Konu Başlığı: Esad ibn Zürare nin vefatı Gönderen: Safiye Gül üzerinde 03 Mayıs 2011, 11:24:38 Es'ad İbn Zürare'nin Vefatı ve Yeşeren Nifak Ensar arasından Akabe beyatlarına katılan ve Beni N eccaroğullarının temsilcisi seçilen büyük sahabe Es'ad İbn Ziirôre (Ebu Ümame), Mescid-i Nebevi yapıldığı sıralarda hastalanmış, evinde yatıyordu. Çok geçmeden de, onun vefat haberi geldi. Hicret sonrasında yaşanan ilk hadiseydi bu. Bir anda Medine'ye, büyük bir hüzün çöküvermişti. Hüzünlenenlerin başında, elbetteki Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) vardı. Ancak bu, bir kaderdi ve elden bir şey gelemezdi. Beri tarafta, bir açık bulup da tenkit etmek için bekleşenlere gün doğmuştu: - Şayet Muhammed, gerçekten bir peygamber olmuş 01- 582 Valıidi, Esbfibü Nüzüli'l-Kur'an, s. 384, 385 saydı; O'nun ashabı ölmezdi, diyorlardı. Şaşılacak bir durumdu; sanki önceki peygamberlerin ashabı, ölümsüzlük şarabı içmiş ve ebedi yaşıyordu! Aslında bunu söyleyenler, Hz. Musa ve Hz. Harun'un da ölümlü birer beşer olduklannı biliyorlar ve İsrailoğullannın da sonlu olduğunu görüp duruyorlardı. Demek ki mesele, ölümsüzlüğü talep değildi; asıl maksat, ortalığı bulandırmaktı. Diğer taraftan ise böyle bir yaklaşım, insanların gizlemek zorunda kaldıklan gerçek niyetlerini ortaya çıkanyor ve nifak tohumlannın ortaya çıkmasına neden oluyordu. Üzüntüsünü dile getirirken Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), şöyle buyuracaktı: - Ebu Ümame'nin ölümü üzerinden Arap münafıklar ve bazı Yahudiler, ne kötü bir çıkar yanşına giriştiler! "Şayet Muhammed, gerçek Nebi ise, ashabı ölmezdi." diyorlar. Fesiibhanallah! Allah'ın iradesi yanında Ben, ne kendime ne de herhangi bir arkadaşıma malik olabilirim! 583 Efendimiz'in cümleleri, bir sahabenin ölümünü bahane ederek kendini ele veren münafık veya fırsat düşkünlerine sitem doluydu. Zira, ölümü veren de, hayatı alan da Allah idi ve aslında, bu yakıştırmada bulunanlar da bunu gayet iyi biliyorlardı. Cenazeyle ilgili tekfin ü defin işleri bittikten sonra Neccaroğullan, Efendimiz'in huzuruna gelerek: - Ya Resülallah! Biliyorsun ki Ebu Ümame, bizim adımıza elçimiz idi; o öldüğüne göre Sen, aramızdan birisini onun yerine elçi tayin et! Efendiler Efendisi, şefkat ve merhamet bakışlanyla kucakladı onlan önce. Ardından da: - Sizler, Benim dayı çocuklanmsınız; Ben, sizden birisi 583 Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 4/138; Hakim, Müstedrek, 4/214; Heysemi, Mecmaü'z-Zeviiid,5/98 sayılırımı Bundan böyle, sizin temsilciniz de Benim, buyurdu. Beni N eccar'ın sevincine diyecek yoktu. Gerçi, aralarındaki en itibarlı elçilerini kaybetmişlerdi; ama şimdi Allah (celle celaluhü) onlara, insanlığın gelmiş geçmiş en hayırlısını nakib olarak ihsan etmişti. 584 |