Konu Başlığı: Ayağını öne uzatmak Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Aralık 2010, 18:28:14 (572) İnsan Arkadaşları Önünde Ayağını Öne Uzatır Mı? Ve Önlerinde Yaslanır Mı? 1198— Şihab ibni Ubad El-Asarî anlattığına göre, (İslâm'ı kabul edip, dinlerini öğrenmek üzere Hz. Peygamberin huzuruna gelen) Abdülkays kabilesi heyetinden birinin anlatıp, şöyle dediğini ondan işitti: — Biz, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e heyet halinde gidişimiz için hazırlanınca yürüdük; nihayet huzura varmaya yaklaştığımız zaman karşımıza bir adam çıktı ki, kendi yanında oturmaya acele ile işaret ediyordu. Sonra selâm verdi, biz de ona iade ettik. Sonra durup: Bu (yirmi kişilik) topluluk kimdendir? dedi. Biz; Abdülkays'm heyeti, dedik. Adam dedi ki: Merhaba, hoş geldiniz siz, ben sizi aradım. Size müjde vermek için geldim. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) dün bize söyledi. O, doğu tarafına bakıp şöyle buyurdu: «Muhakkak yarın bu taraftan (yâni; doğudan) şarabın en hayırlı heyeti gelecektir.» Ben merakla geceledim. Nihayet sabahladığım zaman hayvanımı bağlayıp sefere hazırladım. Gün yükselinceye kadar yürümeğe gayret harcadım. Bir de geri dönmeye niyetlendim. Sonra hayvanlarınızın başları yükseldi (gözüktü). Adam, sonra başlangıçta olduğu gibi, geri dönmeye acele ederek hayvahini yulanyle çekti. Nihayet Peygamhet(Sav) 'e vardı— etrafında Muhacirlerden ve Ensar'dan olan. ashabı vardı— şöyle dedi: — Anam ve babam, sana feda olsun, Abdülkays heyetini sana müjdelemeye geldim. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu: «Ey Ömer, bunlar sana nereden (ne zaman geldi)?» Ömer ; — Bunlar, şu arkamdakilerdir, yaklaşmışlardır, dedi. Adam böylece anlattı. Bunun üzerine Peygamber: «Allah şana hayır müjdesi versin!» buyurdu. (Hz. Peygamber etrafındaki) topluluk oturdukları yerde hazırlanmaya başladılar. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de oturuyordu. Sonra hırkasının eteğini elinin altına bırakıp, onun üzerine yaslandı ve ayaklarını uzattı. Sonra heyet geldi; Muhacirlerle Ensar buna sevindi. Onlar, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) i ve ashabını görünce, bunlara sevinçlerinden ötürü hayvanlarını salıverdiler ve koşarak geldiler. Topluluk onlara yer açtı: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bulunduğu hal üzere yaslanıyordu. (Heyet başkanı) Eşecc geri kaldı. —Bu adam, Münzir ibni Âiz ibni Mün-zir ibnil-aris îbni'n-Numan ibni Ziyad ibni Asar'dır. — (Arkadaşlarının) hayvanlarını bir araya toplayıp onları çökertti ve yüklerini indirdi, mallarını da bir yere topladı. Sonra kendisine ait bir heybe, çıkardı ve üzerinden yolculuk elbisesini çıkarıp iyi elbise giydi. Sonra dönüp ağır ağır yürümeye başladı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sordu : «Sizin büyüğünüz, başınız ve söz sahibini?, kimdir?» (Yirmi kişilik heyetin) Hepsi onu gösterdiler. Peygamber: «Büyükîerinizisra oğlu bu mu?» buyurdu. Heyet (olarak) dediler ki: — Bunun ecdadı cahiliyet devrinde bizim büyüklerimizdi. Bu, İslâm dinine girmeye bize Öncüdür. Nihayet Eşecc yaklaşınca bir kenarda oturmak istedi. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de oturur vaziyette doğrulup, şöyle buyurdu: «Buraya, ya Eşecc!» Onun Eşecc olarak ilk isimlenişi bugün olmuştu, O, henüz sütten kesilmişken bir merkep ayağı ile ona vurmuştu da, yüzünde ay biçiminde iz olmuştu. Böylece Peygamber onu yanma oturttu, ona iltifat etti ve faziletini ashaba bildirdi. (Heyet olarak gelen) topluluk da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e teveccüh edip (dinlerini öğrenmek için) ona sormaya durdular. Peygamber de onlara bildiriyordu. Nihayet sözün arkası gelince Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): «Beraberinizde azığınız var mı?» buyurdu. Onlar: EVet, deyip sür'atle kalktılar; onlardan her biri kendi eşyasına gitti. Arkasından avuçları ile bir hurma yığını getirdiler. Bu hurmalar Peygamberin önünde deriden bir yaygı üzerine kondu. Peygamberin Önünde de iki arşından az ve bir arşından çok (yaprakları soyulmuş) bir hurma çubuğu vardı: Peygamber ona dayanırdı. Onu yanından pek nadir ayırırdı. Peygamber bu çubukla o hurma yığınına işaret edip, şöyle buyurdu: «Buna Ta'dûd İsmini veriyorsunuz?» Onlar; — Evet, dediler. Peygamber : «Buna Sarefân diyorsunuz?» Onlar : — Evet, dediler. Peygamber; «Buna Berna diyorsunuz?» Onlar: — Evet, dediler. Peygamber şöyle buyurdu: «Bu, 'hurmanızın en hayjrhsıdir ve sizin için en fay dalışıdır.» Cemaatin büyüklerinden biri; Bereket yönünden en büyüğüdür, (şeklinde Hadîs-i Şerifi nakledip) söylemiştir. — Gerçekten bizde adi hurma vardı ki, biz onu develerimize ve merkeplerimize yedirirdik Ne zaman ki, biz bu seferimizden döndük, bu hurmaya rağbetimiz büyüdü ve onu dikip ektik. Öyle ki, meyvalarımız hep ondan oldu ve bereketi de biz bunda gördük.[1128] Abdü'l-Kays kabilesi hakkında Prof. Mubammed Hamİdullah bize şu bilgiyi vermektedir : «Abdülkays kabilesi Bahreyn'in güneyinde ikâmet ederdi ve Temîm'Iİlerle birlikte bu bölge halkını paylaşırdı. İbnİ H a n b e l'İn bildirdiğine göre Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Selîem), Abdülkays'iann memleketlerine Basra Körfezi üzerinde seyahatler yapmıştı. Muhtemelen ticaret kervanları ile yaptığı bu yolculukların canlı hatıralarını her zaman muhafaza etmiştir. M a k r î z î 'den öğrendiğimize göre, hicretin üçüncü yılında Uhud meydan muharebesi sırasında Abdülkays'iann bir kısmı Medine'ye geldi. Belki de bu bir yiyecek kervanı İdi. Aynı yazarın İşaret ettiğine göre, Hz. Pey-gamber'in Müstalik Oğullarına karşı seferi esnasında Abdülkays landan bir kişi yolda Peygamber'e rastladı ve müslüman oldu. Bundan sonra Islâ-miyetin bu kabile içinde inkişafı oldukça önemli olsa gerektir. Çünkü I b n i S a ' d 'dan öğrendiğimize göre, Peygamber (Salîallahü Aleyhi ve Selîem) Bahreyn halkf vasitasiyle bu kabilenin Medine'ye yirmi kişilik bir heyet göndermesini istedi. Kaynak bütün delegelerin gayr-i müslİm olduğunu, hatta aralarında bir hıristiyan bulunduğunu açıklıyor. Medine'den sonra cuma namazının kılındığı ilk cami Abdülkays'Iarın ülkesindeki Cüvâsâ şehri camiidir. Abdülkaysİar Peygamber ''İn huzuruna gelince Resûlüllah onlara şöyle buyurdu: «Hoş'geldiniz, ey cemâat. İtibarınızı kaybetmiyeceğiniz gibi, pişman da olmayacaksınız.» Onlar cevap verdiler: — Ey Allah'ın Resulü! Bizi senden ayıran ve alıkoyan Mudar kabilesi müşriklerinin arazisidir. Allah'ın sulh ayları dışında istediğimiz zaman sana gelemiyoruz. Bİze Cennef'e girmemiz İçin yetecek olan İslâm'ın hükümlerini öğref. Biz de onları, bölgemizde müslüman olmayanlara öğüt olarak bildirelim. Resûlüilah onlara şöyle buyurdu : «Size dört şeyi emrediyorum ve size dört şeyi yasaklıyorum: Eşi ve ortağı olmayan yalnız bir Allah'a ima» edip, her gün beş vaıkit namazlarınızı kılmanız gerekir.: Zekât vermcnia farzdır. Ramazan ayı boyunca oruç tutmanız şarttır. Ganimetin beşte birini hazineye vermeniz lâzımdır ve ben size sarhoşluk veren içkileri yasak ediyorum...» Peygomber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)"in Abdülkays'lara yazdığı bir mektubun metnine sahip bulunmaktayız Bu, Allalh'ın Resulü lYluhammed'in Abdülkays ve Bahreyn'deki arazilerinin halkı ve İha valisi lehine yazısıdır: (Tesbit ettim) ki, siz bana tslâ-miyete teslim olarak, Allah'a ve.Kesûlüne inanarak; geldiniz ve onun dinînin hizmetine girdiniz. Şu halde sevdiğinizde ve sevmediğinizde Allah'a ve Resulüne itaat etmenizi, namazları kılmanızı, zekâtı ödemenizi ve Bey-tulla'hı hac etmenizi ve oruç tutmanızı diliyorum. Kendi aleyhinizde (tatbik etmek) zorunda kalsanız bile adaleti gözetmekte pebbt ediniz. Si-Kîn aranızdaki zenginlerin mallarının fazlasından vergiler alıp, sizin aranızdaki fakirler arasında taksim etmeyi taahhüt ediyorum. Mülklerinizden senede hır idefaya mahsus olmak üzere zekât alınacak. Bu da Allah ve Resulünün müsîüman mülkleri mevzuundaki nizamlarına göre aranızdaki fakirlere verilecektir.» Bu kabile ile İlgili diğer bir vesika daha var; fakat hangisinin daha eski olduğunu tayin etmek zordur... (İslâm Peygamberi, Citd : I, s. 265 ve 266, Prof. M. Hamidullah, 1967) Bu Abdülkays heyeti hakkında İ b n i S a ' d t Tobakat'ında şu bilgiyi vermekte olduğunu Fadl'ullah Ceylânı kaydetmektedir: «Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) Bahreyn halkına, kendisine yirmi kişilik bîr heyet gönderdiler diye mektup yazdı. Onlar da başlarında reis olarak Eş ece bulunan bir heyetle geldiler. Eşecc'inadı Abdullah ibni Avf'dır. Beraberinde kız kardeşinin oğlu Münkız ibni H a y y a n da vardı. Abdülkays heyeti, Haris kızı Remle "nin evinde konakladı ve onlara ziyafet verildi. Böylece on gün kadar Medine'de kaldılar. Abdullah ibni Avf (Eş-Eşecc), Peygamber fıkıhdan ve Kur'ân'dan soruyor ve öğreniyorlardı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seliem) onlara hediyefer verilmesini emretti ve Abla h 'ı bunlar üstünde tutarak ona on İki Ukıyye verdi ve M ü n k ı z 'in yüzünü okşadı.» Önemli bir iş hususunda görüşmek için büyük şahsiyetlere gönderilmek üzere bir millet arasından seçilen seçkin kimseler grubuna Arap dilinde Vefd = Heybet, delege denir. Seçilen bir kişî olursa buna Vâfİd denir. N e-vevî'nin beyanına göre, bu Vefd = Heyet ondört binİtliden ibaretti ve reisleri E I - E ş e c c idî. Gelişlerinin sebebi şu olmuştu : Eş ecec 'in yeğeni bulunan Münkız İbni Hoyyan, cahiliyet devrinde Yesrib'e (Medine'ye} ticaret maksadıyla giderdi. Hicretin 9. yılında Mekke fethine çıkmadan önce ve haccın farz kılınmasından birkaç ay evvel M ü n k ı 2 ticaret malları ile Yesrib'e (Medine'ye) gitmişti. Münkız bir yerde otururken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona tesadüf etti. Münkiz, Pey-gamberi görünce ayağa kalktı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona sordu : «— Ey Münkız ibni Hayyan, kavmin ve cemaatin nasıl?» Sonra onların eşrafını teker teker isimleriyle sayarak onlardan sordu. Münkız de islâm'ı kabul etti ve Fatiha Sûresi ile İlk nazil olanSûresini öğrendi. Sonra memleketine dönerken Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) onunla birlikte Abdülkays kabilesine bir mektup gönderdi. (Yukarda metni verilen mektubun olması muhtemeldir.) Münkız bu mektubu götürdü, fakat bir müddet bunu sakladı. Sonra karısı bunun. hareketlerinin farkına vardı. Karısı, Eş ece'in kızı idi. Babasına dedi ki : — Kocam Münkız, Medine'den döneli onda acayip haller görüyorum : Yüzünü, el ve ayaklarını yıkıyor. Bu tarafa dönüyor ve eğilip kalkıyor. Geleli beri bu onun bir âdedi olmuştur. Nihayet Eşecc, Münkız ile karşılaştı ve bu meseleyi konuştular. Bunun üzerine Eşecc'în kalbine islâm'a meyil düştü. Sonra Eşecc, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in mektubunu kavmine götürüp onlara okudu. Böylece onların kalbine de İslâm sevgisi düştü. Nihayet Hz. Peygamberle görüşmek üzere sefere çıkmaya karar verdiler ve yola girdiler. Medine'ye yaklaştıkları zaman Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem) yanında oturan ashabına : «Doğu halkının hayırlısı olan Abdülkays kabilesinin heyeti size geldî.» buyurdu; Münkız İle Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'İn konuşmasından anlaşıldığına-göre, Hz. Peygamber daha önce Bahreyn'i gezmiş ve Abdülkays kabilesi İleri gelenleriyle tanışmıştı. Bu tanşma Bi'setten önce ticaret kervanlarına katıldığı yıllarda olsa gerektir. Asıl Hadîs-i Şerifin edeb ve ahlâkla ilgili kısmına gelince : Insan arkadaşlar) İle bir arada otururken ayaklarını uzatabilir ve yanı üstü eline dayanarak yatabilir. Ciddî hallerde ve hatırı sayılır kişilerin gelişlerinde İse oturup doğrulmak gerekir. Peygamber Efendimizin buradaki hareketlerin Eş ece'in hal tercemesî için 587 sayılı Hadîs-i Şerîf açıklamasına bakılsın. Orada İsmİ Münzir İbni Âiz olarak geçer. İsmi üzerinde ihtilâf vardır. (Hadîs-i Şerifi İmam Ahmed tahriç.etmiştir.. Fadi'ullah : C. II, s. 604-609).[1129] [1128] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/558-562. [1129] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/562-565. Konu Başlığı: Ynt: Ayağını öne uzatmak Gönderen: Ceren üzerinde 14 Kasım 2017, 18:13:20 Esselamu aleykum.rabbim bizleri peygamber efendimizin sünnetine tabi yaşayan ve o ahlak üzerine yaşayan kullardan eylesin inşallah. ..
Konu Başlığı: Ynt: Ayağını öne uzatmak Gönderen: Mehmed. üzerinde 14 Kasım 2017, 18:23:55 Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri sünnet i seniyyeden ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun.
|