๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 02 Mayıs 2011, 16:03:17



Konu Başlığı: İlk anlaşma
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 02 Mayıs 2011, 16:03:17
İlk Anlaşma, Evs ve Hazreç Arasında

Medine'deki ilk anlaşma, Evs ve Hazreç kabileleri ara­sında yapılacaktı. Bunun için, toplantıya katılanlar, fikirlerini ortaya koyuyor ve uzun müzakereler sonucunda ortaya çıkan hükme saygılı olacaklarını beyan ediyorlardı. Böylelikle, yüz­yıllar sonra ilk defa, Evs ve Hazreç arasında kalıcı bir anlaşma yapılıyor ve Ensôr haline gelen iki yapı arasındaki asırlık sa­vaş ortamına son nokta konulmuş olunuyordu,

Bunun için Enes İbn Malik'in evinde bir araya gelindi ve yazılı bir anlaşma gerçekleştirildi. Böylelikle, Müslüman olan

Evs ve Hazreç'le yapılan bu anlaşmaya, Müslüman olmayan Araplar da 'meoôli' statüsünde dahil olmuş; Evs ve Hazreç'e tabi olarak anlaşmaya imza koymuş kabul ediliyordu. Hatta bu durum, daha sonraları ortaya çıkan savaş durumlarında bile göz önünde bulundurulacak ve bugün anlaşma yapan ve bu anlaşmaya sadık kalanlar, Tevbe suresinde anlatılan savaş ültimatomundan istisna edileceklerdir. 594

Yazılı bir mutabakat içeren anlaşmada şöyle deniliyordu: - Bismillahirrahmanirrahim.

Bu anlaşma, Nebi olan Muhammed tarafından, Kureyş ve Yesrib'deki Müslüman ve mü'minler; onlara tabi statüdeki di­ğer insanlarla, daha sonra da gelip aynı şartları kabul edenler ve ortak savunma konusunda müşterek hareket edenler ara­sında gerçekleşen bir anlaşmadır. Bunların hepsi, diğer insan­lar karşısında tek bir ümmettir.

Bu giriş cümlesinin sonrasında Efendiler Efendisi (sal1al1a­hu aleyhi ve sel1em), önce Muhacirleri zikrettikten sonra Beni Avf, Beni Sôide, Beni Hôris, Beni Cüşem, Beni Neccôr, Beni Amr, Beni Nebit ve Beni Evs kabilelerinin isimlerini de kayda geçi­rerek her biri, kendi aralarında adet olduğu vechile, kan di­yetlerini ödemeye iştirak edecekler; harp esirlerinin kurtuluş fidyelerini de, mü'minler arasındaki maruf, adalet ve makul esaslara göre ödemeyi kabul edeceklerdir. Yine bütün kabi­leler, iyi ve güzelolanı toplumda yaygınlaştırmada, kötü ve çirkin olanı da ortadan kaldırmada gayret sarfedecek ve böy­lelikle toplumda,fazilet ve adalet esasına dayalı, olumsuzluk­ları gizlemeyen ve suç sahibi hangi anlayıştan olursa olsun cezai müeyyidenin uygulanmasında müşterek hareket eden bir anlayış gelişecektir. En nihayetinde, şayet bir anlaşmazlık

· vukü bulursa, bu durumda da Allah'ın ve O'nun Resülii Hz.

594 Bkz. Tevbe,9/4

Muhammed'in vereceği hükme nza gösterilerek mesele çözü­me kavuşturulmuş olacaktır.