Müstakbel anayasa

Müstakbel anayasa

Mustafa Fuat ER • 81. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU

Seçim kampanyaları süresince hemen hemen bütün siyasi partilerin en önemli vaadi yeni anayasaydı. Yıllar boyunca kesik kesik dile getirilen bu girişim, nihayet ayakları yere basan bir sürece evrildi ve yeni anayasa çalışmaları başladı. Bu sayıda dosya olarak yeni anayasanın nasıl bir çerçevede oluşturulması gerektiğini masaya yatırıyoruz.

Nihat Bulut, Türkiye’nin yeni bir anayasaya olan ihtiyacın üzerinde duruyor. Meseleye tarihsel bir perspektifle eğilen Bulut’a göre yeni anayasa temel olarak üç niteliğe sahip olacak: Özgürlükler konusunda cömert, kucaklayıcı ve sistem içinde seçimle gelmeyen organların gücünün makul seviyeye çekildiği bir anayasa. Levent Korkut, yeni anayasanın sahip olması gereken nitelikleri uluslararası bir bağlamda ele alıyor. Korkut, bu bakımdan, kurumsal reformun çok ötesinde, tam demokrasinin, çoğulculuğun, anayasal tarafsızlığın ve hukukun üstünlüğünün etkili bir şekilde yerleştirildiği, evrensel ilke ve kurallara uygun anayasal demokrasi sisteminin inşasının zorunlu olduğunun altını çiziyor. Dosya kapsamında görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Macit Kenanoğlu da yeni anayasanın çoğulcu ve uzlaşmacı olması gerektiğini düşünüyor. Kenanoğlu’na göre muhalefet partilerinin destekleriyle, bir mutabakat çerçevesinde yeni anayasayı inşa etmek, yalnızca iktidar partisinin oluşturacağı anayasadan çok daha iyi.

Ancak çoğulcu bir anayasanın ilk adımları atılmak üzereyken Türkiye terör saldırılarıyla sarsıldı. 19 Ekim’de PKK tarihinin en kanlı saldırılarından birine imza atarak, Hakkâri Çukurca ve Yüksekova’da güvenlik güçlerine ait sekiz noktaya eş zamanlı bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda 26 asker şehit olurken, 19 asker yaralandı. Bu saldırıları daha iyi okuyabilmek, saldırıların nedenlerini ve önümüzdeki günlerde nasıl bir sürecin bizi beklediğini anlayabilmek için gazeteci-yazar Adem Yavuz Arslan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Arslan’a göre, PKK artık dağda kalamayacağını anladı ve şehre inmek için devletten çeşitli taleplerde bulundu. Talepleri kabul edilmeyince de bu saldırılarla barış sürecinde görüşme masasını tekmeledi. Arslan her şeye rağmen çözümün eksik demokrasi sorunun ortadan kaldırılmasında, yani yeni anayasada olduğunu belirtiyor.

Tam yeni anayasayı, derken patlayan terör saldırılarını, derken sınır ötesi harekâtı konuşurken Van’ı vuran deprem haberiyle sarsıldık. Merkez üssü Van’ın Erciş ilçesine bağlı Tabanlı köyü olan deprem, Richter ölçeğine göre 7.2 şiddetinde gerçekleşti. Deprem sonrasında ilk belirlemelere göre 300’den fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, 1000’den fazlası yaralandı. Depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz.

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın