Çevre sorunu ve ardındakiler
Mustafa Fuat ER • 77. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU
Hemen her gün çevre sorunlarıyla ilgili haberlerle karşılaşıyoruz. Bu haberlerin tümü de aynı vurguyu yapıyor: Dünya alarm veriyor. Meselenin ciddiyetine vurgu yapmak için hazırlanan bu haberlerin dışında birçok kuruluş ve dernek de çevre sorununu çeşitli vesilelerle gündeme getirmeye çalışıyor.
Biz de bu ayın dosyasında, çevre sorununu özelde küresel iklim değişikliği bağlamında ele almaya çalıştık. Dosyadaki yazılarda daha çok küresel iklim değişikliğine vurgu yapılsa da sorunun aslında birden çok kaynağı var. Bütün hepsi de birbiriyle bağlantılı olan bu sebepler alt alta dizildiğinde dünyayı bekleyen tehlikenin baş müsebbibi olarak yine insanın kendisi ortaya çıkıyor.
Elbette çevre bilinci edinmek, buna yönelik çalışmalar yapmak önemli. Ama dosyada çevre sorununa yönelik çabaların altında yatan, zihnimizi kurcalayan bazı soru işaretlerini de öne çıkarmak istedik. Dosyadaki yazısında Yusuf Şahin’in değindiği gibi, çevre konusu aslında hiç de göründüğü gibi masum bir alan değil. Şahin, çevre sorunlarına ve küresel ısınmaya yönelik tepkilerin de kapitalizm tarafından rahatlıkla yutulduğunun, sisteme entegre edildiğinin üzerinde duruyor. Bir örnek: “Çevreci örgütlerin özellikle küresel çapta faaliyette bulunanları, ciddi harcamalar yapmak durumunda kalıyor. Bu harcamaların finansmanı, tepki gösterilen sektörün rakipleri konumundaki firmalar tarafından finanse ediliyor.”
Şüphesiz bu, doğaya karşı daha rahat hareket etmemizi sağlayacak bir bahane değil. Aksine, kendisiyle yaptığımız söyleşide Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun dediği gibi, aslında bir devrime ihtiyacımız var. Sınırsız tüketim hırsından uzak tutacak bir anlayışa, bunu tedarik edecek bir devrime…
Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle… [
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
