๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 10 Mayıs 2011, 17:40:34



Konu Başlığı: Bu yuvanın semereleri
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Mayıs 2011, 17:40:34
Bu Yuvanın Semereleri

Çok geçmeden bu yuva da semere vermeye başladı. Önce Kasım dünyaya geldi. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellemj'in, Kasım'ın babası manasında 'Ebu'l-Kôsım' diye künyelendiği oğlu idi aynı zamanda. Ancak o, bu fani illernde kalıcı değildi. Henüz emekleyip yürümeye başlamıştı ki, kanatlanarak cen­neteuçuverdi.

Bazı rivayetlerde bu hadisenin, düğün öncesinde gerçekleştiği izlenimi var­dır. Buna göre Ebu Talib, Hatice'nin yeğenine olan talebinden emin olmak için, evlenmesi için izin verdiği yeğeninin arkasından, Neb'a isminde bir cariyesini göndermiştİ. Böylelikle konuşmalarına muttali olacak ve bunun, kalıcı bir yuvanın başlangıcı olmasından emin olacaktı. Şu tembihte bulunu­yordu:

- Git de dinle bakalım; Hatice O'na neler söylüyor?

Neb'a, Efendiler Efendisi'ni takibe koyuldu. Nihayet Hz. Hatice'nin bulundu­ğu mekana gelince, yanına oturup konuşmaya başladılar. Sözü açan yine Hz. Hatice idi:

- Anam babam Sana feda olsun! Allah'a yemin olsun ki, bütün bunları ben, Senin, gönderilecek Nebi olduğunu umarak yapıyorum. Şayet, gerçekten o Sen isen, ne olur beni ve konumumu unutup aklından çıkarma! Aynı zaman­da, Seni peygamber olarak gönderen Allah'a benim için de dua et!

Bu kadar içten ve sırf Allah için ortaya konulan gayret karşısında Efendiler Efendisi de şunları söyleyecekti:

- Valiahi de, şayet o Ben isem, elimden geleni yapar ve seni zayi etmem. Şayet o, benden başkası ise, bu durumda, kendisi için bütün bunlara katlan­dığın ilah seni asla zayi etmeyecektir! Bkz. Yemani, a.g.e. s. 68

Henüz risalet yoktu; ancak, kıymet, her yerde ayrı bir kıymet ifade ediyordu. Ne zaman gerçekleşirse gerçekleşsin, hak adına bir hakikatin seslendirilme­sinden başka bir şey değildi bütün bunlar ...
Kasım'ın vefatı üzerinden iki yıl geçmişti ve Efendimiz'in kızlanndan Zeynep validemiz dünyaya geldi. Aynı zamanda Zeynep, dünyaya gelen ilk kız çocuğuydu. Ardından, bir yıl sonra Rukiyye ve Rukiyye'den üç yıl sonra da Ümmii Gülsüm dünyaya gelecekti. Fatıma validemiz ise, vahyin gelmeye baş­ladığı yıl dünyayı şereflendirecekti.

Hatice validemizin dünyaya getireceği son çocuğu Abdul­lah olacaktı. Henüz, Hira'daki vuslat başlayalı iki yıl olmuş­tu. Müslüman bir zeminde dünyaya geldiği için Abdullah'a Tayyib ve Tahir de deniliyordu. Kaderin ayn bir cilvesi ki Abdullah da uzun yaşamayacak ve üç ay sonra o da dünyaya veda edecekti. Anlaşılan Allah (celle celaluhü), kendisinden son­ra yaşanması muhtemel kargaşalardan onlan masün kılmak istiyordu.