ANNEMİZİN KOKUSUNA BİLE MUHTACIZ...
Aralık 2009 51.SAYI
Psikolojik problemlerin kökenine inmek isteyen uzmanlar çocukluk dönemini özellikle mercek altına alır. Hastasının nasıl bir çocukluk geçirdiği, mutlu olup olmadığı, anne babası ve diğer yakın çevresiyle iletişimi, ona nasıl davranıldığı çok önemlidir. Çünkü karakterin ilk temelleri bu dönemlerde atılırken; dünyaya dair ilk tanımlamalar da yine bu dönemde yapılır ve insanın zihninde köklü bir etkiye sahiptir. Mesela karanlıktan korkmanın sebebi çocukken yaşadığımız bir anıyla ilgili olabilir. Yahut iyi ile kötü anlayışımız bu dönemde edindiğimiz izlenimler referans alınarak belirlenir kendi kişisel dünyamızda.
İnsan hayatı çocukluk, gençlik, yaşlılık şeklinde kronolojik bir sıralamayla özetlense de hiçbir dönemi birbirinden ayrı tutamayız. Her dönem aslında bir öncekinin üzerinde yükselir. Bu nedenle insanın ruhsal gelişiminin başlangıcını bebeklik, hatta hamilelik dönemine kadar indirebiliriz. 6 aylık çocuğunun eğitimine ne zaman başlaması gerektiğini soran bir adama Efendimiz’in “6 ay geç kalmışsın” demesi de aslında bu durumu çok güzel özetliyor.
Aralık sayımızın kapak dosyasını bu gerçekten yola çıkarak hazırladık. Her şeyiyle annesine bağımlı olan bebeğin, annesinin kokusuna bile muhtaç olduğunu gördük. Kucağa alınma, sevilme gibi faktörlerin yanı sıra annenin kokusunun bebek için nasıl bir öneme sahip olduğunu anlattık. Zevkle okuyacağınız bir dosya oldu.
Bu ay özellikle ilginizi çekeceğini düşündüğümüz iki konu daha var dergimizde. Bunlardan biri uzun süre devam edip baygınlık geçirten toplantılar, diğeri ise çocuğunu kıskanan ebeveynlerle ilgili. Kendinizden bir şey bulur musunuz bilemeyiz ama her iki konuyu da muhakkak okumanızı tavsiye ederiz.
Ocak ayında görüşmek üzere, Allah’a emanet olun.
Derya COMBA [
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın