> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Bedirden ayrılış ve ganimetler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bedirden ayrılış ve ganimetler  (Okunma Sayısı 681 defa)
30 Nisan 2011, 19:13:36
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 30 Nisan 2011, 19:13:36 »



Bedir'den Ayrılış ve Ganimetler

[size=12 pt]Derken Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), ganimet olarak elde edilen yüz elli deve, on at ve diğer ticaret eşyalarını derleyip toparla­ma işini Habbôb İbn Erett'e vererek Bedir'den aynldı. Ebu Cehil'in geride bıraktığı deveye'v de kendisi binmiş; Medine'ye doğru hare-

6ı Bkz. Enfal, 8/17

62 Ai-i İmran, 3/123-126

63 Daha sonraki gazvelerinde bu devenin üzerinde savaşacak ve nihayet Hudeybiye

ket etmişti. Esirler konusunda ise, azatlısı Şükran'ı görevlendirmiş­ti. Onları da birlikte Medine'ye getiriyorlardı.

Esirler ve elde edilen ganimetler konusunda henüz net bir hüküm yoktu. Onun için Efendimiz, önce:

- Savaş sırasında sizlerden her kim, müşriklerden kimi öldür­müşse, onun kıymetli eşyaları ona aittir; kim de kimi esir almışsa, o da onun esiridir, buyurmuştu. Ancak, savaş bir noktaya gelip de kaçan müşriklerin peşinden gidenler, ganimet toplama konusunda pek bir şeyelde edememişlerdi. Bunun için aralarında konuşuyor ve bir türlü ittifak edemiyorlardı. Savaş meydanında kalıp da ga­nimet toplayanlar, bu hakkın kendilerine ait olduğunu söylerken, kaçan müşrikleri takip edip de nihai zaferin ilanını temin edenler ise, toplanan bu mallarda kendi haklarının da olduğunu iddia edi­yorlar ve tabii olarak bu haklarının kendilerine verilmesini talep ediyorlardı.

İşin içinden çıkılamayınca durum Allah Resülü'ne arz edildi.

Zaten bu sırada Cibril-i Emin konunun çözümünü getirmiş ve ga­nimetlerin dağılımında dikkat edilecek hususları Efendimiz'e bil­direrek bu konudaki belirsizliği ortadan kaldırmıştı. Buna göre Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), ayetle tespit edilen beşte bir payı ayırdıktan sonra geride kalanları ashab-ı kirarn arasında eşit şekilde paylaştıracaktı.

Bedir savaşına gelemeyen bazı sahabilere de ganimetten pay verilmesi dikkat çekiyordu. Bunlar, ayrılırken Medine'ye vali olarak tayin ettiği Ebu Liibôbe İbn Abdülmünzir, Ebu Süfyan'ın kervanını takip için Şam taraflarına gönderdiği Talha İbn Ubeydullah ve Said İbn Zeyd, Rukiyye Validemizin hastalığı sebebiyle gelemeyen Hz. Osman, Kuba'da vekil bıraktığı Aszm İbn Adiyy, Hôris İbn Hôtıb, Havvdt İbn Cübeyr ve Hôris İbn Szmme gibi isimlerdi.

Bu arada, Bedir' de şehit olan on dört kişi için de pay ayrılmıştı Bunlar da onların yakınlarına verilmek üzere bir kenarda tutulu­yordu.

günü bu deve, kurban edilenler arasında yer alacaktır. Bkz. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, 1/261, 314; İbn Sa'd, Tabakat. 2/95, 103; Taberani, Mu'cemu'l-Kebir, 11/92

Bedir'e Doğru

Ganimetler taksim edilirken, daha fazla gayret gösterip de ken­dilerini riske atanlara farklı muamele beklentisi olanlar da vardı. Zira ganimet, hükmü ayetle sabit bir helaldi ve bununla ilgili akla gelebi­lecek her meseleyi o gün gündeme getirip doğrusunu bizzat Resülul­lah'tan öğrenme imkanı vardı. Onun için Sa'd İbn Muaz sordu:

- Ya Resülullah! Savaşta süvari olarak önemli vazifeler yapan­lara da zayıf ve güçsüzlere verdiğin kadar mı vereceksin?

Resülullah önce, Sa'd İbn Muaz'a döndü ve ardından da, tatlı bir ses tonuyla:

- Hayannesi evlatsız kalasıca, dedi. Sizler, zayıf ve güçsüzleri­niz vesilesiyle nusrete mazhar olmuyor musunuz?

Safrii denilen yere geldiklerinde, Efendimiz'in işaretiyle mü­barezeye çıkan ve ayağına aldığı kılıç darbesiyle yaralanan atmış üç yaşındaki yeğen Ubeyde İbn Hôris'uı takati kalmamıştı. Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellcm) şefkat dolu bakışlarıyla teselli edi­yordu ama belli ki Ubeyd İbn Haris çok acı çekiyordu. Gerçi o, şehit olarak gideceği için çok huzurluydu; zira mübarezenin hemen son­rasında bu müjdeyi bizzat amcasından almıştı. Şimdi ise, bu müj­denin tahakkuk vaktiydi ve başı Efendimiz'in dizinde olduğu halde orada vefat edecekti.

Reıihii denilen yere geldiklerinde, kendilerini karşılamak için Medine'den çıkıp gelen kalabalıkla karşılaştılar. O gün Revha, adeta bayram yerini andırıyordu, Mekke ordusuna karşı kazanılan zaferi kutluyor ve çoluk çocuk bu mutluluğu birbirleriyle paylaşryordu.v'

Aynı zamanda bu, kendilerini öne çıkarıp da inayet-i ilahiye­yi görmezden gelmemek için gösterilmiş önemli bir hassasiyetti ve bunu duyan Efendiler Efendisi (sallallahu aleyhi ve sellern), önce tebes­süm edecek ve ardından da şunları söyleyecekti:

- Ey kardeşimin oğlu! Aslında onlar, seçkin kimselerdi; onları uzaktan gördüğünde heybetten irkilir, sana bir şey emrettiklerinde

64 Onlann bu kadar içtenlikle kendilerini yücelttiklerini gören Selerne İbn Selame şunlan söyleyecekti:

- Neden bunu bu kadar büyültüp bizi böyle kutluyorsunuz ki? Allah'a yemin olsun ki biz, sanki saçlan dökülüp beli bükülmüş ihtiyarlar veya ayaklan bağlan­mış kurbanlık develerle karşılaştıkl Bize sadece boyunlanna vurmak kalmıştı; biz de onu yaptık! Bkz. İbn Hişam, Sire, 3/193; Taberi, Tarih, 2/38

de onu hemen yerine getirirdin! Onların ortaya koydukları gayret­lerle kendine ait fiillerini kıyasladığında kendi yaptıklarını azımsar ve onları gözünde büyültürdün! Ancak onlar, Nebilerine karşı olma­dık kötülük içine girdiler!

Bunlar, aynı zamanda Kureyş'in başına gelenlerin gerçek sebe­bini de ortaya koyan net ifadelerdi.

Efendimiz, esirlerden bir gün önce bir çarşamba günü Medine­'ye gelmişti. Veda tepesinde toplanan insanlar, dolunay misali üzer­lerine doğuveren Allah Resülü'ne neşideler okuyar ve sinelerine ba­sıyorlardı.

O'nun, muzaffer ve mansur bir şekilde Bedir'den döndüğünü gören birçok insan, gelip Müslüman olduğunu ilan ediyordu. Çünkü küfür adına tutunabilecekleri bir dal kalmamış ve içinde nifak taşı­yanların umutları da tükenmişti. Abdullah İbn Übeyy İbn Seliil de bunlar arasındaydı.

O'nun gelişini gören Yahudiler ise:

- İşte, Tevrat'ta vasıflarını gördüğümüz peygamber bu peygam­ber, diyor ve teslimiyetlerini ifade ediyorlardı.
[/size]
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bedirden ayrılış ve ganimetler
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:56:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bedirden ayrılış ve ganimetler rüya tabiri,Bedirden ayrılış ve ganimetler mekke canlı, Bedirden ayrılış ve ganimetler kabe canlı yayın, Bedirden ayrılış ve ganimetler Üç boyutlu kuran oku Bedirden ayrılış ve ganimetler kuran ı kerim, Bedirden ayrılış ve ganimetler peygamber kıssaları,Bedirden ayrılış ve ganimetler ilitam ders soruları, Bedirden ayrılış ve ganimetlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes