Konu Başlığı: Arkadan gelenler ve mihnet yılları Gönderen: Safiye Gül üzerinde 09 Mayıs 2011, 13:30:59 ARKADAN GELENLER VE MİHNET YILLARI Efendiler Efendisi'nin dizinin dibinde huzuru yakalayan herkes, bu huzuru paylaşacağı başka kişilerin peşine düşüyordu. Davetin gizliden gizliye yürütüldüğü bu dönemde Hz. Ebu Bekir gibi insanlar, önceki konumlannın sağladığı imkanları kullanarak eski dostlanyla Resül-ü Kibriya'yı tanıştırma yanşına girmişlerdi. Onu, Efendimiz'in hala oğlu genç Zübeyr İbn Avvam181 takip etti. Bir başka gün Osman İbn Affan ve Talha İbn Ubeydullah'ı tanıştırdı O'nunla ... Hz. Zübeyr'in gelişinden hemen sonra idi; Osman İbn Afvan ve Talha İbn Ubeydullah, beraberce çıkmış huzura geliyorlardı. Kapıdan girip de gül cemali müşahede edince, zaten eriyip mum gibi yumuşamışlardı. Ebu Bekir'in kendilerine anlattığından daha çok şey görmüş ve çarpılmışlardı adeta ... İslam' dan bahsetti onlara Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) ... Ardından da gelen ayetlerden parçalar okudu ... İslam'ın tanıdığı haklardan bahisler açtı ve bir Müslüman'ı, dünya ve ahirette diğerlerinden ayıran hususlan dile getirdi bir bir ... Erken davranıp fırsatlan iyi değerlendirenler için Allah 181 Hz. Zübeyr, Efendimiz'in halası Safiyye Binti Abdulmuttalib'in oğluydu. Hatice validemizin de, kardeşinin oğlu oluyordu. Müslüman olduğunda henüz on beş yaşlanndaydı. Bkz. İbnii'l-Esir, Üsüdü'l-Ğabe, 2/209 (celle celôluhü), kimbilir öbür alemde ne sürpriz nimetler hazırlıyordu! Meclis, yekpare nur kesilmişti sanki ve her ikisi de oracıkta içlerini seslendirecek ve Müslüman olacaktı. Bu manzara, Yüceler Yücesi'nden de takdir görecekti. Cibril-i Emin gelmiş, şu ayetleri tebliğ ediyordu: - Tağuta ibadet etmekten kaçınıp gönülden Allah'a yönelenlere nice müjdeler vardır! O halde, sözü dinleyip sonra da en güzeline tabi olup tatbik eden o kullanmı müjdele! İşte, onlardır Allah'ın hidayetine mazhar olanlar! Ve yine, işte onlardır, akl-ı selim sahibi olanlarl'f" Hz. Ebu Bekir'in, kendisi Müslüman olduktan sonra, aynı güzellikleri etrafındaki dostlanyla da paylaşıp onlann da bunlarla bezenmesi adına gösterdiği gayret gözden kaçmamıştı. Hz. Ebu Bekir, bu yüzden semalar ötesinden alkış alıyordu. Zira bunlar, Hakk'ı razı edecek hamlelerdi ve Allah da, kendi adına gayret gösterenlere, akla-hayale gelmedik sürprizler vadediyordu.P- Hz. Osman Müslüman olmuştu olmasına; ama laf dinlemeyen Hakem İbn Ebi'l-As isminde bir amcası vardı. Amcası, onun da Müslüman olduğunu öğrenince küplere binmişti. Tuttu, tüccar Osman'ı bağlayıp hapsetti. Belli ki gözünü korkutmak istiyordu. Hakaretler ediyor ve: - Sen nasılolur da, atalannın dinini bırakır ve yeni yetme bir dinin peşinden gidebilirsin? Bu dinle bütün bağlannı koparmadığın sürece seni bu bağlardan çözmeyeceğim, diye tehditler savuruyordu. Hz. Osman ise, bütün tehditlere kulaklannı tıkamış, kararlılığından zerre kadar taviz vermiyor: - Allah'a yemin olsun ki ben, asla geri dönüp de bu dini terk edecek değilim, diyordu. Bununla o, "Boşuna kendini yorup da hırpalama, benden istediğin tavizi ebediyen ala ma- 182 Bkz. Zümer, 39/17, 18 183 Bkz. Vahidi, Esbabü Nüzüli'l-Kur'an, s. 382, 383 yacaksın." mesajını veriyordu. Nihayet bu kararlı tutum, netice verecek ve Hz. Osman'ın, ucunda ölüm bile olsa karanndan vazgeçmeyeceğini anlayınca onu serbest bırakacaktı.w' Huzurun havasına kendini kaptıran Hz. Talha, içindeki tufanlardan bahsetmek için fırsat kollar gibiydi. Halden anlayan Allah Resülü de, ona bu fırsatı verecek ve gözyaşlan içinde Şam'daki ticaretinden, Busra'daki panayır ve rahibin müjdelerinden bahisler açacak ve orada duyduklannı burada görüp yaşamanın sevincini paylaşacaktı Allah'ın Resülü'yle ... - Aranızda Ahmed ortaya çıktı mı, diye sorduğunu anlattı O'na. Rahibe: - Ahmed de kim, dediğinde: - O, Abdülmuttalib'in torunu, Abdullah'ın da oğludur. Bu günler, O'nun ortaya çıkacağı günler. O, peygamberlerden bir peygamber ve beklenen Son Nebi'dir. Harem'den çıkacak ve hurma ağaçları bol, etrafı siyah taşlarla dolu çorak bir beldeye hicret edecektir. Dikkat et ve sakın gecikme; O'na ilk iman edip sahip çıkan sen ol, dediğini paylaştı. İşte şimdi kendisi, papazın açıktan verdiği adreste idi. Meğer buraya gelmeden önce o da, Ebü Bekir'in yanına uğramış, bu değişim öncesi ruhen bir rehabilite süreci yaşamış ve: - Sen de zaman kaybetme, hemen git, O'na tabi ol; çünkü O, sadece Hakk'a davet ediyor, diye teşvik görmüştü. İşte şimdi de gelmiş ve teslim olmuştu. Bunlan dikkatle dinleyen Efendiler Efendisi'nin yüzünde sürür belirtileri hakimdi.185 Ancak, her şey planlandığı gibi yolunda gitmeyecekti. Tabii ki, bu yol uzundu ve derin sular vardı. İman gibi bir huzurun, zaman zaman bedeli de olacaktı ve o gün Hz. Talha ile Hz. Ebü Bekir'i de böyle bir mihnetbekliyordu. 184 İbn Sa'd, Tabakat, 3/55 185 Bkz. İbn Hacer, İsabe, 2/229 Hz. Talha'nın, Efendiler Efendisi'nin huzurunda kelime-i tevhidi haykırdığının haberi başkalarına da ulaşmıştı. Hz. Ebu Bekir'le birlikte yürüdükleri bir sırada, adım adım kin tüccarlığı yapan Kureyş'in hışmına uğradılar. 'Kureyş'in aslam' denilen Nevfel İbn Huveylid adında bir adam, karşılanna dikiliverdi yolortasında. Gözünü budaktan sakınmayan bir adamdı bu. Karşı çıksalar bile sonuç, daha baştan belliydi. Duruşundan, adamın niyetinin kötü olduğu anlaşılıyordu. Daha ilk günden kavga ve gürültü çıkarmama adına temkini tercih ettiler ikisi de ... Sözle iknayı denedilerse de, adamın bundan anlayacağı yoktu ve her ikisini de bir iple bağlayıverdi orada. Azman yapılı bu adamın maksadı, namaz kılıp Kur'an okumalannı önlemekti. Ancak ne el ve kollannın bağlanması ne de başlannda tehdit yağmurlannın sağanak halinde yağması, onlan namaz kılıp Kur'an okumaktan alıkoyacaktı. Adamın ünü o denli yayılmıştı ki, Teymoğulları bile arka çıkamadılar, iki adamlan Hz. Ebu Bekir ve Hz. Talha'ya. Ortalık duruluncaya kadar bir müddet öylece kalakaldılar beraberce. Bu olay sebebiyle daha sonralan Talha ile Ebu Bekir kardeş gibi algılanacak ve kendilerine, 'ayrılmaz iki arkadaş' manasında' Karineun' denilecekti.v" Bu bir ilkti, ama arkası da gelecekti. Artık Hz. Talha da, diğer Müslümanlar gibi Kureyş'in eza ve cefasına maruz kalanlardan biri haline gelmişti. Hatta, Hz. Ebu Bekir tarafından dine davet edildiği halde kabul etmeyen öz kardeşi Osman İbn Ubeydullah, Hz. Talha'ya düşman kesilmişti ve kendi kardeşine yapmadığı eziyet kalmamıştı.v" 186 İbnü'l-Esir, Üsüdü'l-Gabe, 3/85 ı87 İbnü'l-Esir, Üsüdii'l-Ğabe, 3/59 |