> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Efendimiz > Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları  (Okunma Sayısı 963 defa)
28 Nisan 2011, 10:33:38
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 28 Nisan 2011, 10:33:38 »



Abdullah İbn Übeyy İbn Selfıl'ün Adamları

Medine'yi terk etme hazırlıkları sürüp giderken bir aralık Beni Nadir yurduna iki adam çıkageldi. Bunlar, Uhud'dan bu yana mü­nafıklığın başını çeken Abdullah İbn Übeyy İbn Selül'ün elçileri Süveyd ve Dô'ıs idi. Abdullah İbn Übeyy İbn Selül'iin mesajını ge­tirmiş, onun yol hazırlıkları içindeki Beni Nadir'e şöyle dediğini nak­lediyorlardı:

- Sakın, mallarınızı ve yurdunuzu bırakıp da buradan çıkmayın; kalenize girin ve burada oturun. Zira benim yanımda, kendi kavmi m

ı68 Bkz. Taberi, Tarih, 2/84; Vakıdi, Megazi, 1/367 Kelime karşılığı olarak, 'Artık kalpler değifti' manasına gelen ifadeyi biz, maksadı anlatmaya daha uygun olduğu için, "Köprünün altından çok sular akt" şeklinde vermeyi uygun bulduk.

ve diğer Araplardan müteşekkil iki bin kişilik bir kuvvet var; bunlar da sizinle birlikte kalelerinize girip size dışarıdan bir el ulaşmaması için ölümüne ve son neferine kadar sizi savunurlar. Ayrıca Kuray­za da size destek verir; çünkü onlar, asla sizi yalnız bırakmayacak­lardır. Ayrıca Gatafan'lı müttefiklerinizin de size destek olacaklarını unutmayın.

Bu arada, Beni Kurayza'ya da haber göndermiş ve onların reisi Ka'b İbn Esed'den de yardım talebinde bulunmuştu. Ancak Ka'b:

- Bizden bir tek kişi bile aramızdaki anlaşmayı ihlal edip boza­maz, diyerek onun bu teklifini geri çevirmişti.

Onun için bu, üzücü bir durum teşkil etse de Beni Nadir'in reisi Huyey İbn Ahtab'ın hırsını kullanmaktan vazgeçmeyecekti. Dola­yısıyla, Beni Kurayza'dan aldığı üzücü haberi onlarla paylaşmadan Resülullah aleyhine kışkırtmayı sürdürdü ve gönderdiği haberlerle hep arkalarında olduğunun mesajlarını verip onları ümitlendirdi. Nihayet Huyey İbn Ahtab, şunu dillendirmeye başladı:

- Ben, Muhammed'e haber göndereceğim. Biz, yurdumuzu ve mallarımızı burada bırakıp da gitmiyoruz; elinden geleni ardına koymasın!

Bu, göz göre göre tükenişi tercih etmenin adıydı ve işin burasın­da Sellam İbn Mişkem yine devreye girdi:

- ValIahi de ey Huyey! Şüphe yok ki seni, batıl nefsin iimitlen­dirmiş. Eğer senin bu tercihin uygun bulunmayıp da reddedilmezse ben, beni dinleyen Yahudilerle birlikte senden ayrılacak, seni dinle­meyeceğim. Böyle yapma ey Huyey! Allah'a yemin olsun ki, O'nun Resülullah olduğunu sen de biliyorsun! Özellikleri, kitaplarımızdaki bilgilerle aynıdır. Sadece biz, "Nübüvvet Harun neslinden çıkma­dı." diye inat edip O'na hasetle yaklaşıyor ve gidip de O'na tabi 01­muyoruz. En iyisi sen gel ve O'nun bize verdiği emana sadık kalıp da yurdundan çıkıp gidelim! Biliyorsun ki sen, O'na kurulan tuzak konusunda da bana muhalefet etmiştin; işte sonuçları ortada! Yarın meyveler olgunlaşınca gelir ve onları toplar veya aramızdan birisi­ni gönderir ve ister onları satıp değerlendirir istersek mallarımız konusunda dilediğimizi yaptırırız. Mal ve mülkümüz elimizde ol­duktan sonra sanki biz, yurdumuzdan hiç sürülmemiş gibi oluruz. Zaten bizim şerefimiz de, elimizdeki mal ve mülkümüz sebebiyle

değil midir! Elimizdeki mallar yok olup gittikten sonra bizim, zillet ve yokluk açısından diğer Yahudilerden ne farkımız kalır ki! Şayet biz, bugün O'nun teklifini kabullenmeyip de Muhammed üzerimize yürür ve şu kalelerimizde bizi bir gün bile muhasara ederse iş değişir ve o gün biz O'na, daha önceki teklifini kabul ettiğimizi bildirsek bile O bunu kabul etmez, geç kalmış bu öneriyi reddeder.

Onun bu kadar samimi ve içten uyanlanna karşılık Huyey, şu tepkiyi verdi:

- Muhammed, fırsat bulup da bizi asla kuşatamayacak; kuşatsa da eli boş dönmek zorunda kalacak! Abdullah İbn Übeyy İbn Selftl'­ün bana vaadettiklerini görmüyor musun?

Hırs, gözünü iyice bürümüş görünüyordu. Burnunun dikine giden bir hali vardı. Ancak yine de yanlışlan ortaya konulmalı ve so­nucu belli olan yolda çoluk çocuğu sıkıntıya sokacak bir karar alın­masına engelolunmalıydı. Onun için Sellam devam etti:

- İbn Übeyy'in sözünün ne önemi var ki! İbn Übeyy'in bütün isteği, seni Muhammed'le karşı karşıya getirip de tehlikeye atmak. Hiç şüphe n olmasın ki, bu durumda gidip evinde oturacak ve asla sana yardım da etmeyecek! Senden istediklerini Ka'b İbn Esed' den de talep etmiş ama o, "Ben sağ olduğum sürece Beni Kurayza'dan bir tek kişi bile aramızdaki anlaşmayı ihlal edemez." diye onu red­detmiş. Hem İbn Übeyy, daha önce müttefiki olan Beni Kaynuka'ya da benzeri vaadlerde bulunmamış mıydı ki onlar da gidip O'nun­la aralarındaki anlaşmayı bozup savaştılar! Peki sonra? Kalelerine girip kendilerini koruma altına aldılar ve ardından da İbn Übey­y'in yardımını beklemeye başladılar! Halbuki o, evinde oturuyor­du! Çok geçmeden de Muhammed geldi ve onlan kuşatıverdi! Ta ki, O'nun hükmüne boyun eğip teslime mecbur oldular. Anlayaca­ğın, İbn Übeyy asla müttefiklerine yardım etmez. Daha önce de biz, bu olağanüstü durum nihayet buluncaya kadar bütün savaşların­da Evslilerle birlikte olup hep ona karşı mücadele veriyorduk. Ne zaman ki Muhammed geldi ve aralarına girdi, bu durumdan biz de ancak o zaman kurtulabildik. İbn Übeyy'e gelince o, ne Yahu­di milletinden, ne Muhammed'in dininden, ne de kendi kavminin inançlarından bir anlayışa sahiptir. Peki, biz ona nasıl güvenebile­ceğiz ki?

Huyey'in fikri sabitti ve Sellam'ın ifadeleri onun üzerinde her­hangi bir tesir bırakmamıştı. Şöyle mukabelede bulundu:

- Benim nefsim, sadece Muhammed'le savaşıp O'nunla vuruş­mayı talep ediyor!

Buna mukabil Sellam, son bir kez daha ileri atılıp olacakları ha­tırlatmakla yetindi:

- O zaman valIahi de sonuç, yurdumuzdan sürülme şeklinde tecelli edecek; sonunda da mal ve şerefimiz elimizden gidecek ve sa­vaşçılarımız ölüp giderken çoluk çocuğumuz da esir olacak!

Huyey İbn Ahtab, bütün ısrarlara rağmen savaştan başka bir seçeneğe kapalı durunca, yanlarında bulunan ve mecnun olarak bi­linen Samük İbn Ebi'l-Hukayk ileri atılarak şunları söyledi:

- Ey Huyey! Sen ne uğursuz bir adamsın! Neredeyse Beni Na­dir'i helak edeceksin.

- Şu mecnuna varıncaya kadar bütün Beni Nadir, benimle ko­nuşup itiraz etmekte anlaştılar mı, diye sinirli bir şekilde tepki verdi Huyey İbn Ahtab. Ortam, hiç olmadığı kadar gerilmişti. Bunun üze­rine Samük'un kardeşleri onu dövmeye başladılar. Bir taraftan da, Huyey'e dönüp:

- Bizim hepimiz de Senin sözünden çıkmaz ve asla sana muha­lefet etmeyiz, diyorlardı.

Bütün bunlardan sonra Huyey, kardeşi Cüdeyy İbn Ahtab'ı ya­nına çağırıp Efendimiz'e gitmesini ve O'na:

- Biz, yurdumuzu ve ınallarımızı bırakıp da bir yere gitmiyoruz; elinden geleni ardına koyma, diye bildirmesini söyledi. Ayrıca kar­deşine, Abdullah İbn Übeyy'e de gitmesini ve sonuçtan onu da ha­berdar ederek vadettiği desteğini bir an önce göndermesini istedi.

Cüdeyy gelip de Huyey'in mesajını ulaştırınca, ashabı arasın­da oturmakta olan Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. O'nun tekbirini duyan diğer Müslümanlar da tekbir getiriyorlardı. Ardından:

- Yahudiler savaşı tercih etti; harp ilan etmişler, buyurdu. An­laşılmıştı; günlerdir bir karara bağlanması için beklenilen meselede Yahudiler, zor olanı tercih etmiş ve sonlarını kendi elleriyle hazırla­mışlardı.

Resülullah'a ağabeyi Huyey'in mesajını ulaştırır ulaştırmaz Cü­deyy, soluğu Abdullah İbn Übeyy'in yanında almıştı. Münafıklann reisi, bir grup dostuyla birlikte evde oturuyordu. Tam içeri girip ko­nuşmaya başlamıştı ki, sokakta yükselen bir münadinin sesiyle ir­kildi; Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellern), ashabını Beni Nadir'e karşı savaşa çağırıyordu.

Daha söze başlayıp maksadını ifade etmeye yeni başlamıştı ki, İbn Übeyy'in kapısının şiddetle açıldığı ve içeriye onun oğlu Abdul­lah'ın koşarak girdiği görüldü. Resülullah'ın münadisini duyar duy­maz oğul Abdullah, bir çırpı da gelmişti ve zırhıyla kılıcını kaptığı gibi davet edildiği yere doğru koşturuyordu.

Münafıkların başını çeken bir evde bile, Resülullah'ın emrine bu kadar sadık birisinin varlığı Cüdeyy'i ciddi ciddi endişelendirmiş­ti. Babası bir kenarda oturuyor ve oğlunun bu çıkışına 'dur' bile di­yemiyordu! Aslında bu, İbn Übeyy'den fayda gelmeyeceğinin somut bir göstergesiydi. Gözü iyice korkmuş olarak hızlı adımlarla yeniden Beni Nadir yurduna yöneldi.

Onun heyecanla gelişini görünce Huyey'i de heyecan basmıştı ve hemen sordu:

- Ne oldu? Ne haberler getirdin?

- Haberler kötü, diye mukabelede bulundu Cüdeyy. Ardından

da:

- Gönderdiğin mesajı iletir iletmez Muhammed, tekbir getir­di ve ardından da, "Yahudiler savaş ilan etmişler." diye seslenme­ye başladı. Ardından hemen İbn Übeyy'e gittim ve durumu ona da haber verdim; ancak bu sırada, Beni Nadir'e karşı savaşmaya davet için seslenen Muhammed'in münadisinin sesi duyulmaya başlamış­tı bile.

- Peki, İbn Übeyy'in cevabı ne oldu, diye merakla sordu Huyey.

- Ondan bir hayır geleceğini sanmıyorum, dedi kardeş Cüdeyy.

Tavırlarıyla, sözünde durmayacağını ifade etmişti zira. Bir de İbn Übeyy'in:

- Ben, Oatafanlı dostlarıma haber salayım ki gelip sizinle birlik­te kalelerinize girsin ve size yardımcı olsunlar, dediğini anlattı ona.

Mesele açıklığa kavuşmuştu; yine Sellam haklı çıkmıştı. Yıllar geçse de karekter değişmlyordu ve İbn Übeyy de, yine kendi karekte-

rinin gereğini sergilemiş, ümit verdiği insanları yine kendi hallerine bırakıvermişti.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları
« Posted on: 23 Nisan 2024, 15:02:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları rüya tabiri,Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları mekke canlı, Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları kabe canlı yayın, Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları Üç boyutlu kuran oku Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları kuran ı kerim, Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları peygamber kıssaları,Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamları ilitam ders soruları, Abdullah ibn Übeyy ibn Selfil ün adamlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes