“NE OLACAK BU GENÇLERİN HALİ” DEMEK YERİNE
Şubat 2010 53.SAYI
Genç nüfusunun çokluğuyla övünen bir ülkenin vatandaşlarıyız. Ancak bu potansiyelimizin niceliği değil de niteliğine baktığımızda göreceğimiz ne olur dersiniz? Gazete ve tv’lerde yayınlanan akıl almaz suç haberleri pek de iç açıcı bir manzarayla karşılaşmayacağımızın kanıtı gibi adeta. Yahut o kadar uç noktalara gitmeyelim de eğitim ve öğretim açısından bakalım gençliğe. Fatma K. Barbarosoğlu’nun bir yazısında değindiği, Hitleri bilmeyen uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisinin durumu içinde bulunduğumuz halin acınası olduğunu anlatmaya yetiyor aslında. Buraya kadar yazılanların kimseyi şaşırtmadığını düşünmek-bilmek de ayrı bir dert. Çünkü hepimiz çağın şartlarının doğal bir sonucu olarak görüyoruz ortaya çıkan manzarayı. Bütün suçu “ahir zaman”a yükleyip çekiliyoruz kenara. En fazla “Ne olacak bu gençlerin hali” diye hayıflanmak geliyor elimizden.
Neyse ki toplumsal olarak çizdiğimiz bu tablonun dışında iyi işler de yapılıyor da rahat bir nefes alıyor, geleceğe dair ümitlerimizi tazeliyoruz. Gençlerin hem eğlendiği hem eğitildiği, hayata daha donanımlı bireyler olarak atılmasını sağlayan gençlik kulüpleri bu ayki kapak dosyamızın konusunu oluşturuyor. Ahlaklı ve erdemli olmayı önceleyen, milli ve manevi değerlerine sahip “insan”lar yetiştirmeyi amaçlayan kulüplerle görüşerek hazırladığımız dosya bizim kadar sizin de içinize su serpecek. Hayıflanmak yerine harekete geçmek isteyen tüm velilerin dikkatine…
Bu ay beğeneceğinizi düşündüğümüz bir diğer yazı “değerlerimiz” sayfalarında yer alıyor. Rabia Suluk’un hazırladığı “Bana Hizmeti Anlat” başlıklı yazı, hizmetle kıymetlenen hayatları sahiplerinin sesinden anlatıyor. Sofranın çocuk eğitimindeki yerini konu edinen “anne baba tutumları” ve bebek sonrası baba depresyonunu anlatan “evlilik” yazılarımız da yine istifade edeceğiniz sayfalardan.
Görüşmek üzere...
Derya COMBA[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
