Ramazan’ın asıl anlamı

Ramazan’ın “asıl anlamı”

Mustafa Fuat ER • 66. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU

Dergi elinize ulaştığında muhtemelen Ramazan ayı bütün güzelliğiyle hepimizi selamlamış olacak. Her Ramazan’da olduğu gibi bu Ramazan’da da Ramazan’ın “asıl anlamı” üzerine çeşitli görüşler yeniden önümüze sunulacak.

Özellikle tüketimin kıskacında, festivallerin ağında yeni bir Ramazan kültürünün geliştiği konusunda çoğu kişi hemfikir. Vermeyi, böylelikle bizi kendine bağlayan eşyanın/dünyanın tutsaklığından kurtulmayı, arınmayı salık veren kutsal ölçülerin tersine, bizi satın almaya, böylelikle handiyse Ramazan ayının reklamlardan yayılan tasvirlerle yaşanabileceğine inandıran bir tüketim çılgınlığıyla da karşı karşıya kalacağız. Diğer yandan da bitmek bilmeyen “eski Ramazanlar” nostaljisi bu yıl da yaşamaya devam edecek. Elbette bu eski Ramazanlara özgü geleneksel ürünler de pazardan payını alacak.

Bu sayıdaki Ramazan dosyası bu kutsal zaman dilimine, ayın getirdiği saf neşenin ekseninde bakmaya çalışıyor ama yukarıdaki eleştirileri de akılda tutarak... Dosyadaki yazılar özellikle tarih boyunca Ramazan ayıyla ortaya çıkan kültürel etkinliklere dair bir çerçeve çiziyor. Ali Şükrü Çoruk “eski Ramazanlar” söylemine tarihten verdiği örneklerle bir eleştiri getiriyor. Fatih Güldal, Osmanlı dönemindeki Ramazan eğlencelerinin üzerinde duruyor. Güldal’ın yazısından eskiden de tıpkı günümüzde olduğu gibi Ramazan ayında görülen eğlence kültürünün yozlaştığına dair tepkilerin ortaya çıktığını öğreniyoruz.

Çocukluğu Cumhuriyet’in ilk yıllarında geçen ve o dönemin şartlarını bizzat yaşayan Prof. Dr. Orhan Okay ise kendisiyle yapılan söyleşide hem eski Ramazanları anlatıyor hem günümüzdeki Ramazan iklimine bakıyor. Ona göre her Ramazan güzel ve eşsiz.

Bu sayıda, geçtiğimiz ay Bosna’da gerçekleşen “Srebrenica Soykırımı’nı Anma Etkinlikleri” vesilesiyle bir yazı ve bir söyleşi yer alıyor. Mesut Özcan son gelişmeler eşliğinde Dayton Antlaşması’nın sonrasına dair önemli çözümlemelerde bulunuyor: “Srebrenica katliamının 15. yıldönümünde ve Dayton Antlaşması’nın revize edilmesinin konuşulduğu bir zamanda yapılacak en doğru şey, benzeri acıların yeniden yaşanmasını önleyecek ve bunu sağlam uluslararası garantilere bağlamayı hedefleyen siyasetler geliştirmek.” Gazeteci-yazar Mehmet Koçak’la yapılan söyleşi ise Srebrenica’da yaşananlarla ilgili önemli ve derin bir analiz içeriyor. Ayrıca sinema bölümünde Elif Tunca’nın kaleme aldığı Vladamir Perisic imzalı Sıradan İnsanlar adlı film hakkındaki yazısı da yaşanan savaşın (her tür savaşın) içyüzünü anlamak bakımından önemli ipuçları sunuyor.

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın