Konu Başlığı: Hudeybiye ye hareket Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Nisan 2011, 14:53:49 Hudeybiye'ye Hareket Akşam olunca Allah Resülii: - Sağ yöne dönerek şu ağaçlıklara doğru yürüyün, buyurmuş ve "Zatii'l-Hanzal tepesini sizden kim biliyor?" diye sormuştu. Maksadı, Halid İbn Velid'in haberi olmadan yola koyulmak ve onlara olan merhametinin bir tezahürü olarak Mekkelilerle karşı karşıya gelmemekti. Büreyde İbn Husayb: - Ben biliyorum ya Resülullah, diye seslendi. Bunun üzerine Hz. Büreyde'ye dönen Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellern): - Öyleyse düş önümüze, buyurdu. Gecenin karanlığından istifade ile yeni bir yolculuk başlamıştı; önde Hz. Büreyde, arkada İslam ordusu ilerliyordu. Batıya doğru ilerliyorlardı; Serôui' dağlarından Asal tarafını tutmuştu Hz. Büreyde. Halid İbn Velid ise, arkadaşlarıyla birlikte gelişmelerden habersizce hala orada bekliyordu. Çok karışık ve zor 229 Nisa, 4/102-104 şartlarda ilerliyorlardı; hatta bir yere geldiklerinde Hz. Büreyde'nin ayakları yara bere içinde kalmış ve artık yürüyemez olmuştu. Bunun üzerine Allah Resülü, onun deveye binmesini ve kendilerine yolu bilen bir başkasının rehberlik etmesini söyleyecekti. Bu sefer öne çıkan Hamza İbn Amr idi; o da bir noktaya kadar gelmiş ve daha ilerisi için yolu şaşırmıştı. İstenilen yere ulaşabilmek için şimdi yeni bir rehber daha gerekiyordu. Şimdi öne çıkan isim, Amr İbn Abdinühm el-Eslemi idi; Allah Resülü'nün önüne düşmüş ilerliyordu. Şartlar çetin ve yol da karmaşıktı; çalılara takılmamak için herkes boyunlarını eğerek yürümek zorunda kalıyordu. Niyet samimi olunca, iriayet de kendini gösteriyordu. Gecenin karanlığında dolunayın ışığı önlerini aydınlatmış, en sıkıntılı anlarında yine meltem esintilerine mazhar olmuşlardı. Bir noktaya geldiklerinde Efendiler Efendisi, ilerideki bir tepeyi göstererek: - Şu tepe Zatiı'l-Hanzal Tepesi olmasın, diye seslendi. Hz. Amr: - Evet ya Resülullahl Orası Zatii'l-Hanzal Tepesidir, dedi. Efen- dimiz (sallallahu aleyhi ve sellem): - Mirar Tepesine kim çıkarsa, Beni İsrail'in günahlarının bağışlandığı gibi onun da günahları bağışlanır, buyurdu. Böyle bir hedef gösterilir de ashab koşmaz mıydı; herkes tepeye yönelmiş yarışırcasına koşuyordu! Bu manzarayı gören Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem)'nün dudaklarından şu cümleler döküldü: - Bu gece bu tepenin misali, Beni İsrail hakkında Allah (celle celaluhüj'ırı, "Şehrin kapısından eğilerek geçin ve girerken de, 'Affet ya Rabbi!' deyin ki hatalarınızı bağzşlayalzm!" buyurduğu kapının misali gibidir. Zorluklar geride kalmış ve daha selametli bir yere gelinmişti. Bu sırada Efendiler Efendisi: - Allah'tan istiğfar diler ve yine O'na tevbe ile gönülden yöneliriz, deyin tembihinde bulundu. Her adımını titizlikle takip eden ashab, hep bir ağızdan istiğfar edip tevbeye durmuştu. Sonra da Resülullah: - Şüphesiz ki bu, İsrailoğullanna teklif edilip de onların söylemekten kaçındıkları istiğfar ve tevbe şeklidir, buyurdu. Bir müjdesi daha vardı Allah Resülü'nün: ashabına döndü ve: Umre Seferi ve Hudeybiye - Bu geceyi bu tepede geçiren herkes, mutlaka aff-ı ilahiye mazhar olacak ve bağışlanacaktır! Hedeflenen yere gelinmişti; bir süre dinlenecek ve karınlarını doyuracaklardı. Ancak, yanan ateşleri Kureyş'in görüp de üzerlerine gelmesinden çekiniyorlardı. Gelip de bu endişelerini Allah Resı1lü'ne açtıklarında Resı1lullah: - Onlar sizi asla göremeyecekler, buyurdu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Allah Resı1lü (sal1al1ahu aleyhi ve sellem), burada ashabına sabah namazını kıldırdı. Aynı zamanda, kızıl develi bir kişi hariç bu tepede geeeleyen herkesin aff-ı ilahiye mazhar olup affedildiklerinin müjdesini verdi. Ashab arasında büyük bir sevinç yaşanıyordu. Ancak akıllara, affedilmeyen kızıl develi bu talihsiz adam takılmıştı. Bu adam, ashab arasına katılan ve devesini kaybetmiş Damreoğullarından biriydi. Kendisine durum anlatılıp da Allah Resülü'nün huzuruna gelmesi teklif edildiğinde bunu da reddedecek ve devesini bulmasının her şeyden daha önemli olduğunu söyleyecekti. 230 Konu Başlığı: Ynt: Hudeybiye ye hareket Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Nisan 2019, 17:45:09 Esselamü aleyküm Rabbim bizleri Peygamberimizin ve sahabe efendilerimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
|