.) de buyurduğu gibi Hz. Davüd'un Talüt ordusuna karşı savaşan ordusuna denk bir sayıdır. O gün de, emr-i ilahiye boyun eğip de nehirden sadece bir avuç su almak­la yetinen insanlar, sayı ve teçhizat bakımından düşmanlarından az olmalarına rağmen küfrün ordularına karşı galip geldikleri gibi bugünün mü'minleri de, EbU Cehil'in tetiklediği aynı küfür ordusuna galip geleceklerdi.

- Allah'ım! Bu insanlar, yalın ayak; Sen onlara dayanma ve yol meşakkatlerine karşı tahammül gücü ver! Bunların üzerinde elbi­se yok; Sen onları giydir! Bunların elinde yiyecek imkanlan da yok; Sen onları doyur! Ve bu insanlar yoksul; Sen onları fazl u kereminle zengin kıJ!26

Tiirbôn denilen yere geldiklerinde Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Sa'd İbn Ebi Vakkas'a yönelecek ve:

- Ey Sa'd, diye seslenecekti. Bu arada, mübarek parmaklarıyla ilerideki bir ceylanı işaret ediyor ve Sa'd'a, ok ve yayını hazırlaması­nı söylüyordu. Hz. Sa'd denilenleri yapmış ve yayını germeye başla­mıştı. Tuttu, onun omuzlarına mübarek çenesini koyarak:

- Şimdi at, diye emretti. Bu arada ona:

- Allah'ım! Onun atışına isabet lütfet, diye dua ediyordu. Ger-

çekten de ok gitmiş ve ceylanın boynuna saplanmıştı. Efendimiz'in yüzünde hemen bir tebessüm belirdi. Zira bu, yokluk çekilen bir or­tamda, ashab-ı kirama sunulmuş ilahi bir ikram demekti.

Peygamberi duaya mazhar olan Hz. Sa'd hemen gidecek ve cey­lanı yakalayıp kestikten sonra huzura getirecek, Efendimiz de, etinin pişirilip ashab arasında dağrtılmasını emir buyuracaktı.

Irku'z-Zabue denilen yere geldiklerinde karşılarına bir bedevi çıkmıştı. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), karşılaştığı her olayı de­ğerlendirip bilgi toplamaya çalışıyordu ve bu adama da kervanla il­gili bilgisinin olup olmadığını sordu. Çok geçmeden de, bu konuda adamın herhangi bir bilgisinin olmadığı anlaşılmıştı.

Bu arada ashabdan bazıları, adamı zorlayıp Resı1lullah'a selam vermesini istiyorlardı. O da:

- Aranızda gerçekten Resı1lullah var mı, diye taaccüp etmiş ve sonra da gelip Efendimiz'e selam vermişti. Bedevi idi; peygamber rahle-i tedrisine oturup terbiye görmemişti. Selamın arkasından:

- Şayet Sen gerçekten bir peygambersen, benim şu devemin karnında olanı bana haber verebilir misin, diye soruverdi. Ashab-ı

26 Bkz. İbn Sa'd, Tabakat. 2/20 Savaş olup da ortalık durulunca, Efendimiz'in dua­sına mazhar olan ashab-ı kirarn hazretlerinin hepsi de, açlık endişesinden uzak, aç kalma korkusunu üzerlerinden atmış ve tahammülleri de zirvede olarak geri dönüyorlardı.

kirarnı eelallendiren bir soruydu bu. Onun için Seleme İbn Selame ileri atıldı ve adama:

- Bunu Resülullah'a sorup da O'nu incitme! Soracaksan bana sor; onu ben sana haber vereyim, diye çıkıştı. Arkasından da, adamı mahcup edecek bazı şeyler söyledi. Bunu duyan Allah Resülü (sallal­lahu aleyhi ve sellern), çok üzülmüştü ve yeniden olaya müdahale etme lüzumu hissetti ve:

- Bırak onu ve yavaş ol. Adama kaba davranıp üzerine çok git­tin, dedi.

Bu arada, Hz. Seleme'den de yüzünü çevirmişti. Belli ki, her ha­liyle ashabına ders veriyor ve kıyamete kadar gelecek olan insanlığa muallim olacak bir toplum yetiştiriyordu. Onun için, yeri geliyor di­liyle ashabını uyarıyor, yeri gelince de haliyle onları yönlendirip du­ruşlarında isabet kaydetmelerini temin etmek istiyordu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medine den hareket
« Posted on: 19 Nisan 2024, 14:13:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medine den hareket rüya tabiri,Medine den hareket mekke canlı, Medine den hareket kabe canlı yayın, Medine den hareket Üç boyutlu kuran oku Medine den hareket kuran ı kerim, Medine den hareket peygamber kıssaları,Medine den hareket ilitam ders soruları, Medine den hareketönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes