Konu Başlığı: Sahabe Kavli Ve Kıyas Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Eylül 2011, 12:29:59 h) Sahabe Kavli Ve Kıyas Haber-i vâhid ve kıyas konusunu incelemişken, sahabe kavlinin kıyasla yapılan bir mukayesesine burada temas etmek yerinde olacaktır. Çünkü sahabe kavlinin dayandığı başlıca temel yine sünnettir. Serahsî'nin, Cassas'tan nakline göre, Ebu'l-Hasen el-Kerhî, şöyle demiştir: "Ebu Yusuf’un bazı meselelerde şöyle dediğini görüyordum: 'Kıyas böyledir, ancak bu kıyası eser yüzünden terk ettim. Bu eser de sahabeden birinin kavlidir'. Bu, Ebu Yusufun görüşünün, sahabi kavlini kıyasa takdim etmek olduğunu açıkça göstermektedir. Bana (Kerhî) gelince, bu görüş benim hoşuma gitmiyor".[924] Serahsî, Kerhî'nin, Ebu Yusuf tan naklettiği bu görüşün bir çok meselede Hanefi imamlarının genel görüşü olduğunu belirterek şu örnekleri verir: "Abdest ve guslün her ikisinde de ağıza ve buruna su almak kıyasen sünnettir. Ancak biz kıyası, İbn Abbas'ın kavliyle terk ettik. Yaranın ucunda beliren, fakat akmayan kan, kıyasa göre abdesti bozmasına rağmen, İbn Abbas'ın kavline labi olarak bu kıyası terk ettik. Bir gün, bir gece veya bundan daha az süreli bayılmalarda, kıyasen, kılınamıyan namazların kaza edilmemesi gerekirken, bu kıyası Ammar b. Yâsir'in ameli üzerine terkettik. Hastanın, vârisi için yaptığı ikrar, kıyasen caiz olmasına rağmen, İbn Ömer'in kavliyle biz bundan vazgeçtik. Ebu Hanife ve Ebü Yusuf a göre üç güne kadar parası ödenmemek şartıyla yapılan bir alışveriş kıyasen fasiddir. Ancak İbn Ömer'den rivayet edilen bir eser üzerine bunu terk ettik". [925] Hadis ehlinden bazılarının, kıyası, ancak Hulefâ-i Râşidın'in kavilleri karşısında terkettiklerini kaydeden Serahsî, kıyas varken sahabe kavlini dikkate almayan Kerhînin de bu görüşünü şu delillere dayandırdığını zikreder: "Cenab-ı Hak, "Ey basiret sahipleri, ibret alın" [926]buyurmuştur. Buradaki itibar (ibret), nass olmayan yerde kıyas ve reyle ameldir. Yine Cenab-ı Hak, "bir şey üzerinde çekişirseniz, onu Allah'a ve Resulüne -yani Kitab ve Sünnete- havale edin" [927]buyurmuştur. Ayrıca, Muaz hadisi de bu konuda hüccettir. İşte bütün bunlar, Sünnetin dışında, reyden (ictihaddan) başka bir şeyle amel edilemiyeceğine delildir".[928] Serahsî, birinci görüşü, yani sahabe kavlinin kıyasa takdim edileceği görüşünü benimsemekte ve şöyle demektedir: "Hiç şüphe yok ki, vahiy sahibinden işitme ihtimali, sırf reye takdim edilir. Bu yönden sahabe kavlinin reye takdimi, haber-i vahidin kıyasa takdimi gibidir. Şayet sahabe kavli, kendi reyinden neş'et etmiş ise, onların reyleri diğerlerinden daha kuvvetlidir. Çünkü onlar, Resulullah (s.a.v.)'ın olaylar hakkında verdiği hükümlerin beyan tarzına ve nassların nazil olduğu hallere şahit oldular.[929] Onun için biz deriz ki: Sahabeden birinin kıyasa uygun düşmeyen görüşü, amel konusunda nass gibi bir hüccettir ve onunla kıyas terk edilir". [930] Reyle bilinemiyecek hususlarda tek sahabi kavlinin hüccet olduğunun bütün Hanefi ulemasınca kabul edildiğini belirten Serahsî, mesela, mehrin asgari miktarının 10 dirhem olduğunu bildiren Hz. Ali'nin kavlini, nifasın azamî süresinin 40 gün olduğunu bildiren Osman b. Ebi'l-As'in kavlini ve çocuğun anne karnında iki seneden fazla kalamıyaeağım bildiren Hz. Ali'nin kavlini benimsediklerini kaydeder. [931] Hanefi mezhebinde, sahabe kavlinin kıyasa mukaddem olduğunu belirten Debbusî'ye göre, bu kavlin diğer sahabi görüşlerine muhalif olmaması gerekir. Aksi takdirde, o görüşün Resulullah (s.a.v.)'dan işitilmiş olamıyacağı anlaşılır.[932] Şafiî ise, sahabeyi taklidi caiz görmediği gibi, onların görüşleriyle ameli de kabul etmez.[933] [924] (Serahsî, Usul, II, 105. [925] Age.,II, 106. [926] Haşr: 2. [927] Ahzab: 36. [928] Serahsî, Usul. II, 106-107 [929] Age., II, 108. [930] Age., II, 110. [931] Age., II, 110. [932] Debbusî, Te'sisü'n-Nazar, 55. [933] Age., 55. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 163-164 |