> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Medineye yöneliş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medineye yöneliş  (Okunma Sayısı 900 defa)
25 Nisan 2011, 11:17:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 25 Nisan 2011, 11:17:31 »



Medine'ye Yöneliş

Artık Allah Resülii, uzun zamandır ayrı kaldığı Medine'ye yö­nelmiş, gece gündüz demeden yol alıyordu. O kadar ki geceleri de yola devam ediyor ve çok az mola veriyordu. Ashab da çok yorul­muştu; derken gece yarısının geride kaldığı bir sırada mola verilmiş­ti. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabına döndü ve:

- Bizi sabah namazına kaldıracak gözü, uyumayacak salih bir adam yok mu? Belki uyuyakalırız, diye seslenmeye başladı. Bu yor­gunlukla yatıldığı zaman kalkmak zor olabilirdi ve Efendiler Efendi­si, namazlarının geçmemesi için ekstradan tedbir almak istiyordu. Bunun üzerine Hz. Bilal:

- Ya Resülullah, diye seslendi. Ben, Seni namaza kaldınrım! Artık herkes rahatlıkla dinlenebilirdi ve öyle de yaptılar.

Allah Resülii'nün ordusunu sabah namazına kaldırma görevini gönüllü üstlenen Hz. Bilal ise, gecenin karanlığını daha aydın kıla­bilmek için namaza durdu. Rabbine yönelmiş nafile namaz kılıyor­du! Bir müddet böylece devam etti. Ancak ilerleyen zaman, onun üzerinde de yorgunluğu n ağırlığını artınyordu. Derken biraz dinlen­rnek maksadıyla devesine yaslanıp oturmayı denedi; oturduğu yer­den sabah namazının vaktinin girmesini bekliyordu!

Resülullah yerinden fırlayıp da kalktığında, ashabının hepsini uyurken gördü. Güneşin ışıkları yüzlerini ısıtmaya başlamıştı ama onlar, yorgunluktan hala uyanacak gibi gözükmüyordu. Gözleri, Hz. Bilal'i aradı; o da devesine yaslanmış ve oturduğu yerde uyuyakal­mıştı!

- Sen bize ne yaptın ey Bilal, diye seslendi. Efendiler Efendi­si'nin kadifeden daha yumuşak ses tonuyla yerinden fırlayan Bilal-i Habeşi, zaten bin pişmandı; ne olursa olsun yere oturmayacaktıl Ancak olan olmuştu ve olmuşu geri getirmenin imkanı yoktu.

Bu arada ashab-ı kiram da uyanınıştı ve her birisinin üzerinde, farz bir namazı geçirmiş olmanın üzüntüsii vardı. Nasılolur da bir mü'min, Allah'ın kendisine farz kıldığı bir namazı kılmadan zama­nını geçirebilirdi! Hepsi bir olmuş, nöbete gönüllü rıza gösterdiği halde uyuyakalan Hz. Bilal'i çekiştiriyorlardılt''ö

Onlar üzüntü içinde düşünedursun kader hükmünü İcra edi­yordu; Allah (celle celaluhü), namazıarını kaçırmada bile ümmet-i Mu­hammed'e olan rahmetinden bir kapı aralıyor ve bundan sonra aynı konumda kalanların nasıl davranacaklarına dair Resı1lullah'ın şah­sında her bir mü'mine yol gösteriyordu. Önce:

- Burası, şeytanların eğleştiği bir vadidir, buyurarak hareket emri verdi ve o bölgeyi terk etti Allah Resı1lü (sallallahu aleyhi ve sel­lem), Ardından yeni konakladığı yerde abdest alıp Hz. Bilal'e ezan okumasını emretti. Ashab-ı kiram da abdest almış, namaza hazır­lanmışlardı. Ashabına, sabah namazıarının sünnetini de kılmalarını söylüyordu.

Derken yine cemaat yapıldı ve Allah Resı1lü (sallallahu aleyhi ve sel­lem) önlerinde imam olarak sabah namazıarını kılmaya başladılar. Namaz bittikten sonra ashabına dönen Efendiler Efendisi, şunları söyledi:

- Hepimizin ruhu, Allah'ın yed-i kudretindedir; isterse onu tutar ve alıkoyar! Buna en çok layık olan da, şüphesiz O'dur. Öyleyse sizler, namazı unuttuğunuzda, hatırlar hatırlamaz onu hemen kılın! Çünkü Allah (celle celaluhü), "Beni anmak için namaz eda et" diye bu­yurmakta ve bunu ernretmektedir.w"

Ashabın üzerinde, Hayber'de elde edilen zaferin neşesi ve ay­lardır ayrı kaldıkları Medine'ye kavuşmanın da sevinci vardı. Medi-

285 Hz. Bilal, o gün kendisini en az kınayanın Allah Resülii (s.a.s.) olduğunu söyleye­cektir.

286 Bu hadisenin, Huneyn Savaşı sırasında gerçekleştiğine dair de rivayet vardır.

ne'ye yaklaştıklarında dağ taş tekbir sesleriyle inliyordu; Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), bu him de değerlendirecek ve:

- Sessiz olun, buyuracaktı. Zira sizler, ne sizden uzak olana ne de sesinizi duymayana dua edip sesleniyorsunuz; sizin dua edip de kendisine yöneldiğiniz Allah (celle celaluhü), her şeyi duyan ve hepini­ze en yakın olandır; zira O (celle celôluhü), her an sizinle beraberdir!

Bunlan söyledikten sonra Allah Resülü, arkasında oturan Ebu Musa el-Eş'ari'ye dönecek ve:

- Ey Abdullah İbn Kays, diye seslenecekti. Belli ki bir şeyler söyleyecekti ve Ebu Musa:

- Annem-babam Sana feda olsun; buyur ya Resülullah, diye mukabelede bulundu Allah Resülü'ne, Bunun üzerine:

- Sana, cennetin hazinesi olan kelimenin ne olduğunu söyleye­yim mi, diye sordu. Belli ki, dikkatlerin iyice yoğunlaşmasını istiyor­du. Ebu Musa:

- Elbette söyle; anam-babam Sana feda olsun, deyince de:

- La havle vela kuvvete illa billah, dedi.

Allah Resülü'nden bunu duyan ashab-ı kiram da, artık tekbir getirmeyi bırakmış cennetin hazinesi olarak öğrendikleri bu cümleyi tekrar ediyordu.

Gecenin bir vaktinde Ciirf denilen yere kadar gelmişlerdi; asha­bına döndü ve acele edip de gecenin karanlığında evlerine gitmeme­lerini söyledi.

Medine'ye girmeden önce onlan, uzaktan Uhud selamlamıştı; o gün Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabından yetmiş tanesi­ne ev sahipliği yapan Uhud'a nazar ederek ashabına şunlan söyledi: - Bu, öyle bir dağ ki, biz onu severiz, o da bizi!

Uhud'u, ashab-ı Uhud'a anlatıyordu; belli ki insanların gönlün­de Uhud'a karşı en küçük bir olumsuzluğun olmasını istemiyordu; zaten olumsuzluklar çoktan geride kalmıştı ve bundan böyle, yürek yakan acılar yerine mahz-ı lezzet olan hatıralar yad edilmeliydi! Sonra da mübarek ellerini kaldınp Rabbine yönelmişti:

- Allah'ım, diyordu. Ben, Medine'nin şu iki taşlığı arasındaki şeyleri haram ve dokunulmaz kıldım!

Medine'ye girerken de:

- Bizler, günahlarımızdan tevbe edip Rabbimize kullukta bulu­narak, secde ve hamd edip Rabbimize yönelerek geri geliyoruz, di­yordu. O'nun bu ifadelerini duyan ashab da, aynı şeyleri tekrar et­meye başlamış ve Medine'ye ulaşıncaya kadar da bunları dillerinden düşürmemişti.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medineye yöneliş
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:30:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medineye yöneliş rüya tabiri,Medineye yöneliş mekke canlı, Medineye yöneliş kabe canlı yayın, Medineye yöneliş Üç boyutlu kuran oku Medineye yöneliş kuran ı kerim, Medineye yöneliş peygamber kıssaları,Medineye yöneliş ilitam ders soruları, Medineye yönelişönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes