> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Affedilenler ile esirlerin akıbeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Affedilenler ile esirlerin akıbeti  (Okunma Sayısı 1595 defa)
26 Nisan 2011, 15:27:25
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Nisan 2011, 15:27:25 »



Affedilenler ile Esirlerin Akıbeti

Sa' d İbn Muaz'ın verdiği hüküm, elbette Beni Kurayza'nın bü­tününü kapsamıyordu; zira o gün Beni Kurayza arasında, Atzyyeru­'l-Kurazi ve Rifôe İbn Şemvaf.221 gibi gençlerle Amr İbn Su'dô, İbn Sa'ye'nin oğullan Sa'lebe ve Üseyd ile onların amcaoğullan Esed İbn Ubeyd gibi sağduyulu kişilere aynı hüküm uygulanmayacak ve onlar affedileceklerdi.

Zebir İbn Bôta, Buas savaşlannın devam ettiği günlerde sabit İbn Kays İbn Şemmôs'e çok büyük bir iyilik yapmıştı. Vefa hissiyle hareket eden Hz. Sabit, bir çırpıda esirlerin bulunduğu yere gelmiş ve Zebir'i bulmuştu. Ona:

- Ya EM Abdirrahman! Beni tanıdın mı, diye sordu.

- Benim gibi birisi hiç seni tanımaz mı, diye mukabele ediyordu

Zebir. Bunun üzerine Hz. Sabit, şunu söyledi ona:

- Senin benim üzerimde hakkın var; büyük bir iyilik yapmıştın!

Şimdi ise ben, o iyiliğin karşılığını verebilecek bir konumdayım!

İçine inşirah veren cümlelerdi bunlar; bir anda gözlerinin içi parlayıvermişti ve ümitle şunlan söyledi:

- Şüphe yok ki kerim bir insan, kendisi gibi kerem sahibi olan birisini kereminden mahrum etmez; benim sana en çok muhtaç ol­duğum gün de zaten bugün!

220 Hz. Aişe Validemiz, öldürüleceğini bildiği halde Niibate'nin o günkü şen ve şak­rak halini hiç unutamadığını anlatacaktır. Bkz. Vakıdi, Megazi, 1/517; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 4/144; Salihi, Siibiilii'l-Hiida ve'r-Reşad, 5/14

221 O gün, Efendimiz'in baba tarafından teyzesi olan Se/md Binti Kays, huzura gelmiş ve "Ya Nebiyyallalı! Anam babam Sana feda olsun; Rime'yi bana bağışla! Çünkü o, namaz kılmaya çok müsait; hem deve eti de yiyor!" demişti. Bunun üzerine Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellern), Rime'yi onun hahnna bağışlaınıştı. Bu kadar lütfu gözleriyle gören Rifae de gün gelecek Müslüman olacaktı. Bkz. Vakı­di, Megazi, 1/515; Taberi, Tarih, 2/103; Süheyli, Ravdu'I-Unf, 3/444

Bunları söyleyip de kendisinden Zehir'in kerem dilendiğini gören Hz. Sabit, bir çırpıda Allah Resülü'nün yanına geldi:

- Ya Resülullah, diyordu. Zebir'e için benim, Buas gününden kalma bir iyilik borcum vardı; o gün elimden tutup beni kurtarmıştı! Bu iyiliği Senin huzurunda dillendirip de o sebeple Zebir'i bana bı­rakmanı istiyorum; onu benim hatırıma bağışla!

Vefaya karşı gösterilen vefa, güzel bir hasletti ve Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Hz. Sabit'e:

- O senindir, buyuruverdi. Bunun üzerine Hz. Sabit, büyük bir heyecanla Zebir'in yanına gelip durumdan onu haberdar etti. Ancak Zebir, oralı olmuyor:

- Yesrib'de, yanında ne mal ve miilkü ne de ailesi olan yaşlı bir adam bundan sonra yaşasa ne olacak ki, diyordu. Hz. Sabit de şaşır­mıştı; Adam'ın kendi kurtulduğu yetmiyormuş gibi bir de ailesiyle malını ve mülkünü yanında istiyordu. Garip bir durumdu ama bir defa bu yola girilmişti; gidecek ve Resülullah'tan, Zehir'in ailesiyle mal ve mülkünü de talep edecekti. Geldi ve:

- Ya Resülullah, dedi. Onun ailesiyle mal ve mülkünü de bana bağışla!

- Onlar da senin olsun, diyordu Allah Resülü. Zehir'in ailesiyle birlikte mal ve mülkünü de kurtarmış olmanın sevinciyle tekrar ya­nına gelen Hz. Sabit:

- Şüphesiz Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), senin çocuklarını, aileni ve mallarını da bana bağışladı, diye müjde vermeye başladı. Ancak Zebir'de hala sevinme belirtisi göremiyordu; içine kapanmış bir hali vardı. Biraz sonra da:

- Ey Sabit, diye başladı sözlerine. Hakikaten sen, sana yapmış olduğum iyiliğin karşılığını tam olarak bana ödedin; böylece borcu­nu ödemiş oldun! Ancak ey Sabit! O yüzü Çin aynası gibi parlayan ve genç kızların da hayranlıkla kendisini gözlediği Ka'b İbn Esed'e neyapıldı?

- Öldürüldü, cevabını verdi Hz. Sabit. Zaten sorusunun ceva­bını Zebir'in kendisi de biliyordu; belli ki anlatacağı başka şeyler vardı. Bu sefer de, Beni Ka'b ve Beni Amr'ı kastederek:

- Peki, o iki ünlü meclise ne oldu, diye sordu. Hz. Sabit:

- Onlar da öldürüldü, diye cevapladı. Belli ki adam çok içerle­mişti; şunları söylemeye başladı:

- Ey Sabit! Bunların olmadığı yerde yaşamanın ne manası var?

Ben de onların gittiği yere gider ve orada onlarla beraber ebedi kalı­rım! Benim buna ihtiyacım yok. Fakat ey Sabit, çocuğumla hanımı­ma gidip bir bak; çünkü onlar, ölümden çok korkmuşlardır. Adamı­na söyle de onları serbest bıraksın ve mallarını da onlara iade etsin!

Hz. Sabit de derin düşüncelere dalmıştı; elinden tutmak istediği adam, gerçekten de garip biri çıkmıştı. Huzura gelip de durumdan Resülullah'ı haberdar etmek isteyecek ve bunun üzerine Allah Resü­lü (sallallahu aleyhi ve sellern), Zebir'in çocuğuyla hanımını serbest bıra­kıp, silahı dışındaki mallarını da kendilerine iade edecekti.

Zebir'in bu talebi de yerine getirilmişti; şimdi sıra son isteğin­deydi. Bir an önce kendisini öldürmesini istiyor ve şöyle diyordu:

- Ey Sabit! Senin yanındaki hatırım için senden beni, bir an önce kavmimin yanına göndermeni istiyorum; dostlarıma kavuş­mak için o kadar sabırsızlanıyorum ki, kovanın kuyudan çıkacağı an kadar bile sabredemem!

Olacak şey değildi; adamı kurtarmak için elinden geleni yapmış ve bunda da muvaffak olmuştu ama o, şimdi bizzat kendisinin onu öldürmesini istiyordu; onun için:

- Ben seni öldüremem, diye tepki gösterdi. Ancak Zebir, kendi­ni ölüme şartlamış, başka bir şey düşünmüyor ve şunu söylüyordu: - Beni kimin öldürdüğü çok da umurumda değil!

Çoluk çocuk ve kadınlardan müteşekkil bin kadar esir vardı; önce bir vakit tayin edilerek o zamana kadar bedelini getirenlerin hiçbir şey sorulmaksızın hürriyete kavuşturulacakları ilan edildi. Ebu'ş-Şahm gibi zengin Yahudiler, bu arada gelmiş ve belli başlı ya­kınlarını, bedellerini ödeyerek esaretten kurtarmışlardı.v'"

Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onları beş parçaya böldü.

A.yetle tespit edilen beşte biri kendisine ayırdıktan sonra kalanları ashab arasında paylaştırmaya başladı. Kendi payına düşenleri de,

222 Ebu'ş-Şahm'ırı yüz elli dinara kurtardıklan arasında, her birinin yanında üçer çocuk bulunan Yahudi inancına gönülden bağlı iki kadın da vardı. Bkz. Vakıdi, Megazi, 1/523; Salihi, Sübüliı'l-Hiida ve'r-Reşad, 5/16

ya hürriyete kavuşturuyor ya da bir başkasına hediye ediyordu. Bu arada hizmet görmeleri için ashabından bazılarına verdikleri de olu­yordu.f<'

Bu arada ashabına bazı tembihlerde bulundu; esir bile olsa in­sanlara iyi muamele edilmesi gerektiğini tekrarlıyor ve taksimat ya­pılırken de esirlerin satışa arzı sırasında da çocuklann, annelerin­den ayrılmaması gerektiğini söylüyordu; bunun için:

- Çocuk biiluğ çağına erişinceye kadar annesiyle arasına giril­mez, buyuruyordu. Ashab-ı kirarn hazretleri:

- Büluğ nedir ya Resülullah, diye sorunca da:

- Biiluğ, kız çocukların hayız görmesi, erkeklerin ise ihtilam ol-

masıdır, buyuracaktı. Bunun üzerine çocuklu olan kadınlar, Yahudi veya müşriklere de satılabilirken küçük yaştaki annesiz çocukların, sadece mii'minlere satışına izin veriliyordu.

O gün Hz. Osman ile Abdurrahman İbn Avi, Beni Kurayza'dan birçok esiri müşterek satın almış, daha sonra da aralarında taksim etmişlerdi.v'"

Reyhfıne Binti Zeyd

Esirler arasında, Zeyd İbn Amr'ın kızı Reyhane de vardı; Beni Kurayza'dan birisiyle evliydi. Onun için, esirlerin paylaşımı sırasın­da o, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellernj'İrı payına düşmüştü. Ancak O, önce ona İslam'ı arz etti; kabul etmiyor ve Yahudilikten başka bir yol bilmediğini ifade ediyordu. Efendiler Efendisi üzülmüştü; Rey­hane ayağına kadar gelen fırsatı kaybetmek üzereydi. Daha sonra da Reyhane Binti Zeyd'i kendi haline bırakarak İbn Sa'ye'ye gelmesi için haber gönderdi. Huzuruna gelince ona, Reyhane'nin konumuy-

223 Efendimiz'in, esirlerin bir kısmını Sa'd İbn Ubdde ile Şam'a, diğer bir kısmını da Sa'd İbn Zeyd ile Necid'e gönderdiği ve bunlann karşılığında at ve silah olarak savaş malzemesi tedarik ettiği ifade edilmektedir. Bkz. Salihi, Sübiilü'l-Hüda ve'r-Reşad.jç/rô

224 Bu taksimde, Abdurrahman İbn Avfın muhayyer bırakınası sonucu, Hz. Osman ihtiyarlan tercih edecek ve başlangıçta kendi aleyhine gibi duran bu durum, ne­ticede onun lehine cereyan edecekti. Zira o gün yaşlıların yanında, sağa sola sokuşturup gizledikleri emtia ortaya çıkacak ve Hz. Osman yaşlılarla birlikte onlara da malik olacaktı. Bkz. Vakıdi, Megazi, 1/524; Salihi, Sübülü'l-Hüda ve'r­Reşad.jj/rô

la durumunu anlattı; Müslüman olmasını istiyordu. İbn Sa'ye, me­seleyi anlamıştı:

- Anam babam Sana feda olsun, o Müslüman mı olacak, diye taaccübünü ifade etti. Bununla o, Efendimiz'in kendisini üzmemesi gerektiğini ve Reyhane'nin mutlaka Müslüman olacağını anlatmak istiyordu. Daha sonra da, hiç vakit kaybetmeden esirlerin arasına gelip Reyhane'yi buldu ve ona şunları söylemeye başladı:

- Sen kavminin peşinden gitme, görmüyor musun, Huyeyy İbn Ahtab onların başına neler getirdi? En iyisi sen, gel ve Müslüman ol; görmüyor musun ki sen, Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in payına düşme gibi bir bahtiyarlıkla karşı karşıyasın!

Kalpler Allah'ın elindeydi ve Reyhane, İbn Sa'ye'nin davetine icabet ediyordu! Resülullah'ın telkininden sonra iyiden iyiye düşün­müş ve beri tarafa gelmek için küçük bir kıvılcım bekliyordu!

İbn Sa'ye müjdeli haberi getirmek için geldiğinde Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), ashabının arasında bulunuyordu. Ayak ses­lerinin kendisine doğru ilerlediğini duyunca:

- Şu ayak sesleri İbn Sa'ye'ye ait olmalı; bana Reyhane'nin M üs­lüman olduğu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Affedilenler ile esirlerin akıbeti
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:01:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Affedilenler ile esirlerin akıbeti rüya tabiri,Affedilenler ile esirlerin akıbeti mekke canlı, Affedilenler ile esirlerin akıbeti kabe canlı yayın, Affedilenler ile esirlerin akıbeti Üç boyutlu kuran oku Affedilenler ile esirlerin akıbeti kuran ı kerim, Affedilenler ile esirlerin akıbeti peygamber kıssaları,Affedilenler ile esirlerin akıbeti ilitam ders soruları, Affedilenler ile esirlerin akıbetiönlisans arapça,
Logged
30 Nisan 2019, 15:06:48
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2019, 15:06:48 »

Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Nisan 2019, 20:40:14
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #2 : 30 Nisan 2019, 20:40:14 »

Aleyküm selâm affedilen sahabeler le esirlerin durumu aynı değildi ancak kimseye kötü muamele edilmemiştir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Nisan 2019, 20:49:15
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 30 Nisan 2019, 20:49:15 »

Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun paylaşım dan kardeşim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes