๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Eylül 2011, 13:57:20



Konu Başlığı: Muhammed b. İdris eş Şâfiî
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Eylül 2011, 13:57:20
7- Muhammed b. İdris eş-Şâfiî (Ö. 204)


Beyhakî'nin bildirdiğine göre, Şafiî, Irak ehlinin hadislerine ihtiyatla yaklaşan kimselerdendir. Yunus b. Abdüla'lâ'ya eliyle Irak tarafını işaret ederek şöyle der:

"Buradan sana gelen şeylere, -Hicaz veya Medine'ye işa­retle- şuradan aslı olmadıkça itibar etme" [1386]Ayrıca o, "eğer Şu'be b. el-Haccac olmasaydı Irak'ta hadis bilinmezdi" [1387]demektedir.

Daha sonra Beyhakî, Şafiî'nin daha mutedil bir görüşüne yer verir. O şöyle demiştir:

"Irak ehlinden ve beldemiz ehlinden doğruluk ve hıfzıyla maruf olan kimsenin hadisini kabul eder, onlardan ve bizim beldemizden ga­latla maruf olan kimsenin hadisini reddederiz. Bu konuda kimseye müsama­ha etmeyeceğimiz gibi, kimseye de haksızlık yapmayız".[1388]

İnsaflı her ilim adamının görüşü olması gereken Şafiî'nin bu ifadesi ne yazık ki, başkaları tarafından ona isnad edildiği muhtemel bazı rivayetlerle gölgelenmek istenmiştir.

İbn Ebî Hatim er-Râzî (ö. 327) ve Hatib Bağdadî (ö. 463) nin kitapla­rında yer alan bu rivayetlerden bazıları şöyledir: Şafiî şöyle demiş oluyor:

"Ebu Hanife, önce bir meseleyi yanlış ola­rak vaz1 eder, sonra kitabın hepsini ona kıyas ederdi.[1389]

"Ebu Hanife ashabının kitaplarına baktım. Hepsi 130 varaktı. Bunlar­dan seksen varakı Kitap ve Sünnet'e muhalifti".[1390]

"Ebu Hanife'nin reyini sihirbazın ipine benzetiyorum. Şöyle çekersen sarı, böyle çekersen yeşil gelir".[1391]

Rivayetler bu kadarla da kalmıyor. Şafiî vasıtasıyla, Ebu Hanife'nin Kur'an ve Hadis cahili olduğu, talebesi İmam Muhammede ikrar ettiriliyor. İmam Muhammed, İmam Şafiî'ye şöyle der:

"Bizim arkadaşımız (Ebu Hanife) nin susması, sizin arkadaşınız (Malik) in de fetva vermesi yakış­maz. Şafiî şöyle der:

"Allah iyiliğini versin, bizim arkadaşımızın Allah'ın Kitabı konusunda alim olduğunu bilmiyormusun? İ.M.: Evet (biliyorum). İ.Ş.:

Allah iyiliğini versin. Arkadaşımızın, Resulüllah'ın hadisi konu­sunda alim olduğunu bilmiyor musun? İ.M.:

Evet (biliyorum). İ.Ş.:

Resulüllah'ın ashabı arasındaki ihtilaflar konusunda alim değil miydi? İ.M.:

Evet.İ.Ş.:

Peki akıllı biri miydi? İ.M.:

Hayır. İ.Ş.:

Allah iyiliğini versin, senin arkadaşının (Ebu Hanife) Allah'ın Kitabının cahili olduğunu bilmiyor musun? İ.M.: Evet (biliyorum). İ.Ş.:

Resulüllah'ın hadisi ve ashabın ihtilafları konusunda cahil değil miydi? İ.M.:

Evet. İ.Ş.:

O, akıllı biri miydi? İ.M.:

Evet. İ.Ş.:

Bizim arkadaşımızda üç haslet vardır ki, bunlarsız fetva olmaz. Sadece bir konuda eksiği var. Sizin arkadaşınızda ise üç haslet yok sadece biri var. Onun için diyoruz ki, bizim arkadaşımızın konuşması, sizin arka­daşınızın susması gerekir".[1392]

Adeta mahalle çocuklarının, babalarının marifetleri konusunda yaptık­ları ağız kavgası tarzında düzenlenen bu rivayet, bu imamların birbirlerine olan gerçek muamelelerini yansıtmaktan çok uzaktır. Zira bu imamlar, birbirleri ile bir talebe-hoca münasebetinden başka, olgun bir ilim adamı hüvi­yetiyle ilmî alışveriş ve ciddî münazaralarda bulunmuşlardır. İmam Mu­hammed, İmam Malik'in Muvattaını rivayet etmiş, İmam Şafiî de İmam Muhammed'in kitaplarından istifade etmiştir.[1393] Yine İmam Muhammed, Medine ehline bir nevi reddiye şeklinde kaleme aldığı Kitabü'l-Hucce'sinde İmam Malik'e karşı; İmam Şafiî de Kitabü'l-Ümm'ünde, İmam Muhammed'e karşı hep ilmî ve müdellel itirazlar yöneltmişler, yukarıda zikrettiği­miz türden amiyane ağız kavgalarına girişmemişlerdir. Üstelik İmam Şafiî daha önce de belirttiğimiz gibi, fıkıh konusunda herkesi Ebu Hanife'nin ço­cuğu saymış [1394] hocası İmam Muhammed hakkında da takdirkâr ifadeler kullanmıştır. Divanında yer alan, Ebu Hanife için söylediği şu şiir son de­rece anlamlıdır: "Müslümanların imamı Ebu Hanife, hükümleri, rivayetleri ve fıkhıyla beldeleri ve üzerinde yaşayanları, Zebur ayetlerinin kitap sayfa­larını süslediği gibi zinetlendifdi. Ne doğulular ne batılılar arasında ne de Kûfe'de onun benzeri yoktur. Rabbimizin rahmeti o sahife okunduğu sürece ebedi olarak onun üzerine olsun".[1395]



[1386] Beyhakî, Marifetü's-Sünen vel-Âsar, I, 63. Şafii'nin, senedi sahih olsa bile, Hicaz'dan bir aslı olma­dıkça, Irak hadislerini kabul etmediği şeklinde bir rivayet için bkz., Beyhakî, Menâfabu'ş-Şafii, I, 526.

[1387] Beyhaki, Marifetü's-Sünen, 1.64; Ddâilü'n-Nühüvve, I, 46.

[1388] Beyhakî, Marifetü's-Sünen, 1.64.

[1389] İbn Ebi Hatim, Âdâbu'ş-Şafii ve Menâkıbuhu, 171.

[1390] Age., 172.

[1391] Age., 172 Bu rivayetlerin tenkidi için bkz. Te'nîb, 137-140.

[1392] İbn Ebi Hatim, Âdâbu'ş-Şafri, 201-202. Benzer bir rivayet için bkz. İbn Abdilberr, el-İntikâ, 24-25. Bu rivayetin tenkidi için bkz. Kevserî, Bulûğu'1-Emânî, 12, 27.

[1393] Kevserî, Te'nîb, 138.

[1394] İbnTeynıiyye, Minhâcü's-Sûnne, II. 619.

[1395] Şiirin aslı için bkz. Divanül-İmam eş-Şafii. 77. Bu şiir son beyti farklı, 2. beytimle ile ufak bir değişiklikle Abdullah b. Mübarek'e atfedilmiştir. Bkz. Saymeri, 90 ve el-Fihrist 284. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 235-237