๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ => Yaşamdan Seçmeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 08 Haziran 2009, 00:10:23



Konu Başlığı: Yazdığımı yarın okuyamayacaksın
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 08 Haziran 2009, 00:10:23
(http://www.gokalpozturk.com/wp-content/uploads/2007/11/yarin1.jpg)

“En güzel yastığın nedir?” diye sorsalardı bana, hiç tereddütsüz “yarın” derdim. Yastık… Başımı usulca bırakıp kendimi unuttuğum yer. Yastık… Gözlerimi kapatıp gövdemi sessizce, dertsizce yarına taşıdığım dem. Yarın… Bugünün telaşlarını savurup fırlattığım loş uçurum. Yarın.. Bugünün ellerinden ellerimi çekip hayatla bağlarımı koparmama bahane eylediğim boşluk.

“Nasılsa yarın var!” deyip de an’ın üzerimizdeki keskin hükmünü törpülüyor değil miyiz? “Yarın yaparım!” deyip de günün içinden duygularımızı, aklımızı, yeteneklerimizi, hasılı varlığımızı çekiyor değil miyiz? Kapatmıyor muyuz gözlerimizi bugünün güneşine, nasılsa yarın güneş yeniden doğacak diye? Kapatmıyor muyuz gönlümüzü bugünün aşkına, önümde çok uzun yıllar var diye? Sevdiklerimizi küstürüyoruz, sevenlerimizi kırıyoruz, umarsız bir maske takıyoruz bugün. Nasılsa yarın telafi ederim diye. Çekmiyor muyuz ellerimizi en ciddi işlerin eteğinden daha zamanı gelmedi diye? Alıp gölgemizi her akşamın hüsranına yatırmıyor muyuz? Sanki hiç yokmuşuz gibi, hiç var olmamışız gibi geçmiyor muyuz günün içinden? Hasretlerimizi, hayallerimizi, ümitlerimizi, beklentilerimizi, özlemlerimizi zamanın kanına katmadan, elimizde meyvesiz kuru tohumlarla kala kalmıyor muyuz?

Yastığımızdır yarın. Alıp başımızı gittiğimiz isimsiz, sınırsız, kuralsız, tanımsız ülkemiz. Aklımızı başımızdan alıp götüren uykumuz. Bugünden kaçışın saydam, sessiz, itirazsız suç ortağı, sırdaşı. Gözümüzü bağlayıp bize habire sayılar saydıran saklambaç arkadaşımız. Sürekli bizi körebe eder yarın. Bizi topal bırakır. Bizi sığlaştırır. Bizi yok sayar. Kendi kıyılarımızdan çeker yüreğimizin inci mercanını. Kentin kuytularında nefesimizi boğuyor, sözümüzü kekeme ediyor.

Yo, yo, suç yarının değil. Yarının ayağımıza gelir gelmez adını “bugün” diye değiştirdiğini unutan bizlerin suç. Yarınlara güvenip de bugünü eğretileştirirken, yarınların birinde kendisine geniş zamanlar düşeceğini hayallerken, “dün”lerde “yarın” diye idealleştirdiği bir “yarın”ı daha elinin tersiyle ittiğini fark etmeyende suç… Bizde!

Şairin dediği gibi “yarın artık bugündür.” Yarın diye beleyip beslediğimiz, hayallerimizle emzirdiğimiz o gelecek günler, o bitmez zamanlar, o geniş zamanlar gelir gelmez, kendimizi içinde sıradanlaştırdığımız bir “bugün” oluveriyor. Yarına ideal yükleyenler, gelen yarının adı “bugün” olduğunda, bütün idealleriyle o günün sabahında var kılmaları gerekir kendilerini. Hayallerini yarınlara güvenerek erteleyenler, yarınlar sıra sıra gelip “bugün” olarak ellerine ayaklarına vardığında, her şeyi bir kenara bırakıp el üstünde tutmaları gerekir bugünü. Sanki son günleriymiş gibi, sanki başkaca ve bir daha yarın gelmeyecekmiş gibi, ruhlarını damıtıp bugünün imbiğinde damıtmaları gerekir yarın sevdalılarının.

Sahi, bugüne kadar kim “yarın” gerçekleştirmiş başarısını? “Yarın” ödev yapan öğrenci oldu mu acaba? Yazısını “yarın” yazmayı başaran bir yazar olmuş mudur?

Hayır, hayır, içimizden hiç kimse “yarın”ı yaşamadı, yaşamıyor, yaşamayacak. Yarınların hepsi bugün oldu, oluyor, olacak… Bugün’e kendini yakıştıramayan, yarınların hiçbirinde gününü gün edemeyecek.

İmrendiğimiz o başarı öykülerinin hepsi kahramanlarının “bugün”ünde gerçek oldu. Bir ömre rengini, istikametini veren kritik kırılmaların hepsi sıradan bildiğimiz herhangi bir saatin içinde olup bitti. “Yarın”a, “az sonra”ya, “hele dur, zamanı değil!”lere yaslananlar, “bugün”lerin içinde siliniverdi, “şimdi”nin kalbine can olamadı, “an”ın göğsünden çekildi. Hiç dokunmadan geçtiler zamanın içinden. Hiç yaşamamış gibi sürüklendiler bugünden yarına..

İspat etmemi ister misin? Ben de bu kısa yazıyı sürekli “yarın”lara erteledim. Ama sonunda oturdum ve yazdım. Ellerimi bilgisayarımın tuşlarına bağladım, koltuğumda hapsettim gövdemi, kalbimi bu satırların karasına mahkûm ettim. Yazıyı, “bugün” yazdım, “şimdi” bitirdim. Sen de “yarın” okuyamayacaksın bu yazıyı. Eminim “bugün” okuyor olacaksın…

Bugünü uyanık geçirmek istersen, “yarın” yastığını başının altından çek, sevgili zamane!

İyi uykusuzluklar!

(alıntı)


Konu Başlığı: : Yazdığımı yarın okuyamayacaksın
Gönderen: boncuk06 üzerinde 08 Haziran 2009, 13:50:01
cok güzel paylaşım eline ve emeğine sağlık arkadaşım...


Konu Başlığı: Ynt: Yazdığımı yarın okuyamayacaksın
Gönderen: Hadice üzerinde 02 Ocak 2011, 22:22:08
gerçektende güzel paylaşımdı..
Bugünü uyanık geçirmek istersen, “yarın” yastığını başının altından çek, sevgili zamane!
çekebilmek duasıyla inşaallah...


Konu Başlığı: Ynt: Yazdığımı yarın okuyamayacaksın
Gönderen: Zehibe üzerinde 25 Ocak 2011, 20:05:02
Çok güzel bir yazı ALLAH c.c. razı olsun paylaşım için...

İşleri ve sevgileri yarınlara ertelemek insanları çoğu zaman hüsrana sürüklemiştir.Yarın geleceği meçhul, biz işlerimizi ve sevgilerimizi meçhule atmamalıyız çünkü onlar meçhule atılmayacak kadar değerli olmalı bizim için.Selam ve dua ile...


Konu Başlığı: Ynt: Yazdığımı yarın okuyamayacaksın
Gönderen: Pelinay üzerinde 24 Ocak 2014, 23:03:36
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh; "bu günün işini yarına bırakma"demiş büyüklerimiz...Ne kadar güzel bir öğüt.İşlerimizi zamanında yapmayıp yarınlara bırakırsak eğer hayal kırıklığıyla biter bir çok kez sonucu.Zaten yarına bırakman gerekseydi işlerini ve sevgini,bugün yapman söylenmezdi sana.Hem ayrıca yarına çıkacağına kim garanti verebilir ki? Kimse dediğini duyar gibiyim..ben de öyle düşünmüştüm zaten...Hadi kalk o zaman...kalk ve yarınlara ertelediklerini bitir bir an evvel...Sonu hüsrana uğramadan başla ve bitir!....