Konu Başlığı: Rebah ismi Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 20 Aralık 2010, 18:06:34 (370) «Rebah» İsmi 835— Ömer ibni Hattab'dan —Allah ondan razı olsun— rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: «— Peygamber (Sav) (aralarında geçen bir hadise üzerine) hanımlarından ayrılıp yalnız başına kalınca, ben, (Peygamberin ziyaretine gidip kapıda hizmetçisi) Rebah ile karşılaştım. Ey Rebah! Benim (ziyaretim) için Resûlüllah 'dan izin iste, diye seslendim.»[391] Bu hadîs-i şerif, Buhârî ve MüsIim 'in rivayet ettikleri uzun bir hadîs'in yalnız Rebah ismi ile ilgili kısa bir bölümüdür ve bu İsmi kullanmada bir kerahet olmadığına delil teşkil etmektedir. Müslim "in rivayetine göre, hadîsin tamamı meâlen şöyledir: «— Ömer Îbni'l-Hattab rivayet ederek şöyle demiştir: — Allah'ın Peygamberi (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hanımlarından ayrılıp (hücresinde) kenara çekilince, Mescid'e vardım. Bir de (baktım ki) insanlar çakıl taşlarını (kederlerinden) yere vuruyorlar ve Resûlüllah (Sav) hanımlarım boşadı, diyorlar. Bu (hadise), hicab ile hanımların emrolunmalarindan Önce idi, (henüz hicab âyeti inmemişti). Ben dedim ki, bunu muhakkak bugün öğrenirim. Bundan sonra Hz. Âişe'nin yanma varıp: — Ey Ebû Bekir'in kızı! Senin halin Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)e eziyet verecek dereceye ulaştı mı? dedim. O, şöyle cevap verdi: — Benim seninle işim ne, ey Hattab oğlu? Sen heybene bak, (kızın Hafsa'ya öğüt ver). Ben de (kızım) Hafsa'nın yanına varıp: — Ey Hafsa! Senin halin Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e eziyet verecek dereceye ulaştı mı? Vallahi, bilesin ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) seni sevmiyor. Ben olmayaydım, Resûlüllah muhakkak seni boşardı. Bunun üzerine Hafsa şiddetle ağladı. Ben: — Resûlüllah nerededir? dedim. O: — Basamakla çıkılan yüksek yerdeki odasmdadır, dedi. Gittim, bir de Resûlüllah 'in Rebah adındaki hizmetçisi, odanın eşiği üstünde oturuyor. Ayaklarını ağaçtan yapılmış merdivenin basamağı üzerine sarkıtmış bulunuyor. O merdiven bir ağaç gövdesi olup Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onun üzerinden yukarı çıkar ve aşağı inerdi. Ben, Ey Rebah! Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in huzuruna varmak için benden Ötürü izin iste, dedim. Rebah odaya baktı, sonra bana baktı ve bir şey söylemedi. Sonra: — Ey Rebah! Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varmak için benden ötürü izin iste, dedim. Yine Rebah odaya baktı, sonra bana baktı ve bir şey söylemedi. Sonra ben sesimi yükseltip: — Ey Rebah! Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in huzuruna varmak için benden Ötürü izin iste. Ben sanıyorum ki, Resûlüllah Hafsa için geldiğimi zannediyor. Allah'a yemin ederim, eğer Resûlüllah onun boynunu vurmayı bana emrederse, muhakkak onun boynunu vururum, dedim ve sesimi yükselttim. Hizmetçi, yukarı çık diye bana işaret etti. Ben de Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)in huzuruna vardım. O, bir hasır üzerinde yatıyordu. Ben oturdum. îzarını üzerine topladı. Üzerinde izardan (belden aşağı giyilen elbiseden) başka bir şey yoktu. Hasır, Peygamberin yatmış olduğu yan tarafına iz bırakmıştı. Gözümle Resûlüllah in odasına baktım.- Bir de bir Ölçek (2-3 kg.) miktarınca arpa, bir o kadar (deri tabaklamak için) selem yaprağı odanın köşesinde bulunduğunu ve ayrıca henüz tabaklanışı tamam olmayan bir deriyi asılı gördüm. (Bu manzara karşısında) gözlerim boşandı. Bunun üzerine Peygamber : «— Ey Hattab oğlu! Seni ağlatan nedir?» buyurdu. Dedim ki: — Ben neden ağlamayayım? Bu hasır böğründe iz yaptı. Şu odanda bu gördüklerimden başka bir şey görmüyorum. Şu Rum ve İran hükümdarları bağlık ve bostanlarda bulunuyorlar. Sen ise Allah'ın Resulü ve en seçkin kulusun. Burası da senin odan. Peygamber şöyle cevap verdi: «— Ey Hattab oğlu! Ahiret bizim ve dünya da onların olmasına razı olmaz mısın?» Ben: — Evet, razı olurum, dedim. Peygamberin huzuruna girdiğim zaman, onun yüzünde öfke eseri görüyordum. Dedim ki: __Ey Allah'ın Resulü! Hanımların durumundan neden eziyet çekiyorsun? Eğer sen onları boşamışsan, muhakkak ki Allah seninle beraberdir, melekleri de, Cibrîl de, Mikâîl de, ben ile Ebû Bekir ve bütün müminler de seninledir. Allah'a hamd ederim, bazan konuşmuşum da söylediğim sözü, Allah'ın tasdîk etmesini ummuşumdur. Bu tahyîr (hanımları serbest bırakma) âyeti de böyle nazil olmuştur: «(Ey Hafsa ve Âişe!) Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz ne güzel! Çünkü (Peygamberi dinlemek hususunda) Sulpleriniz eğilmiştir. Yok eğer (kıskançlık ederek yine) Peygamberin aleyhinde birbirinizle yardımlaşırsanız, bilmiş olunuz ki, Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, müminlerin salih olanı da... Bunların arkasından bütün melekler de ona yardımcıdır. Olur ki, onun Rabbi, — eğer Peygamber sizi boşarsa — yerinize sizden daha hayırlı zevceler verir ona. Öyle ki, müslüman kadınlar, mümin kadınlar, devamlı ibadet eden kadınlar, günahlarından tevbe eden kadınlar, Allah için ibadet eden kadınlar, oruç tutan kadınlar, dullar ve bakireler...» (Tahrim sûresi, âyet: 4-5) Ebû Bekir'in kızı Aişe ile Hafsa, Peygamberin diğer hanımlarına karşı birbirine arka ve yardımcı olurlardı. Dedim ki : — Ey Allah'ın Resulü! Hanımları boşadın mı? Peygamber: «— Hayır!» dedi. Ben : — Ey Allah'ın Resulü! Ben mescide girdim ki, müslumanlar çakıl taşlarını yere vurup «Resûlüllah (Sav) hanımlarını boşadı» diyorlar. İnip de onları boşamadığını kendilerine haber vereyim mi? dedim. Peygamber: — Evet, dilersen söyle, buyurdu. Peygamberin yüzünden öfke açılıncaya kadar konuşmaya devam ettim. Nihayet dişleri gösterecek kadar tebessüm etti, güldü. Diş bakımından da insanların en güzeli idi. Sonra Peygamber (yüksekteki odasından) indi; ben de indim. Ben ağaca tutunarak indim. Resûlüllah ise, yerde yürüyormuş gibi indi, eliyle merdivene tutunmuyordu. Dedim ki : — Ey Allah'ın Resûlüi Odada (yalnızca) 29 gün kaldın, bir ay doldu mu?» Şöyle buyurdu : — Ay, yirmi dokuz gün olur. Ben Mescid'in kapısında durup en yüksek sesimle: «Resûlüllah hanımlarını boşamadı» diye çağırdım. Şu âyetikerîme nazil oldu : «Onlara eminlik veya korku haberi geldiği zaman, onu yayarlar (ortalığı telâşa verirler). Halbuki o haberi Peygambere ve müminlerden kumandanlara iletseler, elbette onun yayılıp yayılmaması gerektiğini onlardan öğrenirlerdi, eğer Allah'ın nimet ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız müstesna, muhakkak şeytana uymuş gitmiştiniz.» (Nisa sûresi, âyet: 83) İşte ben, bu işi kendiliğimden çıkardım (da bizzat Peygambere sordum, dedîkoduya karışmadım). Sonra Allah, Tahyîr — hanımları serbest bırakma âyetini indirdi. (Bunun üzerine hanımlar da Peygamber i seçtiler ve dünya süsünü terk ettiler. Ahzab sûresi, âyet: 28-29).[392] [391] Buhârî: (46) Kltabu'l-Mezalim, (25.) Bab. Buhârî: (65) KItabu't-Tefsfr. Buhârî: (67) Kitabu'n-Nikah. Müslim : (18) Kİtabu't-Talak, Hadis : 30. A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/191-192. [392] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/192-195. Konu Başlığı: Ynt: Rebah ismi Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Haziran 2019, 14:57:10 Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Rebah ismi Gönderen: Züleyha üzerinde 04 Haziran 2019, 06:39:02 Güzel bir paylaşım olmuş selam ve dua ile....
Konu Başlığı: Ynt: Rebah ismi Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Haziran 2019, 03:52:25 Bu faydalı bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah razı olsun kardeşim
Konu Başlığı: Ynt: Rebah ismi Gönderen: Züleyha üzerinde 05 Haziran 2019, 12:55:54 Allah razı olsun hocam insallah selam ve dua ile
Konu Başlığı: Ynt: Rebah ismi Gönderen: Ceren üzerinde 05 Haziran 2019, 14:19:45 Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ...
|