KADININ TEK MESELESİ ÇALIŞMAK YA DA ÇALIŞMAMAK MI?
Eylül 2009 48.SAYI
Modern çağda kadının tek meselesi “çalışmak ya da çalışmamak” gibi bir boyuta indirgendi neredeyse. Ekonomik özgürlüğü her derde deva şeklinde sunan hak savunucularına kulak verirseniz eğer, ücretli bir işte çalışmak birey olabilmenin en önemli koşulu sayılıyor. Değerinizin maaşınızla doğru orantı gösterdiği bu bakış açısına göre kadını annelik ve bir evin idaresi gibi yükümlülükler kesmiyor. Ya da daha doğru bir ifadeyle bunlar yükümlülükten ziyade yük gibi algılanıyor kadınlar tarafından. Evet anlayacağınız üzere bu ayki kapak konumuz kadının çalışması üzerine. “Çalışıyoruz Ama Niye?” başlığıyla yayınladığımız dosya Hatice Bektaşoğlu tarafından hazırlandı. Kadınların “çalışma ihtiyacı”nın irdelendiği dosyada “çalışma”ya yüklenen/yüklediğimiz anlamlar sorgulanıyor. Konuya zamanı değerlendirme ve hizmet açısından da yaklaşılan dosyada evini çalışma hayatına göre değil, çalışma hayatını evine göre düzenleyen kadınlar anlatılıyor. Önceliğini evladı ve yuvasına veren bu kadınların çalışma meselesine yaklaşımı aynı ikilemi yaşayan birçok kadın için güzel bir örnek teşkil edebilir.
Bu ay evlilik sayfalarında Neslihan Beyhan dizi ve filmlerin aile ilişkilerimizi nasıl etkilediğini sorguluyor. Romantizm, fiziksel görünüş ve maddiyat açısından abartılı ilişkilerin sunulduğu yapımların kadın ve erkekte oluşturduğu kıyaslama duygusuna ve sonuçlarına değiniliyor.
Eylül sayımızda anne baba tutumlarına ise radyo programcısı Şebnem Güler Karacan konuk oluyor. Çocuklara yönelik çalışmalarıyla beğeni kazanan Şebnem Hanım’la anneliği ve çocuk eğitimini konuştuk. İstifade edeceğiniz güzel bir söyleşi oldu.
Ramazan’la ilgili bir çok yazıya yer verdiğimiz bu ayda özellikle başyazı ve fıkıh sayfaları içinde bulunduğumuz bu güzel günlerin ruhunu anlamak açısından önemli katkılar sağlıyor. Günlerin uzun olduğu bu Ramazan ayında Allah’tan daha çok sabır ve daha çok ecir diliyoruz.
Derya COMBA[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
