> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Genel boykot
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Genel boykot  (Okunma Sayısı 921 defa)
05 Mayıs 2011, 12:09:17
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Mayıs 2011, 12:09:17 »



GENEL BOYKOT


Hz. Hamza'dan sonra Hz. Ömer de Müslüman olmuş ve Kureyş açısından, ardı ardına çok büyük iki kayıp yaşanmıştı. Ardından bir de Habeşistan elçilerinin eli boş ve götürdükleri kucak dolusu hediyelerle gerisin geriye dönüşlerini gören Mek­ke, öfkeden kabardıkça kabarmış ve kılıçlannı yeniden gayzla bilerneye başlamıştı. Üstüne üstlük bir de, Habeşistan'a hicret edenlerin haberlerini alıyor ve her geçen gün ayn bir hüzün ya­şıyorlardı. Böyle giderse iş, tamamen kontrollerinden çıkacak ve bir daha önü alınmaz bir arenaya taşınmış olacaktı.

Beri tarafta, Hişam ve Abdulmuttaliboğullannın himaye­si vardı ve bu himayeyi aşarak Allah Resülü'ne karşı kalıcı bir hamle yapamıyor; önüne çıkıp da yolunu kesemiyorlardı. Bu durumda, sadece belli başlı şahıslan hedeflemenin de imkanı yoktu; Müslüman olsun veya olmasın, -Ebü Leheb dışında­herkes ittifak etmiş; Muhammedü'l-Emin'i, hayatı pahasına koruma yanşına girmişti.

Bir taraftan da, her geçen gün kendi saflanndan birileri gidip karşı tarafa iltihak ediyor ve teker teker çözülme yaşa­nıyordu. Öyleyse, çığ gibi büyüyen bu düşüneeye karşı daha etkin ve kalıcı bir çözüm bulunmalıydı.
Nihayet bir akşam, ittifak ettikleri bir mecliste toplanarak ölümden beter bir karar aldılar. Buna göre, Muhammed'i ken­dilerine teslim edecekleri ana kadar, Hişôm ve Abdulmutta­liboğulları ile bütün ilişkiler kesilecek; onları Mekke'den ko­vacak; bütün yolları kesecek; onlardan kız alıp vermeyecek; yiyecek ve içecek temin edebilecekleri bütün kaynaklarını da kurutacaklardı. Madem öyle, kurunun yanında yaş da ya­nacaktı! O günün şartlannda bu, sadece iman ettiklerinden dolayı insanlan, göz göre göre ölümle baş başa bırakma de­mekti. Böylelikle, çölün çetin şartlannda kendiliğinden ölüp gitmelerini bekleyecekler; asırlarca devam etmesi muhtemel kan davalarına sebebiyet vermeden başlanndaki bu problemi çözmüş olacaklardı. Bugünkü toplama kamplanndan beter bir adımdı bu ... Bunun adı boykottu ve açık arazide, gündüz­lerin sessizliği ve gecelerin de yalnızlığı içinde, kızgın güneşin altında ve kavurucu çölün dayanılmaz kasveti içinde ve tabii olarak birer birer yok olmalarını bekleyeceklerdi.

Yaptıklan işe bir de kutsiyet kazandırmak istiyorlardı; bunun için, madde madde yazdılar bir sayfanın üstüne ve alıp bunu Kabe'nin duvanna astılar ittifakla! Bu maddeleri kağıda geçiren, aralanndan Mansur İbn İkrime adındaki bir zattı.384

Varaka'nın dedikleri çıkmaya başlamıştı. Kin ve nefretin bu kadan da olmazdı; ama o günün Mekke'sinde bunlar olu­yordu. Karşı koymaya da imkan yoktu. Vahyin gelişinden yedi yıl sonra bir Muharrem akşamı, yaşadıklan bu büyük mahru­miyetle mecburen aynldılar Mekke'den ve Mekkelilerden!..

Yine Ebu Talib'in himaye kanatlan vardı ortada. Mekke'nin dışında Şi'b-i Ebi Talib'in mekanında çadır kurdular kıt kana­at imkanlarıyla ... Çadır denilenler de çoğu zaman, yamalı kırk bohçanın çubuklar üzerinde emaneten durmasından ibaretti.

384 Sıkıntıların selolup yağdığı bu süre içinde, bir gün Efendiler Efendisi bu şah­sa beddua edecek ve çok geçmeden Mansfır'un, boykot maddelerini yazdığı eli tutmaz olacaktı.
Müslüman olmamasına rağmen, amca Ebü Talib'in gayretleri görülmeğe değerdi. Hatta, yeğeninin başına gelebilecek olum­suzluklarla karşılaşmamak için, türlü türlü sebeplere tevessül ediyor ve tedbir olarak çoğu zaman, O'nun yatağına kendi oğullarından birini yatırıyordu.

Şehrin dışında çıplak bir arazi idi Şi'b-i Ebi Talib. Üç yıl sürecek bir mihnet dönemiydi bu. Sıkıntılar, katlanarak geli­yordu; hemen her gün, bir çadırdan feryad ü figün sesleri yük­seliyordu. Salgın hastalıkların sökün ettiği Şi'bi Ebi Talib'den, keyif çatan Mekkelilerin üstüne, sıklıkla ağıtlar yankılanıyor­du, göçüp gidenlerin ardından!

Çok sıkıntılı günlerdi. Sıkıntıyı zirvede yaşayan da, yine Allah'ın en sevgili kulu, Allah'ın da Resiiıü'ydü.385 Ancak, şart­lar ne olursa olsun tebliğ vazifesi devam etmeli ve ilahi mesaj­la insanlar sürekli beslenmeliydi. Zaten, böylesine bir sıkıntı girdabı, ancak güçlü bir imanla aşılabilirdi ve bu iman, Efen­dimiz'in etrafında halkalanan cemaate alem olmuştu. Kendisi Müslüman olmadığı halde, yine de O'nu tercih edenlerde bile bunun eseri görülüyor, her şeye rağmen olup bitenlere karşı mukavemet gösteriyorlardı.

Tebliğin diğer insanlara ulaştırılacak yanı da vardı. Onun için Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), fırsat buldukça dı­şarıdan gelenlerle görüşmeye çalışıyor ve bilhassa haram aylarda muhatap olduğu kitlelere Allah'ın emirlerini ulaş­tırma gayreti gösteriyordu. Aynı gayretler, iman heyecanını sinesinde taşıyan her bir mü' min için de söz konusuydu ve her şeye rağmen durup tükenme bilmeden bir iman aksiyonu ortaya konuluyordu.

Açlık, susuzluk ve hastalıkların iniltisinde geçen koskoca

385 Yıllar sonra ve hac farizasını yerine getirmek için yeniden Mekke'ye geldik­lerinde, kurban kesme öncesinde bu mekana gelen Habib-i Zlşan Hazretleri, burada yaşadığı acı dolu üç yılı hatırlayacak ve etrafındaki arkadaşlanna da o günlerden bazı kareler sunacaktı. Bkz. Buhari, 2/576 (1513)

üç yıl!.. Bu ne zulümdü ki, kadın-ihtiyar, çocuk-hasta deme­den herkesi aynı konumda değerlendiriyor ve asla taviz ver­miyorlardı. Açlıktan, çığlıklan yükseliyordu çocukların Faran dağlannda ...

Efendiler Efendisi, geceleri Rabbiyle baş başa, namaza durduğunda, kulağına hep, çocukların ağlaşan sesleri gelip çarpıyor, annelerin yürek yakan hıçkınklannı duyuyor ve bir mızrap gibi kanayan yüreğine, birer inilti halinde vurup duruyordu, bütün bunlar tükenme bilmeden! Düşmanlık ve kinleri o dereceye ulaşmıştı ki, artık varlıklan bile rahatsızlık vermeye başlamış, onlarla birlikte aynı şehirde yaşamaya bile tahammülleri kalmamıştı. Mekke, olanca şiddetiyle hücum ediyor ve inananlara nefes bile almayı çok görüyordu. Bütün bu planlan hazırlayıp çirkinliklerin altına imza atanlar arasın­da başı çeken yine, ümmetin firavunu Ebu Cehil idi.

Artık, sadece haram aylarda Mekke'ye inebiliyorlar; kıt kanaat imkanlanyla sadece sınırlı sayıda malzeme tedarik edebiliyorlardı. Hatta Kureyş, Müslümanlar satın alamasın diye dışandan gelen kervanlan Mekke dışında karşılıyor ve getirdiklerini Müslümanlara satmamalan konusunda onlan ikna etmeye çalışıyorlardı. Çoğu zaman da, ihtiyaçlan olmasa bile Kureyş, dışandan gelen kervanlarda bulunan malın tama­nını satın alıyor ve beri tarafta, sıkıntıların cenderesinde inim inim inleyenlere alternatif bile bırakmıyordu. Elde-avuçta bir şey kalmamış, var gibi görünenler de tükenip yok olmuştu.

O kadar açlık ve sıkıntı çekmişlerdi ki, Sa'd İbn Ebi Vak­kas gibi, gecenin karanlığında bir kenara gidip bevlederken, farkına vardığı bir deri parçasını yıkayıp temizleyen, temiz­leyip de ateşe tutup yiyen ve neticede üç gün belinin doğrul­masına sebep olduğu için Rabbine hamdeden baş yüceler var­dı.386 çoğu ağaç yaprak ve kabuklannı yiyerek ayakta kalmaya

386 EbU Nuaym el-İsbahani, Hılyetü'l-Evliya, 1/93

çalışıyor ve bu sebeple de ihtiyaçlannı giderirken, koyunlar

gibi ıtrahatta bulunuyorlardı.    .

Bu sıkıntılı günlerde Hz. Hatice, bir nebze de olsa nefes alma imkanı verenlerden birisiydi. Zira o, öyle eli kolu bağlı kalacak bir fıtrat değildi. Elindeki imkanlar, boykotun değir­meninde öğütülse de piyasayı biliyordu ve çoğu zaman yeğeni Hakim İbn Hizôm'ı devreye sokup, elinde kalan ne varsa onla­n gizlice Şi 'b-i Ebi Talib'e ulaştınyorve böylelikle, açlara çare; açıklara da sütre oluyordu. Yine böyle bir gün, gecenin karan­lığı çökünce yola koyulmuş; tedarik ettiği bir avuç buğdayı gizlice halasına götürmeye çalışıyordu. Ebu Cehil'in gözünden kaçmadı bu ve kesti yollarını. Cehaletin mekanize otoritesine, kendi başına bir fert nasıl karşı koyabilirdi? Kardeşi bile olsa, farklı sesin çıkmasına tahammülü yoktu Ebu Cehil'in:

- Haşimoğullanna yiyecek götürmek ha, diye sert bir ta­vır koydu önce ...

- Yemin olsun ki, ne sen elimden kurtulabilirsin ne de onlara yiyecek götürmene müsaade ederim. Göreceksin, seni Mekke'ye rezil edeceğim, diye de ilave etti.

Onlar bu haldeyken yanlanna Ebu'l-Bahteri geldi. O da Haşimoğullarz'ndandı. İman etmemişti; ama insaf1ıydı. Önce, olayın sebebini öğrenmek istedi ve:

- Aranızda ne oluyor öyle, diye sordu. Ebu Cehil:

- Haşimoğulları'na yiyecek götürmeye yeltenmiş, diye ce-

vap verdi. Bunun üzerine Ebu'l-Bahteri:

- Yanında, halasına götürmek istediği yiyecek var ve sen onu götürmesine engeloluyorsun, öyle mi, diye tepki gösterdi önce. Ardından da:

- Çekil bu adamın yolundan, diyerek zulme son vermek isteyince, inadında direnen Ebu Cehil'le aralannda kavga baş­ladı. Hatta Ebu'l-Bahteri, eline geçirdiği bir çene kemiğiyle

387 EbU Nuaym el-İsbahanl, Hılyetü'l-Evliya, 1/93

Ebu Cehil'in kafasına vurup başını yaracaktı, Hz. Hamza da, uzaktan bu manzarayı seyrediyordu. Derken bu hamle, Ebu'l­Balıteri gibi düşünen başkalannı da cesaretlendirecek ve Kabe duvanna asılan anlaşma metnini aşağıya indirip boykotu kal­dıracak süreci hazırlayacaktı, 388

Bu arada Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), amcası Ebu Talib'e gelerek:

- Ey amca! Şüphesiz ki Rabbim Allah (celle celaluhü), Ku­reyş'in O Kabe'ye astığı sayfaya bir kurtçuğu musallat etti ve o da, kendi adının dışındaki bütün zulüm, boykot ve iftira adına ne varsa hepsini yiyip bitirdi, diye haber vermişti. Ebu Talib, şaşkınlık yaşıyordu. Yeğeninin Kabe'ye gidip de bu sayfayı göremeyeceğini biliyordu. Kureyş'in kin ve nefreti, bırakın sayfaya ilişmeyi; sayfanın yanına bile yaklaşmaya müsaade etmezdi. Geriye tek bir alternatif kalıyordu. Onun için:
<...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Genel boykot
« Posted on: 18 Nisan 2024, 05:12:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Genel boykot rüya tabiri,Genel boykot mekke canlı, Genel boykot kabe canlı yayın, Genel boykot Üç boyutlu kuran oku Genel boykot kuran ı kerim, Genel boykot peygamber kıssaları,Genel boykot ilitam ders soruları, Genel boykotönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes