> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Ganimetlerin paylaşılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ganimetlerin paylaşılması  (Okunma Sayısı 913 defa)
19 Nisan 2011, 11:56:37
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Nisan 2011, 11:56:37 »



Ganimetierin Paylaşılması

Böylelikle esirler sahiplerine geri iade edilmiş ve ortada sadece ganimet malları kalmıştı; neredeyse bir aydır bekleyen Hevazin mal­larının bir an önce aralarında bölüştürülmesini isteyen bazı insan­lar, Allah Resülü'nün peşine takılmış ve:

- Ya Resülullahl Artık hisselerimizi paylaştırsan da üzerimize düşeni alsak, diyerek kendi paylarına düşeni almak istediklerini söy­lüyorlardı. O kadar ki, devesine binip de giderken arkadan ridasını çekmiş ve O'nu bir ağacın altına inmeye mecbur etmişlerdi! Bunun üzerine Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellem):

- Ey insanlar, diye hitap etmeye başladı. Celallenmişti; 'Ridamı geri verin!" diyor ve ilave ediyordu:

- Nefsim, yed-i kudretinde olana yemin olsun ki Ben, yanımda Tihame ağaçları kadar bile deve sürüsü olsaydı bugün onların hep­sini sizin aranızda dağıtır ve böylelikle sizler de benim, cimri ve de sözünde durmayan bir yalancı olmadığımı görmüş olurdunuz!

Daha sonra devesinin yanına gelen ve yükünden bir iğne çıka­ran Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), onu parmaklarının ucuna alarak kaldıracak ve yeniden:

- Ey insanlar, diye seslenecekti. 'Vallahi de Benim, beşte bir dı­şında şu ganimetlerinizde şu iğne kadar bir hakkım yoktur; beşte bir de neticede yine size geri dönmektedir! Dolayısıyla elinizde, ga­nimet mallarından, iğneden ipliğe ne varsa, hepsini getiriniz; sakın ola ki onlardan kendi zimmetinize hiçbir şey geçirmeyiniz! Zira o, onu çalan kimse için kıyamet gününde büyük bir ar ve ayıpların en çirkini haline gelecektir!

Bunları dinleyen ashab-ı kiram hazretleri O'nun, Taife gider­ken de benzeri uyarılarda bulunduğunu hatırlıyorlardı; hatta Medi­ne'den beri O'nunla birlikte olanların çoğu, benzeri uyarıları Hayber ganimetlerinin taksimi sırasında da duymuş ve o günden bu yana,
kamu malına el uzatmaktansa açlıktan kıvranmayı tercih eder ol­muşlardı.

Efendimiz'in bu uyarısının üzerinden çok zaman geçmemişti ki, ashabdan biri, elinde bir yumak iplikle birlikte huzura doğru ilerle­meye başladı; yüzünün rengi gitmiş, utancından Resülullah'ın mü­barek yüzlerine bakacak him kalmamıştı:

- Ya Resülullah, diyordu. "Bu kıl yumağını ben, sırtında yara çıkan devemin üzerine çul dikmek için almıştırn!"

- Onun üzerinde Bana ait olan hakkımı helal ediyorum, buyur­du Efendiler Efendisi. Ancak sahabi, her şeye rağmen kararlıydı ve sonucu itibariyle kendisini böylesine ağır bedellerin beklediği bir yerde, geri dönmeye hiç niyeti yoktu; elindeki yumağı getirip görev­liye teslim etti.

Artık sıra, ganirnetlerin dağıtılmasına gelmişti. Taksimata baş­lanmadan önce, Allah'ın emri olan beşte bir hisse bir kenara ayrıl­dı! Herkes, merakla kime ne kadar düşeceğini bekler olmuştu! Efen­diler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellern), alışılmış taksimlerin aksine o gün, hiç kimsenin beklemediği bir taksimata başlamıştı; Arapların eşrafı sayılan bazı insanları öne çıkarmıştı ve kalplerini İslam adına kazanmak ve onların şahsında kabilelerinin kalbini de yumuşatmak için onlara Huneyn ganimetlerinden hatırı sayılır paylarveriyordu! 337 Hakim İbn Hizarn'a yüz deve verince o, ikinci bir yüz deve daha talep etmiş ve bunun üzerine Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) ona şun­ları söylemişti:

- Ey Hakim! Dünya malı çok tatlı ve caziptir; kim onu gönül güzelliğiyle alırsa, onun için o bereket vesilesi olur; ancak her kim de onu, nefsinin arzuları altında kalarak hırsla talep ederse bereketi gider ve o insan, sürekli yediği halde bir türlü doymayan adam gibi­dir! Yukarıda olup da her zaman veren el, altta duran ve her zaman alan elden daha hayırlıdır! Ve sen, verme konusunda önceliği, sana en yakın olanlara ver!

Büyük bir mahcübiyet duyuyordu Hakim İbn Hizam; yüzünün

337 Sayılan elli civarında olan bu insanlar ve kendilerine verilen pay hakkında bkz.

Salihi, Sübülü'l-Hüda ve'r-Reşad, 5/396 vd.

rengi değişmiş ve Efendiler Efendisi'nin yüzüne bakamaz olmuştu! Yavaşça başını kaldırdıktan sonra şunları söyledi:

- Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki ben, Senden sonra hiç kimseden bir şey istemeyecek ve bir başkasından herhangi bir şey almayacağım!

O ana kadar gelişmeleri büyük bir dikkatle izleyen Safvan İbn Ümeyye'nin, Efendimiz'in insanlara yüzer yüzer verdiğini görün­ce O'na hayranlığı bir kat daha artmış ve önünde bulunan vadide­ki koyunlarla develeri süzmeye başlamıştı. Onu bu haldeyken gören Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellern), yanına yaklaşacak ve:

- Vadideki bu görüntü senin çok hoşuna gitmiş olmalı, ey EM Vehb, diyecekti. Arkasını dönen Safvan:

- Evet, deyince Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern):

- İçindekilerle birlikte hepsi senin olsun, deyiverdi. Bu civa n-

mertlik, böyle bir cömertliği asla beklemeyen Safvan'da şok tesiri yapmıştı; bir anlık şaşkınlıktan sonra kendini toparlayıp:

- Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve Sen de, O'nun Resfılü'sün; çünkü böylesine bir cömertliği ancak bir Nebi ya­pabilir, dedi. O ana kadar kalbinden bir türlü atamadığı düşmanlık ve nefret duyguları bir anda silinip gitmiş ve yerini, Allah ve Resü­lü'nün sevgisi dolduruvermişti! Mekke'nin fethinde ölüm korku­suyla kaçan ve Umeyr İbn Vehb'in gayretleriyle yeniden Mekke'ye gelen, hatta düşünmek için iki ay mühlet isteyen ve bu talebine kar­şılık kendisine dört aylık süre verilen Safvan İbn Ümeyye, aradan yaklaşık kırk gün geçmiş olmasına rağmen dize gelmiş ve samimi bir Müslüınan olmuştu.

Diğerlerine nispetle Abbas İbn Mİrdô.s'a daha az pay düşünce o, büyük bir alınganlık göstermiş ve insanların arasında şiir söyleye­rek Efendimiz'i tenkit etmeye başlamıştı. Çünkü Safvan İbn Ümey­ye, Akra' İbn Habis, Uyeyne İbn Hısn ve Hakim İbn Hizam gibi in­sanlara yüzer deve verilirken ona kırk deve verilmiş ve o ise, bunu statü farklılığı olarak algılamıştı. Şiirinde, kendisiyle atına düşmesi gereken hissenin, Akra' İbn Habis ile Uyeyne İbn Hısn'ın arasında bölüştürüldüğünü söylüyor ve hakkının yenildiğinden yakınıyordu! Halbuki ne Akra' İbn Habis ile Uyeyne İbn Hısn'a verilenler bir hak edişin neticesiydi, ne de kalbi İslam'a ısındırılmak istenen müelle-

fe-i kulübün dışındakilere verilenler birer zulüm sayılabilirdi! Böyle bir durumda herkesin, payına düşenle iktifa etmesi ve kendisini bir başkasına verilenle kıyaslamaması gerekiyordu; zira Allah (celle cela­luhü) O'na, elde edilenlerden müellefe-i kulüb statüsündeki insanla­ra da pay vermesini emrediyor ve Efendimiz de (sallallahu aleyhi ve sel­lern), bu konumda gördüklerine, gelişlerini kolaylaştırmak için daha fazla veriyordu!

Onun bu şiirleriyle içinde bulunduğu tavırdan haberdar olan Allah Resülü, önce onu huzuruna çağıracak ve:

- "Sonra da benim hissertıle atını Ubeyd'in hissesini. Akra' ile Uyeyne arasında bölüştürüyor!" diyen sen misin, diye soracaktı. O sırada Allah Resülü'nün yanında bulunan Hz. Ebu Bekir, Abba­s'ın ne şiir söyleme ne de nakletme özelliğinin olmadığını söyleyerek bunları onun söylemiş olmasının mümkün olmadığını söyleyerek, söz konusu şiiri bir kez de kendisi orada okudu. Ancak bu şiiri söy­leyen Abbas İbn Mitdas'tan başkası değildi ve Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabına dönerek:

- Gidin ve onun dilini kesin, buyurdu. Efendimiz'den bu cüm­leyi duyan ashab, neredeyse Abbas İbn Mirdas'ın dilini kökünden kesmeye hazırlanıyordu ki meselenin, gerçek anlamda dili kesmek değil, mecaz manada Abbas'ın istediği miktarı kendisine vermek su­retiyle sesini kesmek olduğu anlaşıldı! Böylelikle o, dilini kökünden kesilmekten kurtardığı gibi diğerleri gibi ganimetten yüz deve alarak razı edilmiş, Efendimiz'in ifadesiyle onun dili de kesilmiş oluyordu!

Müellefe-i kulüba taksimattan pay verilirken Allah Resülü'­nün yanına, Temim kabilesinden Zü'l-Huveysıra denilen bir adam gerek:

- Ya Muhammed! Bugün ben, Senin yaptıklarına tanık oldum, dedi. Sesin geldiği tarafa yönelen Allah Resülü de ona:

- Evet, neye tanık oldun, diye sordu. Aynı zamanda, Efendi­miz'e:

- Senin adaletli davranrnadığını görüyorum; adaletli ol, deyi­verdi. Allah Resülü'nü celallendiren cümlelerdi bunlar ve bunun üzerine O (sallallahu aleyhi ve sellern):

- Eğer Ben de adil olmazsam işim bitmiş demektir, buyurdu.

Ardından da, "Yazıklar olsun sana! Şayet adalet, Benim yanımda

değeri olan bir fazilet değilse o zaman kimin yanında adaletten bahsedilebilirl" diye çıkıştı Zü'l-Huveysıra'ya.

Gelişmelere şahit olan Hz. Ömer'i de çileden çıkaran bir davra­nıştı bu ve Efendimiz'in yanına yaklaşarak:

- Ya Resülullahl Şu münafığı bana bırak da boynunu vurayım, diye izin istiyordu. Hz. Ömer'in bu çıkışı ayrıca endişelendirmişti Allah Resülü'nü ve önce:

- Böyle bir şey yapmaktan Allah'a sığınırım, dedi. Kendisini bu kadar üzse, gayretullaha dokunacak laflar etse de, en azından zahir itibariyle ashabı arasında yerini alan birine karşı kılıç kullanılmasını istemiyordu. Ancak bir uyarısı vardı; gözünü istikbale dikmiş şunla­rı söylüyordu:

- Onu kendi haline bırakın; zira ileride onun gibi başka insan­lar da zuhur edecekler! Onlar, din konusunda belki çok derin bilgile­re ulaşacaklar; Kur'an'dan başlarını kaldırmayacaklar ama bu, gırt­laklarından aşağıya inmeyecek ve okun yaydan çıkıp da gitmesi gibi dinden uzaklaşacaklar! Bir kere ok çıkıp da gittikten sonra ne yaya bakıldığında oktan bir şey görülebilir, ne okun ucunun konulduğu yerde bir iz kalır ve ne de kirişin olduğu yerde oktan bir eser bulu­nabilir! Zira o, çoktan hedefine ulaşmış ve hayvanın karnını delip kana bulanmıştır! Aynı zaman...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ganimetlerin paylaşılması
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:55:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ganimetlerin paylaşılması rüya tabiri,Ganimetlerin paylaşılması mekke canlı, Ganimetlerin paylaşılması kabe canlı yayın, Ganimetlerin paylaşılması Üç boyutlu kuran oku Ganimetlerin paylaşılması kuran ı kerim, Ganimetlerin paylaşılması peygamber kıssaları,Ganimetlerin paylaşılması ilitam ders soruları, Ganimetlerin paylaşılmasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes