๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 10 Mayıs 2011, 17:58:32



Konu Başlığı: Hatice ile ilk randevu
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Mayıs 2011, 17:58:32
HATİCE İLE İLK RANDEVU


Olurunu alır almaz hemen Hatice'nin yanına gitti Ebu Talib, Zira Hz. Hatice'ye, yeğenini bizzat anlatma lüzumunu hissediyordu. Çünkü O, Mekke'nin en güvenilir ve en kalite­li insanıydı. Öyleyse, O'nunla iş yaparken bu nazara alınmalı ve yine O'na verilecek ücret de başkalanndan farklı olmalıy­dı. Böyle bir iş için Hz. Hatice'nin, başkalanna ne kadar ücret verdiğini de biliyordu ve onun için Hz. Hatice'den bunun iki katını isteyecekti.

Çok geçmeden Ebu Talib, Hatice'nin huzurundaydı. Hal ve hatır sorma adına adetten ve alışılagelmiş konuşmalann ar­dından sözü kervana getirdi ve yeğeni Muhammedü'l-Emin'in faziletlerinden söz açtı bir bir ...

Muhammed ... el-Emın ... Bu isim, Hatice için hiç de ya­bancı değildi. Bilhassa amcaoğlu Varaka İbn Nevferin dilin­den düşmeyen bir isimdi. Küçüklüğünden beri kulağına hep O'nun haberleri fısıldanmış; gördüğü rüyalann tevillerinde de hep, O'nun izleri sürülmüştü."

Şimdi bu ne büyük bir lütuftu; O'nu, gökte ararken yer­de bulmanın heyecanı vardı Hz. Hatice'nin üzerinde ... Kader

87 Bkz. Burak, Bekir, Hazreti Hatice, Rehber Yayınlan, İstanbul, 2005, s. 15 vd.

yoluna su serpmiş ve daha kervanı yola bile vurmadan, en bü­yük kazancı elde etmenin sevincini yaşıyordu, hem de ilikleri­ne kadar. Gelmiş geçmiş en karlı ticaretini yapmak üzereydi. Malının tamamını bile istese, belki vermekte tereddüt etme­yecekti. Ebu Talib'in sözleriyle irkildi; şöyle diyordu ona:

- Ey Hatice! Bu iş için iki deve ücret vereceğinin haberini aldım; yeğenim Muhammed, Emın'dir ve ben O'nun için bu­nun senden iki katını isterim.

Bir müddet bu talebi alıp verdi zihninde ... Böyle bir kazanç için pazarlık yapılır mıydı hiç? Hem, dünya ve ukba saadeti­ne kapı aralamışken, devenin de lafı mı olurdu? Nitekim Ebu Talib'in sözünün hemen akabinde şunları sıraladı teker teker:

- Ey Ebu Talib! Doğrusu sen, çok kolay ve hoşa gidecek bir ücret istemiş bulunuyorsun! Bundan kat be kat daha faz­lasını istemiş olsaydın vallahi de ben, yine kabul eder ve te­reddüt etmeden onu da verirdim. Sen bunu, hiç sevmediğim ve uzak birisi için bile isteseydin yapardım; kaldı ki sen onu, benim çok sevdiğim yakın birisi için talep ediyorsunl'"

Ücrette de anlaşıldığına göre, artık kervanın yola çıkma­sına bir engel kalmamıştı. Önceki Şam yolculuğunda karşılaş­tıklan Rahip Bahira'nın sözlerini hatırlatarak Amca Ebu Ta­lib, dikkatli olması konusunda yeğenini uyarıyor ve dünyalık elde edelim derken yeğeninden mahrum kalmamak endişesi­ni ifade ediyordu.

Derken o gün geldi, Efendiler Efendisi ve kervan Mekke' den hareket etti. Bu yolculukta dikkat çeken bir husus gözler­den kaçmıyordu. Meysere89 adındaki bir şahıs, adım adım Muhammedü'l-Ernin'i izliyor, adeta yanından hiç aynlmadan bütün hareketlerini takip ediyordu. Üç ay sürecek bir yolculuktu

88 İbn Sa'd, Tabakat. 1/156; Süheyli, Ravdu'l-Unf, 1/122

89 Meysere, Efendimiz'in bütün hareketlerini takip edip de kendisine rapor et­mesi için Hz. Hatice validemizin görevlendirdiği özel adamıydı.

bu. Bu yolculuk esnasında, yolcular da kaynaşmış ve Efendiler Efendisi'ni, daha yakından tanıma imkanı bulmuşlardı.