Türkiye ve Pakistan

Türkiye ve Pakistan

Mustafa Fuat ER • 68. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU

Türkiye’nin gündemi geçtiğimiz ay yapılan sancılı referandum sürecinin ardından biraz rahatlasa da referandumun sonuçlarının her cepheden yeniden ele alındığı bir süreç yaşıyoruz. Anayasa değişikliği paketinden ziyade siyasi bir tarafgirlikle, seçim kampanyasını andıran bir ortamda geçen referandumun ardından bugün anayasa değişikliklerinin, yeni bir anayasa çalışmalarının hem hükümet hem de muhalefet tarafından konuşulması olumlu bir gelişme olarak görülmeli.

Bu bağlamda Mostar bu sayısında referandumun sonuçlarını enine boyuna ele alan önemli yazılara yer veriyor. Naci Bostancı, referandum sonuçlarını “iktidarın asli sahibi olarak halkın öne çıkması” olarak değerlendiriyor. Yazara göre demokratikleşme ve vesayet sisteminin sona ermesi gibi olgular 12 Eylül’de yapılan anayasa değişikliği referandumuyla “kati bir neticeye bağlanmış oldu”. M. Mücahit Küçükyılmaz ise referandumun ardından hem evetçilerin hem de hayırcıların sonuçlardan bir ders çıkarması gerektiğini belirtiyor. Küçükyılmaz’ın özellikle “statüko ve değişim çatışmasında doğru konum alma vakti gelmiştir” vurgusu mühim. Zira bu sadece hükümet veya muhalefet için değil bütün toplumsal sınıflar için de geçerli bir tespit.

Ayrıca Avni Özgürel’le yapılan söyleşi, referandumu öncesi ve sonrasıyla kuşatıcı bir şekilde görmeye olanak sağlıyor. Demokratikleşmenin büyük bir ivme kazandığını ifade eden Özgürel, toplumun çözümü için iktidara yönelttiği sorunların artık çözülmesi gerektiğini zira iktidarın bunların çözümünde öne sürebileceği hiçbir mazeretinin kalmadığını söylüyor.

Türkiye kendi gündemiyle meşgulken Pakistan büyük bir sel felaketiyle sarsıldı. Türkiye hem devlet çapında hem de sivil yardım kuruluşlarının gayretleriyle Pakistan’a sorumlu bir yardım eli ulaştırmaya çalışıyor. Bu sayıda felaket görüntülerinin kanıksanmışlığını kırmak adına, Pakistan’daki durumun ölçüsünü unutturmamak için Pakistan'daki sel felaketi dosya olarak ele alınıyor.

Dosyada ülkeyi ve coğrafyayı yakından tanıyan Ali Şahin, Pakistan’ın geçmişten bugüne siyasi, sosyal ve ekonomik krizlerle mücadelesini ve Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkileri geniş bir çerçeve içinde ele alıyor. Semih Yıldırım felaketin siyasi ve ekonomik sonuçlarını sorgularken Ayşe Sarıoğlu Pakistan halkının hayatta kalma mücadelesini tanıklığıyla anlatıyor. Ki dosyada kullandığımız fotoğraflar da Sarıoğlu’nun objektifinden; kendisine tekrar teşekkür ediyoruz. Dosyada ayrıca Pakistan Başkonsolosu Dr. Yousaf Junaid ile yapılmış söyleşide felaketin boyutlarına ilişkin önemli bilgilere yer veriliyor.

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın