Konu Başlığı: Ebu Hanife yi Cerhedenler Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Eylül 2011, 13:03:49 II- Ebu Hanife’yi Cerhedenler Ebu Hanife'yi hadis yönünden tenkid edenler genellikle iki nokta üzerinde çok dururlar: 1- Rey ve kıyası fazlaca kullanması 2- Sahih sünnete muhalefet etmesi. Ebu Hanife ve ashabının, rey ehli olarak isimlendirilmelerinin menşei ve sebeplerini giriş bölümünde incelemiş, yerine göre Ebu Hanife'nin hadisçilerce zayıf kabul edilen bazı hadisleri bile kıyasa takdim ettiğini örnekleriyle görmüştük. Hadis ve Sünnete karşı genel tutumundan bahsederken, Ebu Hanife'nin sahih hadise karşı kasdî bir muhalefetinin sözkonusu olamıyacağını da belirtmiştik. Ebu Hanife'nin hadise muhalefeti konusunda günümüze kadar süregelen iddialara verilen çeşitli cevaplar yanısıra, son asırda mezheplere ve mezhep taklitçiliğine hücum sadedinde ortaya çıkan bir gruba yöneltilen şu cevap, meseleye açıklık getirmesi bakımından önemlidir. Hintli müellif şöyle der: "Asırların en kötüsünde (son asır) imamlara söven, onları taklidi kötüleyen ve bunu terke davet eden sapık bir grup peydahlandı. Halbuki bunların bütün töhmetleri ve her türlü delilleri bu konuda kendilerinden önce gelenleri taklide dayanmaktadır. Çünkü onlar şöyle diyorlardı: "Ebu Hanife falan meselede sahih hadise muhalefet etti". Şayet, "onun sahih hadis olduğunu nerden bildin?" dersen, "Hafız (İbn Hacer), el-Feth (u'l-Bârî) de, falan ve falanca da başka yerlerde bunu tashih ettiler (sahih saydılar)" derler. Bilmezler ki, eğer Ebu Hanife'yi taklid caiz değilse, İbn Hacer gibi birini taklid nasıl caiz olur? Madem taklidi haram sayıyorsunuz, nasıl olur da Ebu Hanife'nin tashih ve taz'ifde (hadisleri sahih ve zayıf kabul etmede), İbn Hacer ve benzerlerini taklidini gerekli görüyorsunuz? Nasıl olur da Ebu Hanife'nin hadis tashihi anlayışının, İbn Hacer ve diğerlerinin hadis tashihi anlayışlarına uyması beklenebilir? Gerçekte onlar, müçtehitlerden daha aşırı taklitçidirler. Çünkü mukallidler, ancak müçtehit olmayanın, müçtehit olam taklidini gerekli görürken, onlar bizzat müçtehitlerin, müçtehit olmayanları taklidini gerekli görüyorlar". [1352] Hintli müellifin de işaret ettiği gibi, Hz. Peygamber zamanına yakınlık itibariyle, Ebu Hanife'den çok sonra yaşamış olanların -bunlar hadisçi dahi olsalar- onu hadise muhalefetle suçlamış olmaları, garip bir çelişkiyi de bünyesinde barındırmaktadır.[1353] Şöyle ki, Ebu Hanife ve ondan önceki dönemde sıhhati tespit edilememiş bir hadisin sahih olduğuna daha sonra kim ve nasıl karar verecektir? Veya Ebu Hanife'nin tercih edip kullandığı bir hadisin ondan asırlar sonra zayıf olduğunun tespiti ne derece makuldür? İşte bu yüzden ve daha önce de belirttiğimiz hadiste tashih ve taz'if işleminin bir bakıma içtihadı bir iş olması dolayısıyla Ebu Hanife'ye yöneltilen, hadise muhalefet suçlaması izafi bir mahiyet taşımaktadır. Bunu söylerken, Ebu Hanife'nin tercih ettiği her rivayetin doğruluğundan emin olduğumuzu belirtmek istemiyoruz. Çünkü bu, hiç kimseye nasip olmamış bir keyfiyettir. Zira Hz. Peygamber'in bütün söz ve fiillerinin tam ve hatasız bir şekilde sonraki dönemlere aktarıldığı söylenemiyeceği gibi, mezhep imamlarının, sünnetin doğru olarak aktarılan kısmıyla bile, ihticacda yüzde yüz başarılı oldukları da iddia edilemez. Ayrıca sahih olduğu bildirilen rivayetlerin hepsinin, tartışmasız Hz.Peygamber'in sözü olduğunu söyleyebilmek te kolay değildir. Bu hususta, isnad kriterinin yanısıra diğer bazı ölçülerin dikkate alınması zaruridir. Onun için, Ebu Hanife'ye yöneltilen hadise muhalefet iddiaları karşısında bu noktaların gözönünde bulundurulması gerektiği kanaatındayız. Şimdi kendi döneminden başlayarak, Ebu Hanife'yi bilhassa hadisçilği yönünden cerh ve tenkid eden belli başlı ilmî şahsiyetlerin görüşlerine yer vereceğiz.[1354] [1352] Habih Ahmed el-Keyrânevî, Kavaid fi Ulumı'l-Fıkh, 4. [1353] Buna benzer bir tavır da Buharı ve Müslim'in, sahihlerinde, Ebu Hanife'nin rivayetlerine yer vermemiş olmalarını onun hadisçiliği yönünden bir eksiklik kabul etme eğilimidir. Buharı ve Müslim ile Ebu Hanife arasındaki zaman farkı en az bir asırdır ve bu da hadislerin doğru teshili bakımından son derece önemlidir. Ayrıca Buhari, Şafii'den de müsned hiçbir rivayet almadığı gibi, Müslim de Sahihinde Buharı'den hiçbirşey nakletmemiştir. (Bkz. Tehânevî, Ebu Hanife, 68). Bunun dışında, Buhari ve Müslim'in sahihleri bütün sahih hadisleri kapsamadığı gibi, kendileri de böyle bir iddiada bulunmamışlardır. [1354] Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 230-231 |