๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2011, 11:50:04



Konu Başlığı: Diğer mektuplar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2011, 11:50:04
Diğer Mektuplar

Artık sulh ortamı yakalanmıştı. Allah Resülü, tebliğ vazifesini daha geniş coğrafyalara ulaştırmak için ilgili herkese mektup yazıp dört bir yana elçiler yolluyordu. Herkesin elinden tutmak için o kadar duyarlı davranıyordu ki sanki bir dakikanın bile zayi olması­na gönlü razı gelmiyordu. İnsanlarla Rablerinin arasına giren bütün engelleri bertaraf edip herkesi Allah'a kulolma kıvamına getirmek istiyordu. Zaten ahir zamanda beklenen bir peygamber olarak vazi­fesi de bu idi ve Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), vazifesini en üst seviyede eda ediyordu.

Yername hükümdarıHevze İbn Ali'ye Süheyl İbn Anır'ın karde­şi Selit İbn Amr'ı, Dımeşk hükümdan Hôris İbn Ebi Şemir'e Şucô' İbn Vehb'i ve Bahreyn ulusu Miuızir İbn Sava'ya da Ald İbn Hadra­mi'yi göndermişti.

Tebliğin mektupla yapılan kısmı, sadece belli bir zamanı içine alan bir husus değildi; tebliğin her çeşidine müracaat ediliyor ve in­sanların imanla tanışabilmeleri için eldeki bütün imkanlar seferber ediliyordu.s-'

Risalet vazifesini, Allah Resülü'nün mektubunu taşıyarak ilgili yerlere ulaştırma göreviyle seçilen isimlerden ve bunların, gittikleri yerlerde ortaya koydukları tavırlarından da anlaşılacağı gibi Allah Resülü'nün elçileri de, tebliğ açısından en az mektupları kadar önem arz ediyordu. Kendilerine sorulan sorulara cevaplar veriyor, muha­taplarının düşünce dünyalarını sezip onların anlayacağı dille onlarla konuşuyor ve o güne kadar öğrendikleri bilgileri muhataplarıyla ge­rektiği gibi paylaşıyorlardı.

Artık zaman, Hira'da doğan nurun farklı coğrafyalara ulaştırıl­ma zamanıydı. Bunun için Efendiler Efendisi, çok farklı zamanlar­da ve farklı konuları nazara alarak mektuplar yazıp onları elçileriyle muhatapları na ulaştırmayı hedefleyecekti. Mesela, Amr İbn As gelip de Müslüman olduktan sonra Allah Resülü (sallallalıu aleyhi ve sellern), onu da Umman meliki Ceyfer ve kardeşi Abd'e gönderecek ve düne kadar uzaktan bakıp karşı çıktığı dini, bugün savunup başkalarına da tebliğ etmek için görevlendirecek ve Hz. Amr'ın siyası dehasın­dan tebliğ adına istifade etmeyi tercih edecekti.

Elbette bu mektuplaşmalarda muhatapların hepsi gelip Müslü­man olmamıştı. Onlardan bazıları Allah Resülü'nün davetine icabet edip İslarn'ı kabul ederken bir kısmı da küfründe inat edip olduğu yerde kalacak ve ayağına kadar gelen Muhammedü'l-Emin'in kap­tanı olduğu gemiye binme şansını kaçıracaktı. Ancak bir farkla ki, artık Ceziratii'l-Arap'ta sözü geçip hükmü nafiz olan sadece Resülul­lah'tı ve kabul etmeyenler de bu gerçeği görüp duruyorlardı. Bundan böyle en küçük bir harekette, Allah Resülü de hesap edilir olacak ve atılacak adımlarda O'nun re'yini öğrenmek kaçınılmaz bir strate­ji haline gelecekti. Zira insanların gönlüne hitap eden Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), artık dünya adına da en önemli otorite sayıl­maya başlamıştı.

254 Efendimiz'in hangi zaman diliminde kime ve kiminle mektup gönderdiğini gör­mek için bkz. Salihi, Sübülü'l-Hüda ve'r-Reşad, 11/344 vd.