๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Efendimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Nisan 2011, 11:21:02



Konu Başlığı: Aydınlık dünyanın hoşgörü zemini
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Nisan 2011, 11:21:02
AYDINLIK DÜNYANIN HOŞGÖRÜ ZEMİNİ ~

Artık çok yönlü bir faaliyetin yürütüldüğü Medine, sulh ve sii­künun, emniyet ve güvenin de merkezi haline gelmişti. Kaos ve kar­gaşa dönemi çoktan sona ermiş ve medeniyettelevvünlü yeni yüzün­de huzurun tebessümleri müşahede edilmeye başlamıştı! Elbette bu, sadece zamanın belli bir dönemini içine alan geçici bir huzur olma­malıydı; onun için Efendimiz (saIlallahu aleyhi ve sellern), insanlara dini n inceliklerini öğretme, asayiş ve güvenliği sağlama, İslam'ı daha uzak noktalara da ulaştırma, tebliğ maksadıyla gönderdiği mektupları ulaştırma, Müslüman1ığı kabul etmese bile Medine'nin otoritesini kabullenen insanlarla ittifak sözleşmeleri yapma, insanlara zarar verip huzursuzluk çıkaranların sesini kesip güçlerini dağıtma, İs­Him'ın hakimiyetini kabullendiği halde Müslüman olmayanlardan cizye ve Müslümanlardan da zekat toplama gibi görevlerle asha­bından bazılarını görevlendirerek etrafa göndermeye başladı. Söz konusu görevler için tavzif edilenlerin sayısı, elbette yapılacak işin niteliğine göre değişiyor, tek başına gidenler olduğu gibi etrafında yüzlerce insanla yola çıkanlar da oluyordu ve bu açılımlarla artık Hi­caz'da, sadece İslam'ın hakim olduğu bir yapının varlığı herkes tara­fından kabullenilmiş, zihinlerde oluşan tereddüt ve şüpheler de izale edilmiş oluyordu!

Bu sebeple Efendimiz (sallaIlahu aleyhi ve sellern), Medine'ye dön­düğü andan itibaren farklı zamanlarda Uyeyne İbn Hısn'ı Beni Te­mim'e, Yezid İbn Husayn'ı Eslem ve Gıfôr'e, Abbad İbn Bişr'i Sii-

leym ve Müzeyne'ye, Rafi' İbn Mekis'i Cüheyne'ye, Amr İbn As'ı Beni Fezdra'ya, Dahhak İbn Süfyan'ı Beni Kilôb'e, Beşir İbn Süf­yan'ı Beni Ka'b'a, İbn Lüteybiyye'yi Beni Zübydn'a, Muhacir İbn Ebi Ümeyye'yi San'd'ya, Ziyad İbn Lebid'i Hadramevt'e, Adiyy İbn Ha­tem'i Tayy' ve Beni Esed'e, Malik İbn Nüveyra'yı Beni Hanzala'ya, Zibrikan İbn Bedr ile Kays İbn Asım'ı Beni Sa'd'ın farklı bölgelerine, Ala' İbn Hadrami'yi Bahreyn'e ve Hz. Ali'yi de Necrôn'« gönderecek ve böylelikle, geniş bir coğrafyada İslam'ın hakimiyetini tescil etmiş olacaktı.

Meselenin bir diğer boyutu da; Kureyş'in Efendimiz ve Müslü­manlığa karşı başlattığı amansız mücadele mağlubiyetle neticele­nince, o güne kadar, "Hele O'nu kendi kavmiyle baş başa bırakalım; mağlup olursa zaten mesele kendiliğinden bitmiş demektir! Kavmi­ne karşı O galip gelirse o zaman düşünürüz!" diyenlerin akıllannı başlarına alma zamanının gelmiş olmasıydı; düşünüyor ve neticeyi, Allah Resülü'ne gelip de teslim olmakta buluyorlardı. Bundan böyle Medine, sadece kendisinden dışarıya doğru bir gidiş e değil, aynı za­manda ardı arkası kesilmeyen hey'etlerin gelişine de şahit olacaktı!

Daha düne kadar savaşların eritip tükettiği Medine, dokuz yıl­lık süreç içinde eski kaos günlerini geride bırakmış, şimdi dünya­ya emniyet ve güven dağıtan bir merkez haline gelmişti! İşte, ışığa koşan kelebekler misali aydınlığa hasret gönüller, farkına vardıkla­n bu kıymeti daha yakından görüp huzurunda ashab olma şerefine ermek için akın akın Medine'ye geliyor, dört bir yandan kopup Allah Resülü'nün güven veren semtine sığınıyorlardı!

Artık zaman, İslam'ın güzelliklerini perdesiz ve daha yalın görme mevsimiydi; gelecek ve geçmişlerinden arınacaklardı! Bazı­lan, o güne kadar farkına varamadıklan güzellikleri görmüş olma­nın heyecanını taşırken, bazılan da daha önce farkına varıp da bütü­nünü kavrayamadıkları İslam hakkında daha çok şey öğrenmek için geliyorlardı! Elbette bunlar arasında, İslarn'ı daha yakından görüp tanıyarak karar vermek isteyen mütehayyirler olduğu gibi, kendileri açısından gidişatı olumsuzlukla karşılayıp Efendimiz'den taviz elde etmek isteyen dünyeviler de vardı! Ancak bütün bunlar, Fahr-i Kai­nat Efendimiz'in rahle-i tedrisine girince eriyip durulacak ve semti­ne geldikleri ışığa teslim olup öyle geri döneceklerdi!

Elbette bu gidiş gelişlerin her birinin de kendine has bir hikaye­si vardı; o güne kadar karşılaşmadıkları olaylarla muhatap oluyorlar ve böylesi durumlarla karşı karşıya kalındığında nasıl davranmala­rı gerektiğini Efendiler Efendisi'ne arz ederek, aldıkları cevaba göre adımlarını tayin ediyor ve böylelikle din adına daha çok şeyi öğren­mek durumunda kalıyorlardı!


Konu Başlığı: Ynt: Aydınlık dünyanın hoşgörü zemini
Gönderen: Ceren üzerinde 25 Nisan 2019, 17:46:58
Esselamu aleykum.Rabbim razi olsun paylasimdan kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Aydınlık dünyanın hoşgörü zemini
Gönderen: Züleyha üzerinde 26 Nisan 2019, 01:19:01
Allah razı olsun inşallah selametle...


Konu Başlığı: Ynt: Aydınlık dünyanın hoşgörü zemini
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Nisan 2019, 15:59:42
Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Aydınlık dünyanın hoşgörü zemini
Gönderen: Sevgi. üzerinde 26 Nisan 2019, 17:46:22
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah razı olsun. Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah