> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü  (Okunma Sayısı 3066 defa)
05 Mayıs 2011, 11:56:30
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Mayıs 2011, 11:56:30 »



Hz. Ebu Bekir'İn Hicret Teşebbüsü

Efendimiz ve O'na tabi olanlar, Ebu Talib gibi bir hima­yeden yoksun kalınınca Mekke daha fazla tepki vermeye başlamıştı ve bu tepkinin dozu her geçen gün artıyordu. Hedefte sadece Resül-ü Kibriya Hazretleri yoktu; O'nunla birlikte ha­reket eden herkesi hedef haline getirmişlerdi ve sürekli taciz ediyorlardı. Hz. Ebu Bekir de bundan nasibini alıyordu. Belli ki artık Mekke'de rahat yoktu. Hem, Habeşistan'a önceden gi­denlerin hayır haberleri geliyordu.

Çok geçmeden Hz. Ebu Bekir de, _hicret için Efendiler Efendisi'nden izin istedi. Talep rrıaküldü ve izin de verilmişti. Bulundukları yerde şiddet ve baskı artsa da yeryüzü genişti ve o da, dayısımn oğlu ile birlikte bir gün, Habeşistan'a doğ­ru hicret için yola çıktı. Tek arzusu, namazıarım baskı altında kalmadan kılabilmek ve içinden geldiği şekilde gürül gürül Kur'an'ını okuyabilmekti.

Bir müddet yol aldıktan sonra karşılarına eski dostu ve Mekkeliler katındaki değeri büyük insan İbn Düğunne çıka­geldi. Onun gibi saygın birisinin yola revan oluşunu görünce telaşla sordu:

- Nereye gidiyorsun?

- Beni, kavmim vatammdan çıkmaya zorladı ... İşkence

ettiler ve maddi mudayaka içine almaya çalıştılar, diye cevap­ladı Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anlı).

Şaşırmıştı İbn Dügunne. Onun gibi faziletli, güzel ahlak sahibi ve herkesi kucaklayan, dürüstlüğüyle meşhur birisi na­sılolur da böyle bir sonuca zorlanabilirdi? Bu şaşkın1ığı keli­melerine de yansıdı:

- Niçin? Allah'a yemin olsun ki sen, yakınlarına iyilik ko­nusunda hepimizden önde bulunuyorsun, ihtiyacı olanlara yardım ediyor, iyilik yapıyor ve yoksulları gözetip kolluyor­sun. Hemen geri dön; çünkü artık sen, benim korumam altın­dasın, dedi.

Hz. Ebu Bekir'in gönlü Mekke' de kalmıştı; Efendisi orada bulunurken Habeşistan hicretine nasıl tahammül edebilecek­ti!.. Onun gibi birisi, hemen Mekke'ye geri dönmeli ve bir ihti

yacı olduğunda, Efendiler Efendisi'nin yanındaki yerini alma­lıydı. Zaten, maiyyetin mümtaz Sıddik'ine yakışan da bu değil miydi? Şimdi ise, tarihi bir fırsat çıkmıştı karşısına ve severek bu teklifi kabul etti.

Beraberce geri döndüler. Elinden tuttuğu Ebu Bekir'le birlikte Kabe'ye gelen İbn Dügunne, Mekke halkına şöyle hay­kırdı:

- Ey Kureyş topluluğu! Şüphe yok ki ben, Ebu Kuhafe'­nin oğluna eman verdim. Bundan sonra ona kimse kötü niyet beslemesin.

İbn Düğunne'nin hatınnı kıramayan Kureyş'in tek şartı vardı: Ebu Bekir, açıkta namaz kılıp Kur'an okumayacak; in­sanları da dine davet etmeyecekti.

Evinin bir köşesini ibadet yeri olarak ayırmıştı; namaz­lannı burada kılar, yanık sesiyle Kur'an okuyup gözyaşlany­la Rabbine burada yalvarırdı. Onun yönelişlerindeki bu sa­mimiyetin farkına varan bazı insanlar, etrafında toplanır ve okuduklanna kulak verip hareketlerini seyre dalardı. Bilhassa çocuklarla kadınlar ve köleler için artık burası, bir buluşma noktası haline gelmişti.

Tebliğdeki en etkin yoldu bu aynı zamanda ve Hz. Ebu Bekir de, bu yolu kullanarak farkında olmadan insanların gönlünü İslam adına kazanmaya başlamıştı.

Ancak bu durumun farkına çabuk vardı Kureyş. Hemen İbn Dügunne'ye gidip, onu durumdan haberdar ettiler:

- Şüphesiz sen Ebu Bekir' e, bize eziyet etsin diye eman vermedin. Halbuki o, Kur'an okuyup namaz kılarken öyle et­kili, öyle güzel bir temsili var ki, çoluk çocuğumuzun, kadınla­nmızın dinini değiştireceğinden korkuyoruz, diyorlardı.

Aslında bu halleriyle onlar, Hzı'Ebu Bekir'in içinde bu­lunduğu halin güzelliğini de kabullenmiş oluyorlardı. Ancak

inat ve taassup içindeki insan, bir türlü iyi ve güzelolana ula­şamıyordu. Onlann esas endişe edip korktukları konu, haki­kat karşısındaki zaaflarıydı ve bu sebeple, realiteyle yüz yüze gelmekten çekiniyor, etraflarındaki insanların da buna mutta­li olmasını istemiyorlardı.

Çok geçmeden yeniden geldiler İbn Dügunne'nin yanına: - Git ona ve evine girmesini söyle. Evinde dilediği gibi davransın, diyor ve başkalarının görebileceği yerde namaz kı­lıp Kur'an okumaktan vazgeçmesini talep ediyorlardı.

İbn Dügunne'yi de etkilemişlerdi. Geldi Ebu Bekir'in ya­nına ve şunları söylemeye başladı:

- Ey Ebu Bekir! Ben sana, kavmine eziyet edesin diye eman vermedim. Onlar, senin Kur'an okuyup namaz kıldığın mekan­dan rahatsızlık duyuyorlar. Bu halinle onlara eziyet ediyorsun. Evine gir ve orada istediğin gibi ibadetine devam et.

Zaten Hz. Ebu Bekir için, dini adına tebliğ yapamayıp in­sanların elinden tutamadığı, namazını kılıp Kur'an'ını açıktan okuyamadığı yerde, bir müşrikin garantörlüğü altında yaşa­maktansa Allah'ın inayetine sığırırnak daha maküldü. Aslanı zincire vurup bağlamak gibi bir şeydi bu. Halbuki insanlık on­dan hizınet bekliyordu ve Ebu Bekir de, zincirlerini bir kcna ra bırakıp, ardından meşakkat gelse de hizmet yolunu tercih edecekti.

Çok düşündü. Belki denileni yapsa, dinini yaşama konu­sunda bir problem yaşamayacaktı. Ancak, inandığı değerler, dinin bireysel bir inanç sistemi olmadığını haykırıyordu. Hem öyle olsaydı, Resülü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) niye bu ka­dar sıkıntıya katlanacaktı ki?. Ferdi mükellefiyetler arasında, başkalarının elinden tutup onları gerçekle yüz yüze getirmek de vardı. Onun gibi birisinin, bu durumda nasıl davranma­sı gerekiyorsa o da öyle hareket etti. Gitti İbn Diiğunne'ye ve

verdiği emanı iade edip Allah'ın hıfz ve koruması altına sığın­dığını ilan ederek geri döndü.404

Ne var ki, o günün Mekke'sinde böyle bir ilan, bela ve mu­sibetlerin sağanak olup yeniden yağması anlamına geliyordu.

Artık dar alandan çıkmıştı ve Rabbine kulluk vazifesine çoğunlukla Kabe'de devam etmeye çalışıyordu. Ancak bu, bel­li ki kolayolmayacaktı. Kureyş'in eski hiddeti yeniden canlan­mıştı ve artık güvencesi de kalmayan Ebu Bekir'i yakın takibe almışlardı.

Bir gün Kabe'de durmuş namaz kılıyordu. Kureyş'in se­fihlerinden birisi yanına yaklaştı ve yerden avuçladığı toz ve toprağı, hakaret dolu sözlerle secdede Rabbiyle baş başa olan Ebu Bekir'in üstünden boşaltıverdi.

Bu arada yanlarından, Kureyş'in ileri gelenlerinden bir başkası geçiyordu. Üstündeki toz ve toprağı temizlerneye ça­lışan Hz. Ebu Bekir'in gözleri de, kendisini istihzai tavırlarla süzen bu adama takıldı.405 Yaptığının kime ne zararı olabilir­di? Bu zulmü kim tasvip edebilirdi ki? İnsanlık adına belki bir değer kalmış olabileceği ümidiyle seslendi ona:

- Şu sefihin yapıp durduğu şeye bir baksan!

Ne çare ki, hitap ettiği kimse ondan daha az sefih değildi: - Bunu, başkası değil, sen yaptın kendine, diyordu. Söz-

de, İbn Dügunne'nin emanını bırakmak suretiyle bu duruma kendisinin davetiye çıkardığını söylemek istiyordu. Belki de, başka diyebileceği bir şey kalmamıştı ve bir şeyler demiş ol­mak için bu kelimeleri söylüyordu.

Rabbi dışında yöneldiği hiçbir kapıdan fayda yoktu Hz.

Ebu Bekir'in. Ve kaldırdı ellerini, şöyle yalvarmaya başladı:

- Ne kadar da merhametlisin ey Rabbim! Ne kadar da

404 Buhari, Sahth, 2/804 (2175)

405 Bu şahsın As İbn van veya Velid İbnü'I-Muğire olduğu söylenmektedir.

merhametlisin ey Rabbim! Ne kadar da merhametlisin ey Rabbimlw"

Bununla o, beyazı siyah; gündüzü de gece gibi göstermeye alışkın bu sefihlere karşı gazabıyla muamele etmeyen Rabbi­nin merhametindeki enginliği ifade etmiş oluyor ve isyanlan­na mukabil yine de engin rahmetiyle insanlan kucaklamasın­daki azamete olan hayranlığını ilan etmiş oluyordu.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:56:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü rüya tabiri,Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü mekke canlı, Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü kabe canlı yayın, Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü Üç boyutlu kuran oku Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü kuran ı kerim, Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü peygamber kıssaları,Hz Ebubekir in hicret teşebbüsü ilitam ders soruları, Hz Ebubekir in hicret teşebbüsüönlisans arapça,
Logged
25 Nisan 2019, 17:52:08
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 25 Nisan 2019, 17:52:08 »

Esselamu aleykum. Islama hizmet eden peygamber efendimize hakkiyla sadık bir şekilde sahabelik dostluk eden hz.ebubekire binler selam binler rahmet olsun inşallah. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Nisan 2019, 01:18:20
Züleyha

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.439


« Yanıtla #2 : 26 Nisan 2019, 01:18:20 »

Allah razı olsun selam ve dua ile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
26 Nisan 2019, 15:59:14
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 26 Nisan 2019, 15:59:14 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes