๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 14 Eylül 2011, 12:09:40



Konu Başlığı: Akıl
Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Eylül 2011, 12:09:40
 
B- Akıl:

 

Rivayet edilen haber, düzenli ve belirli manası olan bir söz olduğu için, onu nakledenin -sözünün muteber olabilmesi için- akıl melekesine sahip olması şarttır. [1039]

Akıl, İlişlerin idrakinin sona erdiği yerde başlayan yolu aydınlatan bir nurdur.[1040] Kâmil ve noksan akıl olarak ikiye ayrılır. Kâmil akıl, yetişkin (baliğ) kimsenin aklıdır. Noksan (kasır) akıl ise, çocuğun aklıdır. Çocuğun haberi hüccet değildir. Çünkü şeriat onu kendi dünyevî işlerinde veli kılmamıştır. Din işleri ise daha önemlidir. Matuh da çocuk gibidir.[1041]

İmam Muhammed'in Kitabü'l-İstihsanda, âdil, fâsık ve kâfirin haberin­den bahsettikten sonra zikrettiği, "söylediklerine akılları erdiği takdirde, ço­cuk ve matuh da böyledir" [1042] ibaresi, çeşitli yorumlara tabi tutulmuş, bir kısmı bu atfın âdil raviye döneceğini ve çocuk ve matuhun bu şartla rivaye­tinin kabul edileceğini savunmuşlardır. Bazıları ise, bunu fâsık raviye atfe­derek, bunların haberlerinin araştırılması gerektiğini belirtmişlerdir.[1043]

Pezdevî ve Serahsî ise, bu atfın kâfir ravi üzerine döneceğini belirterek, çocuğun ve matuhun haberinin de, kâfirin haberi gibi kabul edilmeyeceğini söylemişlerdir. Çünkü sabinin ve matuhun haberleri hüccet olsaydı, onların başkaları üzerine velayetlerini de kabul etmemiz gerekirdi. Başkası üzerine velayet, kendi nefsine velayetin bir parçasıdır. Zira velayette aslolan kendi nefsine velayettir. Kendi nefsine gücü yetmeyenin, başkasına güç yetirmesi mümkün değildir. Sabî ve matuhun ise kendi nefislerine velayetleri olmadı­ğı icmaen sabittir.[1044]

Sahabe, küçüklüklerinde, Hz. Peygamber'den haber almışlar, ancak bu­nu büyüdükten sonra nakletmişlerdir. Eğer küçüğün velayeti delil olsaydı, onlar küçüklüklerinde de naklederlerdi.[1045]

İhtiyat halinde, kâfirin haberi ile -küfrü ve müslümanlara düşmanlığı bilindiği halde- amel caiz olduğuna göre, müslüman çocuğun haberiyle amel, evleviyetle caiz olur. [1046]




[1039] Serahsî, Usul, I, 345.

[1040] Pezdevî, Usul, II, 394.

[1041] Age., II, 395.

[1042] Serahsî, Usul, I, 372

[1043].Age., I. 372.

[1044] Keşfu’l-Esrâr, III. 22-23; Serahsî, Usul. I. 372.

[1045] Keşfu’l-Esrâr, III. 23.

[1046] Age.. III, 24. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 181-182