๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Edebul Mufred => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Aralık 2010, 21:14:25



Konu Başlığı: Kıbleye yönelmek
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Aralık 2010, 21:14:25
(534) Kıbleye Yönelmek
 


1107— (306-s.) Süfyan ibni Münkiz babasından rivayet ettiğine gö­re, babası şöyle demiştir:

— Abdullah sbnî Ömer'in oturuşlarının çoğu, kıbleye dönmüş halde idi. Yezîd ibni Abdullah ibni Kuseyt. güneş doğduktan sonra secde âye­tini okudu da. kendisi secde etti ve (yanında işitenler) secde ettiler; yalnız Abdullah ibni Ömer secde etmedi. Ne zaman ki, güneş doğup yükseldi, Abdullah dizlerini birbirine bağlamış bulunan ellerini çözdü, sonra secde etti ve şöyle dedi:

«Arkadaşlarının secdesini görmedin mi? Onlar namaz vakti dışında secde ettiler.»[1004]

 

Allah Tealâ Hazretleri Kabe'yi mübarek bir yer kıldı ve onu ziyaret et-meyİ zengin roüsiümanlara farz kıldı. Namaz sorumluluğunu taşıyan her müminin de ibadetinde oraya yönelmesini de hürmet olarak şart kıldı. Bu itibarla ibadet zamanlan dışında da oraya doğru yönelmek ve arka ver­memek edebe uygun bir harekettir. Zarurî haller dışında kıbleye yönelmiş bulunarak oturmak en güzel bir oturuştur. Büyük ve küçük abdestlerde İse hürmetsizlik olmasın dîye ön ve arkayı kıbleye çevirmemelidir. Bunda ke-rahef vardır.

Kerahet vakti diye anılan üç vakitte namaz kılmak, tilâvet secdesi yap­mak, cenaze namazı kılmak mekruhtur. Bu üç vakit, güneşin doğuşundan itibaren güneş yükselinceye kadar (kırk beş dakikalık bir müddet), güneşin istiva halinden alçalmaya geçiş vaktinde (az bir müddet) ve güneş batar­ken olan zamanlardır. İşte AbduIJah ibni Ömer bu kerahet vakit­lerinden biri olan güneş doğrno zamanında secde yapılmaması gerektiğini bildirmiş ve kendisi de güneş yükseldikten sonra, tifâvet secdesini yaparak hazırda bulunanları ikaz etmiştir ve güneş doğma vaktinin namaz ile secde vakfı olmadığım bildirmiştir.

(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[1005]

 

(533) İnsan Kalkar Da Sonra Yerine Dönerse
 

1138— Ebü Hüreyre , Peygamber  (Sav)'den şöyle rivayet etmiştir;

«Sizden (biriniz, oturduğu yerden kalktığı, zaman sonra oraya döner­se, kendisi o yere  (oturmaya)  daha lâyıktır.»[1006]

 

Bîr mecliste otururken herhangi bir iş İçin yerinden kalkıp ayrılan kİmse, meclise dönünce eski yerine oturma hakkına sahiptir. Böyle muvakkat ayrılışlar için, boşalan yer doldurulmamalı ve sahibinin işgaline terk edil­melidir. Arkadaş hakkını koruma ve birbirine eziyet vermemek bakımından edebe en uygun tutum budur. Camİ ve Mescid gibi umumî yerlerde de bayie hareket etmelidir. Fakat hiç kimse, devamlı olarak bir yeri işgoi etmek hak­kına sahip değildir. Ancak ders okutmak ve va'z etmek için muayyen yer sahibi tarafından daima işgal edilir. Sunun dışında camiye ilk giden ön saha istediği yere oturur ve o ibâdet müddeti için işgal etmiş olduğu yere hak kazanır. Başkasının buna müdahalesi olamaz. Rütbe ve mevkilere göre ayrılmış olan toplantî yerlerinde herkes kendine ait olan yerde oturur. Başkasının makam ve yerini işgal etmek, edebe aykırı düşer.[1007]

 

(536) Yol Üzerinde Oturmak
 

1139— enes ibni Mâlik'den:

«Resûlüllah (Saüallahü Aleyhi ve Sellent) bize geldi; biz çocuk idik de bize selâm verdi. Beni bir işe gönderdi. Ben ona dönünceye kadar, beni beklemek üzere kendisi de yolda oturdu. Enes demiştir ki:

—  Ben   (annem)   Ünımü Süleym'e geciktim.   (Bundan dolayı- bana) dedi ki. seni alıkoyan (geciktiren) nedir? Ben. de:

—  Peygamber (Sav) beni bir işe  gönderdi, de­dim. (Anneni) :

—  Nedir o iş? dedi. Ben:

—  O gizlidir (sırdır), dedim. Annem:

—  Resûlüllah (Sav)  sırrını muhafaza et, dedi.»[1008]

 

İnsan ve vasıtaların gelip geçtiği işlek yollar üzerinde oturulmasını Peygamber (Sav) başka Hadîs-i Şeriflerde hoş gör­memişler ve yollar üzerinde oturulrnamasır.ı istemişlerdir. Oturmak mecbu­riyetinde bulununca da, selamlaşmayı terketmeyerek, gelip-geçişi daralt­mayacak, başkasına enge! vermeyecek ve harama düşmeyecek şekilde otu­rulmasına müsaade etmişlerdir Burada kendilerinin bizzat oturuşu, ya yo­lun trafiği olmayışından, ya da E n e s'in başka yerde Peygamberi arama­sına mahal bırakmak istemeyişinden olsa gerektir. Tirmizî'nin rivayet ettiği bir Hadîs-i Şerif de de şöyle buyurulmaktadır :

«Resûlüllah (Sav) , yolda oturmakta olan Ensar'dan bir takım insanlara tesadüf etti de onlara şöyle buyurdu :

«— Muhakkak (bunu) yapmak zorunda iseniz, selâma mukabele edin, mazluma yardım edin ve yol gösterin.»

Bundan da anlaşılıyor ki, yolun hakkı olan bu hizmetler görülmek şar­tı ile yollarda oturulabilir. Bir sebep yokken de, yol üzerinde oturulması doğru olmaz.[1009]


[1004] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/499-500.

[1005] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/500.

[1006] Müslim:  (39)  Kitabu's-Selâm, Hadîs:  31. ibni Maa (33)   Kİtabu'1-Edeb, Hadiü ;   3717. Ebü Davud .   (33) Kitabu'l-Edeb, Hadis : Fadlıt'Uak: a II   s. 554.

A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/500-501.

[1007] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/501.

[1008] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/501-502.

[1009] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/502.



Konu Başlığı: Ynt: Kıbleye yönelmek
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Kasım 2017, 21:00:14
Esselamu aleykum. Rabbim bizlerin yönünü kible eden ve islamın gerektirdiği şekilde yaşayan kullardan eylesin inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Kıbleye yönelmek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 11 Kasım 2017, 21:28:31
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri doğru işler yapanlardan eylesin


Konu Başlığı: Ynt: Kıbleye yönelmek
Gönderen: Sevgi. üzerinde 12 Kasım 2017, 01:42:46
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸

Namaz sorumluluğunu taşıyan her kişi ibadetinde kıbleye yönelmesi gerekir. ve ayrıca zaruri durumlar dışında kıbleye karşı oturmakta faziletlidir. Mevlam bizleri bu konuda hassas olmayı nasip etsin inşaAllah. Aminn ecmain

🌹 LÂ İLÂHE İLLALLAH MUHAMMED'EN RESÛLULLAH 🌹