> Forum > ๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑ > Yaşamdan Seçmeler > Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır?  (Okunma Sayısı 650 defa)
15 Ekim 2016, 22:53:23
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 15 Ekim 2016, 22:53:23 »



Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır?

Peygamberimiz (asm) evlilikten evvel ticaretle uğraşmış, evlilikten sonra Hz. Hatice (ra) validemizin serveti ile ticareti devam ettirmişti.Buna göre, Peygamber Efendimiz  (asm) çocukluğunda çobanlık yapmış, gençliğinde ise zaman zaman ticaretle meşgul olmuştur. Peygamber olduktan sonra ise Allah’ın gönderdiği İslam dinini yaşamış ve anlatmıştır. Bütün hayatı bu hizmetle geçmiştir.Peygamberimiz (asm) bir dinin ve ümmetin sorumlusudur. Bu nedenle hayatın her yönünü içine alan bir vazife yapmıştır. O savaşlarda baş komutan, idarede ümmet-i muhammedin idarecisi, problemlerin çözümünde hakim, dünya ve ahiret işlerinin tanziminde bir öğretmen olmak gibi her konuda bir lider özelliğiyle yaşamış ve hizmet etmiştir.Bu nedenle savaşlardan elde edilen ganimetlerin belirli bir kısmını aldığından, geçimini kimseye el açmadan karşılamıştır. Ancak O ticaret, ganimet gibi nedenlerle servet sahibi olacak kadar zenginken bile fakir gibi yaşamıştır.Ganimetlerin gelirinin belli bir oranının Peygamberimize (asm) ve onun ev halkına verilmesi ayetlerle belirlenmiştir. Çünkü O'na ve ev halkına zekat düşmemektedir. Buna rağmen o bir çok zaman aç kalmış, açlıktan karnına taş bağladığı olmuştur. Kendilerine gelen teberrükleri hep fakirlere dağıtmıştır. Onun hayatını insafla okuyan kimse bunun sayısız misalleriyle karşılaşır.Peygamberimiz (asm) İslâm'ın bütün dünyaya duyurulmasına çalışırken, fetih ve zafer gibi pek çok nimete de mazhar olmuştu. Fakat bu fetihlerden sonra fethedilen şehre ve topraklara girerken asla gurura kapılmıyor, büyük bir tevazu içinde yol alıyordu. Hiçbir merasime ihtiyaç duymadan sade bir şekilde şehre giriyordu.Yahudilerin en büyük kalesi ve yerleşim bölgesi olan Hayber'i fethettiğinde Peygamberimiz (asm), yuları ipten olan bir merkebin üzerinde olduğu halde şehre girmişti. Halbuki o anda Arabistan'ın en verimli toprakları eline geçmiş, hazineleri dolduran ganimete sahip olmuştu.Yine Peygamberimiz (asm) Mekke'nin fethi üzerine şehre girerken, muzaffer bir komutan olduğu halde, yine hiçbir şekilde gurura kapılmamıştı. Devesinin üzerinde Yüce Allah (c.c.)'a karşı başını önüne o kadar eğmişti ki, tevazuundan sakalının uçları neredeyse devesinin semerine değmekte idi. Bu halde iken söyle dua ediyordu:"Allah (c.c.)'ım, hayât ancak âhiret hayâtıdır."Veda Haccına giderken, sırtında sadece dört dirhem değerinde bir kadife parçası, devesinin üzerinde ise semer yerine yırtık bir şilte bulunuyordu. Bu durumda bile riyaya kaçar endişesiyle şöyle dua ediyordu:"Allah (c.c.)'ım, bu halimi riya ve gösterişten uzak kıl."Halbuki o fakir de değildi. Koskoca orduları yenmiş, birçok yerler fethetmiş, çok miktarda ganimetler elde etmişti. Hatta bu haccında yüz deve kurban etmişti.Peygamberimiz (asm) kendi ailesi arasında ve evi içinde de son derece mütevazı idi. Zaten çok sade bir hayât yaşardı. Zaman zaman ev işlerinde hanımlarına yardımda bulunurdu. Elbisesini yamar, ayakkabıları yırtıldığı zaman söküklerini diker, kendi hizmetini kendisi görürdü. Ev süpürür; deveyi bağlar, yemler, koyunları sağar; alışverişi kendisi yapar ve aldıklarını kendisi taşırdı. Hizmetçisiyle birlikte oturup yemek yer ve onunla beraber hamur yoğururdu.Allah Teala’nın Son Elçisi olan Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselamın tevazu örneklerinden bazılarını şunlardır:Sevgili Peygamberimiz (a.s.m) tevazuun her çeşidini ve en idealini hayâtında göstermiştir. Kimsenin yapamadığı ve istese de ulaşamayacağı bir şekilde, tevazu ve alçak gönüllülüğün en makbulünü yaşamıştır. Yaratılmışların en üstünü, makam ve mertebece en yücesi olduğu, Kur'ân-ı Kerim'de Rabbi tarafından çeşitli defalar övüldüğü halde, hiçbir şekilde insanlar arasında peygamberlik imtiyazını kullanmamış ve kendisini onlardan üstün göstermeye çalışmamıştır.Bu üstün ahlâkî vasfını kendi aile fertleri arasında gösterdiği gibi, sahabîleri içinde ve henüz İslâmiyeti kabul etmemiş kimselere karşı da belli etmekten asla çekinmemiştir. Böylece pek çok insanın hidayetine vesile olmuştur.Cenab-ı Hak kendisini kral bir peygamber olmakla, kul bir peygamber olmak arasında serbest bıraktığında o, "kul bir peygamber" olmayı tercih edip kabul etmiştir. Bunun üzerine İsrafil Aleyhisselâm Peygamberimize, "Şüphesiz, Allah (c.c.), tevazu gösterdiğin için o hasleti de sana vermiştir. Kıyamet gününde insanların efendisisin. Yeryüzü yarılıp kabrinden çıkacak ve ilk şefaat edecek olan da sensin." demiştir. Bundan sonra Peygamberimiz (asm) uzanarak yemek yemedi. Ve"Bir köle nasıl yemek yerse ben de öyle yemek yerim. Köle nasıl oturuyorsa ben de o biçimde otururum." diyordu.Bir defasında asasına dayanarak sahabîlerin yanına geldi. Resulullah'ın geldiğini gören sahabîler hemen ayağa kalktılar. Bu hareketlerini tasvip etmeyen Peygamber Efendimiz (asm) onları ikaz etti:"Acemlerin (diğer milletlerin) birbirlerini ta'zim ederek ayağa kalktıkları gibi, siz de benim için ayağa kalkmayın. Çünkü ben kulun yediği gibi yiyen, kulun oturduğu gibi oturan bir kulum."Peygamberimiz (asm) çok defa elini öpmek isteyenleri ve kendisine aşırı derecede hürmette bulunanları da hoş karşılamazdı.Bir alışverişi esnasında Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) de yanındaydı. Ebû Hüreyre'nin (r.a.) anlattığına göre:Peygamberimiz (asm) mal sahibine aldığı elbisenin değerinden fazla bir fiyat öder. Daha sonra satıcı hemen Peygamberimizin eline sarılarak öpmek ister. Peygamberimiz elini çekerek şu ihtarda bulunur:"Bu senin yaptığını Acemler krallarına yaparlar. Ben kral değilim. Ben sadece içinizden biriyim."Ebû Hüreyre anlatmaya devam ediyor "Sonra elbiseleri aldı. Ben taşımak istedim. Fakat bana şöyle hitapta bulundu:'Kişi, kendi eşyasını taşımaya daha lâyıktır. Ancak taşıyamazsa Müslüman kardeşi ona yardım eder."Peygamberimiz (asm) kendi işini kendisi yapardı. İnsanların kendisine hizmet etmelerini istemezdi.Âmir bin Rebia anlatıyor:"Peygamber Efendimiz ile birlikte camiye gidiyordum. Yolda Peygamberimizin ayakkabısının bağı çözüldü. Ben hemen eğilip bağlamak istedim. Fakat Peygamberimiz ayağını önümden çekti ve şöyle buyurdu:"Bu hareketin, başkasına hizmet gördürmek demektir. Ben başkasına hizmet gördürmeyi sevmem."Peygamberimizin (asm) bu konudaki bir başka örnek davranışını Abdullah bin Abbas anlatıyor:"Peygamber Efendimiz, ne suyunun hazırlanmasını, ne de herhangi bir fakire sadaka vermeyi başkasına bırakmazdı. Abdest suyunu kendisi bizzat hazırlar ve bir fakire sadaka vermek istediği zaman bizzat kendi elleriyle verirlerdi."Abdullah bin Cübeyr'in anlattığına göre, bir gün Peygamberimiz (asm) ashabıyla birlikte yürüyerek bir yere gidiyorlardı. Hava çok sıcak olduğundan, ashabdan birisi, elbisesini Peygamberimizin başının üzerine kaldırarak gölgelemek istedi. Bunu gören Peygamberimiz, "Bundan vazgeç. Ben ancak bir insanım." buyurdu ve elbiseyi alıp indirdi.Peygamberimiz (asm) kendisini görenlerin bir kral zannıyla çekinip titremelerini uygun bulmaz, onları teskin ederek rahatlatırdı.Bir gün bir zat Peygamberimizin huzuruna gelince, peygamberlik heybetinden titremeye başladı. Bu sahabîsinin halini gören Peygamberimiz, "Kendine gel, ben bir hükümdar değilim. Ben ancak Kureyş kabilesinden kurumuş tuzlu ekmek yiyen bir kadının oğluyum." buyurdu.Gerçekten de Peygamberimizi (asm) ilk