Konu Başlığı: Kureyşin tavrı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 24 Nisan 2011, 13:16:17 Kureyş'in Tavrı Kuaukı'ôn dağının Hıcr tarafına bakan yamna oturup da Kabe'yi tavaf edenleri seyreden müşrikler, ilk defa kulaklarına gelen bu sesle irkilmiş, hayretten hayrete düşerek kendi aralarında konuşuyorlardı. Ebu Cehil'in oğlu İkrime: - İyi ki Allah, Ebu'l-Hakem'e ikramda bulundu da şu kölenin söylediklerini duyurmadı, diyor ve babası Ebu Cehil'in böyle bir manzaraya tahammül edemeyeceğinin altı m çiziyordu. Ona Safvan İbn Ümeyye katıldı: - Şu am görmeden önce babamı alan Allah'a hamd olsun, diyordu. Onlara Halid İbn Esid de katılacaktı; o da: - Bilal'in, Kabe'nin üzerine çıkıp da çığırtkanlık yaptığı şu günleri görmeden önce babamı öldüren Allah'a şükürler olsun, diyordu. Süheyl İbn Amr ve onunla birlikte olan bir grup ise, Hz. Bilal'in ezan sesini duymamak için kulaklarını tıkayıp yüzlerini de kapatmış, Allah kelamını duymak bile istemiyorlardı. Kin, nefret ve kıskançlıktan köpürüp duruyorlardı; ama yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Her şey anlaşmamn kurallarına göre yerine getiriliyordu! Gözlerine ilişip de kulaklarına kadar gelen her manzara, Kabe'ye ayrı bir canlılığın geldiğini gösteriyordu. Düne kadar haklarında ileri geri konuşulan ve halsizlikten adım atacak mecallerİ kalmadığı söylenen insanlar bunlar olamazdı; öyleyse ya bugüne kadar kendilerine anlatılanlar yalandı, ya da Allah Resülü ve ashab-ı kiramı zinde tutan başka güçler vardı! Kendi kendilerine: - Sizin, sıtmadan dolayı halsiz düştüklerini iddia ettiğiniz İnsanlar bunlar mı, diye soruyor ve "Bunlar, filan ve falanlardan daha güçlüler; baksanıza, tavafederken normal yürümekle bile iktifa etmiyor, adeta ceylanlarm sekmesi gibi koşturuıjorlar" deyip şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı. Bir aralık Fahr-i Kainat Efendimiz, onlara Kabe'nin içine girme isteğini ulaştırdı; burunlarından soluyorlardı ve: - Anlaşmada böyle bir madde yoktu, diyerek hemen bu talebi geri çevireceklerdi. Nihayet Efendiler Efendisi tavaf namazını da kılmış, Safa ile Merve'ye yönelmişti; burada da yedi kez gidip gelecek ve nihayet Merve'de durarak kurbanlar kesilecekti. Artık, ihramdan çıkma vaktiydi ve Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabından Hıraş İbn Ümeyye'yi yanına çağırarak mübarek saçlarını tıraş ettirdi; böylelikle kaza umresi tamamlanmış oluyordu. Umre işi biter bitmez Efendiler Efendisi, iki yüz kadar ashabına emrederek, her ihtimale binaen Ye'cec'de bulunan silahların başında nöbet bekleyen arkadaşlarının yanına gitmelerini ve nöbeti devralarak onları da Kabe'ye göndermelerini emredecekti. Böylelikle umre niyetiyle yola çıkan herkes, vazifesini yerine getirmiş olacaktı. |