๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 26 Nisan 2011, 15:02:42



Konu Başlığı: Hicretin altıncı yılı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 26 Nisan 2011, 15:02:42
Hicretin Altıncı Yılı

Peşi peşine sökün eden olaylarla hızlı bir süreç yaşanmış ve artık, Mekke'den ayrılış ın altıncı yılına girilmişti. Daha dün gibiydi; peygamberler diyarı ve Hz. İbrahim'le yeniden inşa edilen Mekke herkesin burnunda tütüyordu. Herkesin gönlü günde beş vakit yö­neldikleri Kabe ile birlikte orada kalmıştı, bir rnü'min olarak gidip de Allah'ın Evi'ni ziyaret etmenin özlemiyle yanıp tutuşuyorlardı.

Daüssıla, herkesin içini yakan bir husustu; yerin göbeğiyle göbek bağı olanlar, Kabe'ye seyahat yapacakları günün rüyasını görür hale gelmişlerdi. Zira Kabe, ilk günden bu yana ibadet maksadıyla inşa edilmişti. Bugüne kadar orada ibadet adına ortaya konulanlar, mas­karalıktan ibaretti; tavaf diye etrafında dönerken ıslık çalıyor ve alkış tutuyorlardı. Günah işlerken üzerlerine taktıkları elbiselerini buraya gelince çıkarıp bir kenara koyuyor ve Allah'ın Evi'ni, hem de ibadet maksadıyla uryan olarak tavaf ettiklerini sanıyorlardı.

Allah Resülii de aynı duygular içindeydi; O'nun nazarında Kabe, minberinden ayrılmış bir mihrab gibi duruyordu. Öyleyse Medine­'de kurulan minber, Mekke'deki mihrabın yanına çekilmeli ve Hak adına bir vuslat yaşanmalıydı. Ancak, bunun için zeminin de müsait hale getirilmesine ihtiyaç vardı.

Bedir, Uhud ve Hendek gibi önemli dönüm noktalarında iste­diklerini alamamış olsalar da, müşriklerden gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. Onun için Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), etrafa gönderdiği keşif kollarıy­la önce bölgenin güvenliğini garanti altına almak istemişti. Altıncı yılın Şa'ban ayında Abdurrahman İbn Avfı yanına çağırıp sarığını bizzat kendisi saran Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), karşılaştık­ları insanlara iyilikle muamele etmelerini tembihleyerek onları Beni Kelb diyarına göndermiş; yine aynı ayın içinde iki yüz ashabıyla bir­likte Hz. Ali'yi de, Medine'ye saldırı hazırlığında olduklarının haberi gelen ve Hayber ehliyle ittifak kurmaya çalıştıkları anlaşılan Fedek yönüne göndermişti. Anlaşılan Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza'dan sonra Fedek ve Hayber, İsrailoğulları için yeni bir fitne merkezi haline getirilmek isteniyordu. Onun için Allah Resülü'nün gözü de bunların üzerindeydi ve onları yakın takibe almıştı.

Yine Efendimiz aynı yılın Ramazan ayında Hz. Ebu Bekir veya Zeyd İbn Hôrise'yi, kendisini öldürme planlarının yapıldığı Vadi'l­Kura yönüne uğurlamış, Şevval ayında da yirmi kişilik bir müfre­ze ile Kiirz İbn Côbir'ı, şifa bulmak için Medine'ye geldikleri halde kendilerine tahsis edilen develeri kaçırıp başındaki çobanlarını da öldüren mürted Uranllerin peşinden göndermişti. Zira Uranililer, Müslüman olduklarını söylemekle birlikte açık bir ihanet içindeydi-

ler; hastalıklanm bahane ederek Resülullah'a müracaat etmişler ve O da, kendilerine bir bölgede develer tahsis etmiş ve bunlann sütüy­le bevillerinden içmelerini tavsiye etmişti. Tavsiyelere uyup da iyi­leşince, Allah Resülü'nün çobanını öldürmüş ve develeri de alarak kaçmışlardı. Aynı zamanda dine baş kaldıran bu insanların yaptık­larına muttali olunca, Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellem) mübarek ellerini kaldıracak ve:

- Allah'ım! Onların gözlerini görmez, yollarım da çıkmaz eyle, diyecekti.

Bütün bunlarda ana hedef, Hicaz'ın güvenliğini temin etmek ve böylelikle, bölgede artık sadece İslam'ın hükmünün geçerli olduğu­nu tescil etmekti. Diğer yandan bütün bunlar, Mekke'ye gidip de Ka­be'yi tavaf edebilmek için bölgenin güvenliğini garanti altına almayı da sağlayacaktı.


Konu Başlığı: Ynt: Hicretin altıncı yılı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 30 Nisan 2019, 22:26:12
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hicretin altıncı yılı
Gönderen: Züleyha üzerinde 01 Mayıs 2019, 10:53:34
Allah razı oolsun selametle inşallah hocam...