defa gören, heyecanlanırdı. Fakat daha sonra ondaki şefkati, yüzündeki tebessümü görünce rahatlar, görüşüp konuşunca içindeki korku sevgiye dönüşürdü.Sosyal durumu ne olursa olsun; ister zengin ister fakir, ister dul bir kadın veya bir hizmetçi olsun, hangi halde bulunursa bulunsun, Peygamberimiz herkese eşit davranır, basit yaşayışından, fakir ve hizmetçi oluşundan dolayı kimseyi aşağı görmezdi. Onların da diğerleri gibi ihtiyaçlarını görür, hiç gurura kapılmazdı.Peygamberimiz (asm)'deki üstün tevazuu gördükten sonra Müslüman olan Adiy bin Hatim, Peygamberimizle olan ilk anlarını şöyle anlatmaktadır:"Peygamber Aleyhisselâmın yanında akraba, kadın ve çocuklarının bulunduğunu gördüğüm zaman, anladım ki, onda ne Kisra'nın (İran hükümdarı), ne de Kayser'in (Bizans kralı) saltanatı var."Resulullah benimle birlikte evine giderken yolda zayıf ve yaşlı bir kadına rastladı. Kadının yanında da küçük bir çocuk bulunuyordu. Kadın onu karşıladı ve durdurdu. O da durup bekledi."Bizim senden bir isteğimiz var' dediler. Resulullah onların ihtiyaçlarını uzun uzun konuştu. Kendileriyle birlikte gidip, işlerini gördükten sonra geldi."İçimden kendi kendime, 'Vallahi, bu zat hükümdar değildir.' dedim. Sonra beni evine götürdü. İçi hurma lifi dolu derinden bir minder alarak bana uzattı ve:"Buyur, buna otur.' dedi."Ben, 'Hayır, siz oturun' dedim."O, 'Hayır, siz' diye tekrar ettiler. Oturdum. Kendisi de kuru yere oturdu."Peygamber Efendimiz (asm) herkesle ilgilenirdi. Hiç kimseye üstten bakmazdı. Öyle ki çoğu insanların dönüp bakmadığı, yüz vermediği kişilerin dahi isteklerini yerine getirirdi. Çünkü Peygamberimizin gayesi insanlara faydalı yolları göstermekti.Medine'de ağzı bozuk, şuna buna çatarak sövüp sayan, ağır ve kaba lâflar söyleyen bir kadın vardı. Bu kadın bir gün Peygamber Efendimizin (asm) yanından geçerken Resulullah bir seki üzerinde oturmuş haşlanmış et yiyordu.Kadın: "Şu adama bakın. Bir köle gibi yere oturmuş ve kölelerin yemek yiyişi gibi yemek yiyor." dedi.Peygamber Efendimiz: "Benden daha köle olan bir köle var mı?" dedi.Kadın: "Kendisi yiyor da bana vermiyor." dedi.Peygamber Efendimiz: "Gel, sen de ye." buyurdu.Kadın: "Kendi elinle bana vermezsen yemem." dedi.Bunun üzerine Peygamber Efendimiz kendi eliyle kadına verdiyse de kadın bu sefer:"Ağzındaki lokmayı çıkarıp bana vermezsen yemem." diyerek diretti.Peygamber Efendimiz de ağzındaki lokmayı çıkarıp kadına uzattı. Kadın da hemen alıp ağzına attı. Kadın bu lokmayı yedikten sonra çok hayâlı ve utangaç oldu. Hiç kimseye kötü söz söylemedi. Medine'nin en namuslu ve iyi kadınlarından birisi oldu.Adiy bin Hatim, cömertlikle m...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır?
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:27:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? rüya tabiri,Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? mekke canlı, Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? kabe canlı yayın, Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? Üç boyutlu kuran oku Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? kuran ı kerim, Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? peygamber kıssaları,Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır? ilitam ders soruları, Peygamberimiz peygamber olduktan sonra geçimini nasıl sağlamıştır?önlisans arapça,
Logged
16 Ekim 2016, 20:06:09
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 16 Ekim 2016, 20:06:09 »

Esselamu aleykum.Peygamber efendimiz cocukluk doneminde cobanlik yapmis.Peygamberlikden ve genclik doneminde ise ticaret ile uğraşmistir.Peygamber efendimiz evlendikten ve peygamber olduktan sonra da hz.Haticenin serveti ile ticaret ile ugrasmistir.Rabbim razi olsun bilgilerden....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes