> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Edebiyat > İhsan Deniz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İhsan Deniz  (Okunma Sayısı 1352 defa)
22 Mayıs 2012, 11:51:33
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Mayıs 2012, 11:51:33 »



İHSAN DENİZ: TOPLU ŞİİRLERDE GÜCÜMLE VE GÜÇSÜZLÜĞÜMLE YÜZLEŞTİM

Yakup ÖZTÜRK • 46. Sayı / EDEBİYAT GÜNDEMİ


Bu sayfalarda daha önce Haydar Ergülen’e “Bir şair yeni bir şiir dosyası yayımlamakla, şiirlerini toplu hâlde okura sunmak arasındaki duyguyu nasıl yaşar?” diye sormuştum. Toplu şiirleriniz Buz ve Fire’den hareketle bu soruyu size de yönelterek başlamak istiyorum.

Toplu şiirler, önünde sonunda bir “muhasebe” anlamı taşıyor. Şair, kendi şiirine dışarıdan biri olarak bakmayı öğrendiyse o güne kadar, nereden, nereye ve ne kadar yol aldığını, eksiklerini, zayıf yanlarını, kısaca eksilerini ve artılarını tespit etme imkânını buluyor. Ben, kendi payıma Buz ve Fire’ye bakarken, söz konusu şiir zeminindeki farklı kulvarların beni nereye ulaştırıp ulaştırmayacağı hususunda da birtakım izlenimler edindim. Yani şiirim konusunda, geleceğe dair kimi olumlu-olumsuz ipuçları buldum. Neyi, ne kadar söyleyebileceğimi az çok hisseder oldum. Çapımın farkına vardım, haddimin ve hududumun da… Hâsılı Buz ve Fire, estetik ve poetik anlamda gücümle ve güçsüzlüğümle yüz yüze geldiğim, kaldığım bir toplam oldu.

Duygu olarak ise dil alanında kendime ait bir yerin varlığından (yeniden) haberdar oluşun verdiği hazzı ve neşeyi yaşattı bana bu kitap. Söz sahibi olmanın keyfini… Ve esasen bütün bunların birer kıy-lü kaal mesabesinde kaldığını da...     

Seksen kuşağının öne çıkan şairlerinden birisiniz. Bir şair içinde bulunduğu dönemin atmosferi ne olursa olsun yazdığı şiirle adından söz ettirir yargısına katılır mısınız?

Poetik anlamda olumsuz bir dönemin içinde yaşayan “iyi” bir şairin şiiriyle adından söz ettirme şansı, o olumsuz poetik rüzgârın dineceği döneme, vasata nazaran daha fazla değildir bana sorarsanız. Zira, bir dönemin belli başlı karakteri ve ağırlık merkezi ne tür bir poetik kümelenmeyi imliyorsa, dışardan bakış ve değerlendirmelerde o döneme ait her şair söz konusu algının bitişiğine hizalanır çoğu zaman. Şöyle bir örnekle açıklayayım bu meseleyi: Kötü şiirler basan bir derginin ara sıra yayınladığı iyi şiirler, hâkim algının tesirinden kurtulamaz. O dergi kötü şiirler basmaktadır. Söz konusu algıyı Cemal Süreya veya İlhan Berk ya da Cahit Zarifoğlu şiiri bile dönüştürmekte zorlanır. Ve elbette tersi de geçerlidir. Bakınız 70’li yıllar şiirine. Döneme hâkim olan atmosferin, eğilimlerin bünyesine uymayan birkaç şair ayrıksı tavırlarıyla estetik bakışı önceleyen şiir ilgilileri nezdinde bir parlayışa imza atmışlardı belki o yıllarda; ama sahici tutumlarının, şair duruşlarının, estetik yönelişlerinin gerçek karşılığını ancak yeni dönemle birlikte görebilmişlerdi.

80’li yıllarda yazan şairlerin hemen hepsi 5-10 sene önce gelmiş olsalardı, öyle zannediyorum ki, bugün bulundukları konumda olmazlardı. İyi bir dönemin poetik iklimi, her şairi daha iyi yazması için, daha başarılı eserler vermesi için kışkırtır. Pek tabii, şöyle bir şey de var: Yazılan şiir ortada iken, şairin adından söz ettirmesi hayatî bir mesele midir? Değildir elbette, olmaması gerekir. Zira, sonuçta şairin şiirin önüne geçmesi handikabı nelere mâl oldu, görüyoruz! 

Şiire başladığınız yıllarda İslamcı ya da sosyalist şair tanımlamaları vardı. Bugünden geriye baktığınızda bu sıfatların “şiir”in akıbetine halel getirdiğini düşünüyor musunuz?

Geçici “halel”ler söz konusu olsa da, kalıcı olarak asla! 80’li yıllarla birlikte poetik algı evrildi, dönüştü, kendine geldi. Bu tür in-estetik tanım ve vurguları belki bir “ayırt etme” ameliyesi olarak mazur görebiliriz kimi zaman; oysa şiirin bizatihî kendi poetik dokusuna dönük bir işlevselliği asla barındırmaz şucu-bucu şiir tanımlamaları. Bu hususta çok fazla yazı yazan ve söz söyleyen biri olarak, doğrusu hâlâ bunları tartışıyor olmak beni yeterince sıkıyor! Ne diyeyim yani? 

İlk kitabınızdan bu yana yaklaşık 25 yıl geçti. Son kitabınız “Daima Unutma”yı önceki kitaplarınızdan farklı bir biçimde hazırladınız. İki mısralık şiirlerle… Bundan sonra da farklı bir biçim ya da tek bir konu etrafında şiirler yazmak gibi düşünceleriniz var mı?

“Daima Unutma” kendiliğinden ikilikler ve esasen kocaman bir soru işareti olarak doğdu. Cevabını da içinde barındıran bir soru işareti! Yönelişi bakımından bir arınma çabası belki. Dile yön verme iştiyakı yer yer… Sade, günlük deyişle “anlaşılır” şiirler! Yazılması kolay sanılan şiirler! Daha önce de çeşitli vesilelerle söyledim: “Daima Unutma” eksik kalmış bir kitap oldu. Mamafih, estetik ve poetik açılımı bakımından kendi içindeki bütünlüğü sağlıyor bana göre. Ancak söz konusu açılıma güç katacak kimi şiirler yazılmadı. Hâlet-i rûhiye itibariyle o dönem, birden kesilen bir süreç olarak yaşandı. Kısmet böyleymiş… Şiirlerin genel karakterine uygun düşecek bir takım şiirler yazabilirdim, yani kitabı uzatabilirdim belki, ancak bu hiç de sahih bir hâl olmazdı. Kimi kandıracaktım? Okuyucuyu mu? Belki… Ya kendimi?

Ben hiçbir zaman bir kitabımı düşünerek, enine-boyuna tasarlayarak, ölçüp biçerek, masa üstünde hesap ederek, kurgulayarak yazmadım. Geçtiğimiz aylarda tamamladığım ve yakın bir zamanda basılacak olan son şiir kitabım “Baht-ı Siyâh” için de geçerli bu söylediklerim. “Baht-ı Siyâh” uzun bir şiir olarak doğdu ve 22 bölüm hâlinde tamamlandı. İnsan hissediyor…  Ruh durumu, tecrübeleri, izlenim ve algıları, sezgi dünyası hangi başlangıcın nereye dek uzanabileceğini kestirebiliyor az çok. Bu bağlamda “Baht-ı Siyâh” daha ilk mısraından itibaren uzun bir şiir, tek şiirlik bir kitap olacağını hissettirmişti bana. Ben uzun şiiri severim. Okumayı da yazmayı da… Yıllar geçti, bu uzunlukta bir şiir yaz(a)mamıştım. Bu durum, büyük ölçüde yaşantı izlekleri ve o izleklerle örtüşen hâlet-i rûhiye ile ilgili, en azından benim için böyle. Çok kuvvetli bir his, algı yoğunlaşması, farklı bir tecrübe yaşamadan yazılamaz uzun şiir. Elbette, “uzatılmış” şiirden söz etmiyoruz! “Baht-ı Siyâh” benim hayatımda derin kırılmalara mâl olan bir tecrübenin ardından geldi. Tematik özünü ve yayılışını göz önüne aldığımda, doğrusu, hiçbir zaman böyle bir kitap yazmak istemezdim… Mecbur kaldım.

Şiire uzun yıllardır emek veren bir şair olarak, bugünün şiir ortamı hakkında kısaca neler söylemek istersiniz? Şiir günleri, şiir dergileri, fanzinler, genç şairler...

İyi şiir örnekleriyle kötülerin aynı paydayı, ortamı, iklimi paylaştığı bir süreç yaşanıyor uzunca bir zamandır. Puslu bir hava… İlginçtir: Bazı genç arkadaşlar yazdıkları şiiri kimi tanımlama, (daha doğrusu) yaftalamalarla öne çıkarmak, parlatmak peşindeler. Hemen hepsi birer fantezi! Şiir kendi kuvvetini kendinden almadığı müddetçe, ortamı “fantezi”lerle ne kadar beslerseniz besleyin, olmaz, tutmaz bu yama. Neo-epik, madde-şiir, görsel şiir vs... Nedir bunlar? Şairin kendi kendine şiirine bir varlık verme çabası… Şiir tanımlamalardan değil, tanımlamalar şiirden kuvvet bulmalı. Siz şiirinizi yazın, gün gelir şiirinize uygun tanımlama elbet bulur şiirinizi. Bu acelecilik niye? Batı dünyası bu “fantezi”leri çoktan yaşadı. İyi şiir yazan üç-beş genç şair kenarda, sessiz. En çok bunların sesi çıkıyor. Zannedersiniz ki, Türk şiiri büyük bir devrim yaşıyor! Komedi!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İhsan Deniz
« Posted on: 25 Nisan 2024, 07:07:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İhsan Deniz rüya tabiri,İhsan Deniz mekke canlı, İhsan Deniz kabe canlı yayın, İhsan Deniz Üç boyutlu kuran oku İhsan Deniz kuran ı kerim, İhsan Deniz peygamber kıssaları,İhsan Deniz ilitam ders soruları, İhsan Denizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes