> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > Martin Lings > Beni kurayza
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Beni kurayza  (Okunma Sayısı 1212 defa)
10 Nisan 2009, 20:12:42
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 10 Nisan 2009, 20:12:42 »



Dinlenmek için sadece birkaç saatleri vardı. Çünkü öğle namazından hemen sonra Cebrail, Peygamber (s.a.v.)'e gelmişti. Çok güzel giyinmişti. Sarığı gümüş ve altın işle­meliydi. Gümüş ve altın İşlemeli bir örtü de onu getiren katırın semerine örtülmüştü, «Ey Allah'ın Rasulü, teslim mi oluyorsun?» dedi. «Melekler teslim olmadılar. Düşmanı kovalamaktan şimdi döndüm. Ey Muhammed Cs.a.v.), ger­çekten yüce Allah sana Beni Kurayza'ya karşı çıkmanı em­rediyor. Ben şimdiden onların yanına gidiyorum. Belki on­ları korkutabilirim.[1].

Peygamber (s.a.v.), Beni Kurayza yerleşim bölgesine ulaşana kadar kimsenin ikindi namazı kılmamasını em­retti. Sancak Ali (rJ'ye verilmişti. Hendekte, Kureys. ve müttefiklerine karşı çıkan aynı üçbin kişi güneş daha bat­madan tüm Kurayza kalelerini kuşatmıştı.

Kuşatma yirmibeş gece sürdü. Yirmi beş günün sonun­da yahudiler, Peygamber (s.a.v.)'e Ebu Lübabe ile görüş­mek istedikleri haberini gönderdiler. Beni Nadir gibi on­lar da uzun süreden beri Evs'in müttefiki idiler. Ebu Luba-be de bu ittifakı sağlayan önemli liderlerden biriydi. Pey­gamber (s.a.v.) ona, Beni Kurayzalılara gitmesini emretti. Ebu Lübabe oraya vardığında ağlayan çocuk ve kadınlar­la karşılaştı. Bu, onun hain düşmana karşı duyduğu kini yumuşattı. Adamlar, Muhammed fs.a.v.)'e teslim olup ol­mamaları konusundaki fikrini sorunca O: «Evet» dedi. Ay­nı zamanda elini boğazına dokundurarak, teslimiyetten ölümü kasdettiğini ima etti. Bu jest teslimiyet fikrine ay­kırıydı ve kuşatmanın daha da uzamasına sebep olabilir­di. Daha Önce Peygamber (s.a.v.) bir hurma ağacını ve­layeti altındaki bir yetime vermesini teklif etmiş, kendisi de bunu reddetmişti. Zaten bu hareketinden dolayı büyük bir suçluluk duyuyordu. Bu jesti yaptıktan hemen sonra duyduğu suçluluk daha da arttı[2]. «Daha ayaklarımı yerin­den oynatmamıştım ki, Allah'ın Rasulüne ihanet ettiğimin farkına vardım» dedi. Ebu Lübabe'nin yüzünün rengi de­ğişti ve şu âyeti okudu: «Biz Allah'a ait (kullar) iz ve şüp­hesiz O'na dönücüleriz.» (Bakara: 156i. Ka'b: «Sana ne oldu?» diye sordu. Ebu Lübabe: «Allah'a ve Rasulüne iha­net ettim» dedi. Üst kattan aşağı indiğinde sakalını tuttu, gözyaşlarıyla sırılsıklam olmuştu. Geldiği kapıdan çıkıp, kendisinden haber bekleyen diğer Evs'Iilerle karşılaşmaya dayanamayacağını hissetti. Bu nedenle kalenin arka kapı­sından çıkıp şehre doğru yola koyuldu. Doğruca Mescid'e gitti. Kendisini Mescid'in direklerinden birine bağlayıp şöy­le dedi: «Allah yaptığım şeyi affedinceye kadar burada bağlı kalacağım».

Peygamber (s.a.v.) onun gelip haber getirmesini bek­liyordu. Neler olduğunu duyunca şöyle dedi: «Eğer bana gelseydi, onu affetmesi için Allah'a dua ederdim. Fakat onun bu yaptığını gördükten sonra, Allah ona merhamet edinceye kadar onu bırakamam»[3].

Ebu Lübabe, on ya da onbeş gün o direkte bağlı kaldı. Her namazdan önce veya gerektiğinde kızı gelip onu çö­züyor ve namazını bitirdikten sonra tekrar aynı yere bağ­lıyordu. Bu durumdan duyduğu üzüntü, kuşatmanın hâlâ sürdiğü gecelerden birinde gördüğü bîr rüya ile biraz ha­fifledi. Rüyasında kendisini yapışkan çamurdan bir batak­ça)lığa gömülmüş görüyordu. Neredeyse bataklığın saldığı pis kokudan, ölmek üzere iken akan bir pınar görüyor ve pınarda yıkanıyor. Etrafındaki. koku da güzelleşiyor. E bu Lübahe (rJ uyandığında Ebu Bekir'e gidip bu rüyanın ne anlama gelebileceğini sordu. Ebu Bekir, (r.) ona, vücu­dunun ruhunu temsil ettiğini, ilk önce ruhunu baskı altı­na alan kötü bir olay yaşayacağını, fakat bundan sonra kurtulacağını söyledi. Ebu Lübabe direkte bağlı olduğu sürece bu kurtuluşun ümidiyle yaşadı.

Benî Kurayza'ya gelince, Ka'b onlara, nasıl olsa hep­si Muhamed'in (s.a.v.) Peygamber olduğuna inandığına göre onun dinine girip mallarını ve hayatlarını kurtarmayı teklif etti. Fakat onlar ölümün bundan daha iyi olduğunu ve Tevrat'tan ve Musa'nın kanunlarından (namus) başka bir şey istemediklerini söylediler. Bunun üzerine Ka'b onlara başka çözüm yollan Önerdi, fakat hepsi kabul edilmeyecek nitelikteydi. Kuşatmanın başından beri Beni Kurayzahların kalelerinde kalmakta olan Beni Hedl'den Kurayza'nın er­kek kardeşi Hedl'in soyundan gelenler üç genç adam Ka'b'm öne sürdüğü ilk teklife taraftardılar. Gençliklerin­de, kendi aralarında yaşamaya gelen Suriye'li yahudi İbn el-Heyeban'ı tanımışlardı. Şimdi onun beklenen Pey­gamber (s.a.v.)'le ilgili söylediklerini tekrarlıyorlardı «Onun vakti geldi. Ey yahudiler, ona ilk ulaşan sizler olun. Çünkü O kendisine karşı çıkanları Öldürmek ve kadm ve çocuklarını esir almak üzere gönderilecek. Bu durumun sizi ondan uzaklaştırmasına izin vermeyin.» Fakat gençlere verilen tek cevap: »Biz.Tevrat'tan vazgeçme­yiz.» oldu. Bunun üzerine üç genç o gece Kurayza kale lerinden kaçıp, Müslüman kampına sığındılar. Müslüman olmak istediklerini söyleyip Peygamber'e (s.a.v.) biat et­tiler. Beni Kurayzalılardan ise sadece iki kişi onların yo­lundan gitti. Bunlardan biri, Amr îbn Su'da', zaten başın­dan beri Peygamber (s.a.v.) 'le yapılan anlaşmayı bozmaya karşıydı ve resmen kendisinin buna karşı olduğunu açık­lamıştı. Şimdi ise eğer Müslüman olmayacaklarsa, Pey­gamber  (s.a.v.)'e haraç veya vergi ödeyebilecekleri fikrini ortaya attı. «Ama, onun bu teklifi kabul edip etmeye­ceğini bilmiyorum.» dedi. Buna karşılık yahudiler, Arap­lara haraç ödemektense ölmeyi yeğleyeceklerini söylediler. Bunun üzerine kaleden yalnız başına ayrıldı; kuşatma çemberini Müslüman olarak geçti ve o geceyi Medine'deki Mescid'de geçirdi. Fakat o geceden sonra bir daha onu gö­ren olmadı. Bugüne kadar onun nereye gittiği ve nerede öl­düğü Öğrenilememiştir. -Peygamber (s.a.v.) onun hakkın­da: «O, inancı nedeniyle Allah'ın koruduğu bir adamdır» derdi. Müslüman olan diğer adam ise Rifâ'a îbn Semey'al'di. O gece yahudi kalelerinden kaçmış, askerlerin arasından gizlice geçip, Hazreç'in Beni en-Neccar kolundan bir adamla evlenen Peygamber (s.a.vj'in teyzesi Selma binti Kays'm yanına sığınmıştı. Rifâ'a onun evinde Müs­lüman olmuştur.

Ertesi gün, Ebu Lübabe'nin uyarısına rağmen Benî Kurayza'lılar kalelerinin kapılarını açtılar ve Peygamber (s.a.v.)'in adaletine teslim oldular. Adamlar elleri arkala­rına bağlı bir şekilde kendileri için kampın bir tarafında ayrılan yere doğru gittiler. Diğer bir tarafa da kadınları ve çocukları topladılar. Peygamber (s.a.v.) kadın ve çocuk­ları koruma görevini. Beni Kaynuka'nın eski lideri olan Abdullah Ibn Selâm'a verdi. Silahlar, giyecekler ve ev eş­yaları kalelerden getirilip bir yere yığıldı. Şarap ve maya­lanmış hurma suyu kavanozları teker teker açıldı ve bo­şaltıldı.         .   

Evs kabileleri Peygamber (s.a.v.)'e bu eski müttefikle­rine de, Hazreç'in müttefiki olan Kaynuka'hlara gösterdiği yumuşaklığı göstermesini rica eden bir haber gönderdiler. Peygamber (s.a.v.). «Ey Evsliler, eğer onlar hakkındaki kararı sizden birine bırakırsam bu sizi tatmin eder mi[4]» dedi. Onlar da bu fikri kabul ettiler. Bunun üzerine Pey­gamber (s.av.) onları yaraları henüz iyileşmemiş olan ve Mescid'de bir çadırda tedavi gören liderleri Sa'd Ibn Mu-hz (r.)'a gönderdi. Peygamber (s.a.v.), onu daha sık ziyaret odübümek için mescide yerleştirmişti. Rudeyfe adında­ki Eşlem'1 i bir kadın da Sa'd'ın yarasını    tedavi ediyordu.

Kabilesinden birkaç adam Sa'd'in yanına gittiler. Onu bir katıra bindirip kampa gittiler. Yolda ona: «Müttefiklerimi­ze iyi davran, çünkü Allah'ın Rasulü seni onlara müsama­halı davranman için kararı sana bıraktı.» Fakat Sa'd çok adaletli bir adamdı; Ömer gibi o da Bedir esirlerini öldür­me taraftarıydı ve onların bu görüşü vahiy tarafından des­teklenmişti. Bedir'de fidye karşılığı serbest bırakılanların çoğu Uhud'da ve Hendek'te geri gelip onlara karşı savaş­mışlardı. Bu son savaşta ise istilaya gelenlerin asıl gücü, sürgün edilen Beni Nadir'in yardımlarından kaynaklanı­yordu. Eğer onlar sürgüne gönderilmek yerine öldürülmüş olsalardı, Kureyş ordusu yarıya iner ve Beni Kurayza'Iılar da anlaşmaya sadık kalırlardı. Bundan başka Sa'd (r.) kriz anında Beni Kureyza'ya gönderilen elçilerden biriydi ve onların Müslümanların yenileceğine inandıklarında na­sıl ihanet ettiklerini gözleri ile görmüştü. Eğer onlar hak­kında sert bir karar alırsa bütün Evs'liler onu suçlayacak­tı. Fakat Sa'd (r.) bu tür düşüncelere zaten Önem vermez­di. Yakında öleceğini hissettiği bu seferki kararında ise bu tür kaygılar ondan tamamen uzaktı. Kabilesinden adam­ların sözlerine kısaca şu karşılığı verdi: «Artık Sa'd'm, Al­lah katında, hiçbir suçlunun suçuna önem vermeme zama­nı gelmiştir.»

Sa'd, güçlü yapılı, yakışıklı ve heybetli bir adamdı. O kampa geldiğinde Peygamber (s.a.vJ: «Başkanınıza saygı için ayağa kalkın» dedi. Onlar da ayağa kalktılar ve şöyle dediler: «Ey Amr'ın babası, Allah'ın Rasulü seni mütte­fiklerimiz hakkında karar vermek üzere görevlendirdi.-Sa'd (r.): «Peki, benim kararımın onlar üzerindeki son hü­küm olacağına Allah'a yemin edip, O'na ahit verir misi­niz?» dedi. «Evet» dediler. Sa'd Peygamber (s.a.v.)'e doğru bir göz atıp, adını anmaksızın: «Bu, buradaki herkes için mi geçerli?» dedi. Peygamber  «Evet- dedi. «O hal­de» dedi Sa'd, «ben erkeklerin Öldürülmesi, mallarm dağı­tılması, kadın Ve çocukların esir alınmasına hüküm veriyorum»[5] Peygamber (s.a.v.) ona: -Sen, yedi kat yüksek se­mada Allah'ın verdiği hükmün, aynısını verdin» dedi.

Kadınlar ve çocuklar şehre götürülüp yerleştirildiler. Erkekler ise kampta kaldılar ve geceyi Tevrat okuyup bir­birlerine sabır ve dayanıklılık tavsiye ederek geçirdiler. Sabahleyin Peygamber Is.a.v.) pazar yerinde dar, fakat uzun ve derin hendekler açılmasını emretti. Toplam yedi-yuz kişi olan adamlar bazı kaynaklara göre yediyüzden fazla, bazılarına göre ise daha az küçük gruplar halinde gönderildiler. Her grup kendi mezarı olacak olan' çukurun başına dfzildi. Daha sonra Ali ve Zübeyr gibi Ashabın genç­leri hepsini birer kılıç darbesi ile öldürdüler.

Huyay pazar yerine doğru gönder...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Beni kurayza
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:59:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Beni kurayza rüya tabiri,Beni kurayza mekke canlı, Beni kurayza kabe canlı yayın, Beni kurayza Üç boyutlu kuran oku Beni kurayza kuran ı kerim, Beni kurayza peygamber kıssaları,Beni kurayza ilitam ders soruları, Beni kurayzaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes